Söyleşi: Mehmet Yaman (Bölüm 3)
Antalyaspor’un önemli isimlerinden Mehmet Yaman ile gerçekleştirilen söyleşimizin üçüncü ve son bölümü yayında …
Antalyaspor’a yıllardır gönül veren ve Antalyaspor’da bugüne dek hem 07 Gençlik hem de Antalyaspor’da birçok önemli görevde bulunan, Mehmet Yaman ile yapılan keyifli söyleşinin son bölümüyle karşınızdayız. Söyleşinin son bölümünde Mehmet Yaman’ın Eto’o transferi, Menez ve Nasri transferi, Ali Şafak Öztürk’ün başkanlığa gelmesi ile taraftar grupları hakkında düşüncelerini bulabilirsiniz.
Söyleşinin ilk bölümünü henüz okumadıysanız, bu linkten okuyabilirsiniz. Söyleşinin ikinci bölümüne ise bu linkten ulaşabilirsiniz.
Hasan Subaşı, zamanında Filip Filipovic diye bir oyuncuyu getirmek istiyordu Antalyaspor’a. Hasan Subaşı görev verdi, “Al bu 150 bin mark parayı, transferi gidip halledeceksin.” dedi. Anlaşmayı yaptık, takımından oyuncuyu almaya ben, o zamanki teknik direktör Ümit Kayıhan ve Kayıhan’ın Bulgar göçmeni bir yardımcısı vardı, üçümüz gittik. Evrak eksikliği nedeniyle o gün transfer olmadı. Otele geri döneceğiz, ama Bulgaristan’a göre çok büyük bir para bu. Bankaya koyalım, transferi yaparken çekip oyuncunun kulübüne verelim dedim. Hemen “Aman, bankaya koyarsan üç ayda beş ayda anca alırsın o parayı.” dediler, beni engellediler. Oradaki bankaların bize geri ödeme şansı yokmuş. Üç gün Bulgaristan’da kaldım ama ben o paraya sarılarak uyudum. En son evraklar tamamlandı, topçuyu da aldım, İstanbul’a geldim. Ben Antalya’ya döndüm, onları Abant’taki kampa gönderdim.
GENCER ÖYLESİNE BAŞKAN OLDU
Ben Gültekin Gencer’i yıllardır tanırım. Yıllarca birlikte yöneticilik yaptık. Ama o dönemlerde aktif bir yönetici değildi, yani bir İsmail Bilal, bir Nafiz Tanır, bir Mehmet Yaman, bir Osman Doğaner, bir Hasan Subaşı kadar aktif yönetici değildi. Gün geldi, zaman geçti derken Antalyaspor camiasının boşluğu sebebiyle kendisi başkan oldu çünkü insanlara o dönemde bu seçenek bırakıldı. Bu, “Antalyasporluyum” diyen herkesin hatasıdır. Kulüp o hale gelmemeliydi. O dönemdeki rakamlar kendi çapında çok büyük görünüyordu. Bir kişi aday olarak girdi, o da Şifo Mehmet’in ortağıydı. Anonim şirketin hissedarları diğer adayı tanımıyordu. O zaman biz de kötünün iyisi olsun ve Antalyalı olsun diye Gültekin Gencer’i göreve getirdik. Gencer de bizim arkadaşımızdır ama mecbur kalındı, öylesine başkan oldu.
BİZE “GEZİCİ” DEDİLER
Samuel Eto’o, bütün dünyanın kabul ettiği bir oyuncudur. Kendisine hiçbir lafımız yok. Eto’o, dünya çapında Antalyaspor için bir kazançtır. Dünya çapındaki etkinliklere katılmış ve Antalyaspor’un adını duyurmuştur. Kendisi de 10 lira kazansa bunun 3 lirası ile Afrika’da vakıflar kuruyor, oraya yardımlarda bulunuyor. Ben bu adama insani açıdan saygı duyarım. Ama o transferde bizim amacımız Antalyaspor’un büyük borçlara girmemesiydi. Eto’o’yu alırsın, evet. Gelirin olur, sponsorun olur, bu transferi göğüslersin ama Antalyaspor’un geliri belli, Antalyaspor büyük borçlara girmesin istedik. Ali Yalçın Aşkın, Hakkı Yılmaz, Gültekin Gencer, bizleri “siz gezicisiniz” diye suçladılar. Antalyaspor siyaset üstü bir kurumdur. Biz “gezici” falan değiliz, bizler Antalyaspor’un menfaatlerini düşünüyoruz. Takım başarılı oldu, Eto’o kendi kendini amorti etti ama aksi bir durum olsaydı biz bitmiştik. Biz bu transfere karşı gelmedik, Antalyaspor’a borçlanma olmasın diye uyarıda bulunduk. Bu anlayışla Antalyaspor kulübünün kapısında basın toplantısı yaptık. Tek derdimiz Antalyaspor idi.
TARAFTAR GRUPLARI
Mehmet Yaman ve arkadaşları, Antalyaspor’un bir jenerasyonudur. Grup 1966’dan Yılmaz’ı, Bahri’si… Benim elimde büyüdü onlar. Yeri geldi davul taşıttık, yeri geldi bayrak taşıttık. Abileriydik onların. Yine Gürhan da bizim elimizde büyüyen bir kardeşimizdir. Şu dakikaya dek bize hiçbir saygısızlık yapmadılar, aynı saygıyı şu an bile gösterirler. “Bizim jenerasyon” dediğimiz kişiler halen ağabeydir bu camiada. Çok önemli bir hiyerarşidir bu. İkisinin de mekanına gidiyorum, bana da arkadaşlarıma da aynı saygıyı koruyorlar. Bakın, Antalyaspor’un geleceği için bu çok önemli… Bende ya da arkadaşlarımda bir kaypaklık olsa, “Hadi ya, boşver bunları” derler.
Biz genel kurullarda olsun, herhangi bir toplantıda olsun ağırlığımızı koyarız. Alanya maçından önce takımı ziyarete gittik, takımı çektik. Takım bizden korkmuş. Doğaldır, bizim bir geçmişimiz var. Takıma denmiş ki, “Bu adamlar zamanında devre arasında, maç sonunda takım odası basar, oyuncu döverlerdi.” Topçu da dövdük, inkar etmiyorum. Santrafor Murat’ı da dövdük, kaleci Murat’ı da dövdük, Selman’ı da dövdük. Neden? Çünkü yanlış yaptılar. Biz psikopat değiliz ama yeri geldiğinde taraftar da oluruz, psikopat da oluruz. Bütün Antalya halkı da bunu bilir. Biz, sadece Antalyaspor’un başarısı için uğraşırız. Bize zarar gelsin ama Antalyaspor’a zarar gelmesin.
07 Gençlik Gürhan, Grup 1966 Yılmaz ve Şarampol Hilmi… Bu konuşmayı kendime bir hak olarak görüyorum. Antalyasporlu olmak bir ayrıcalıktır. Önemli olan Antalyaspor’un başarısıdır. Ben evlatlarımdan bir ağabeyleri olarak rica ediyorum, bu arkadaşlar daima Antalyaspor’un başarısına odaklanmalıdır. Bizlerin yaptıklarını yapmak, verdiğimiz desteği sağlamak tüm grupların görevidir. Her kim olursa olsun, Gürhan da Yılmaz da Hilmi de görevini bilecek. Bu görevi bilmeyip de 58 yaşından sonra beni başkanlık yapmaya teşvik etmeyin. Biz, sizin ağabeyiniziz. Bizim bayrağımızı taşımak şu an Antalyaspor tribünlerindeki tüm gruplara bir emir olarak kabul edilmelidir. Bizim bir emeğimiz, yıllarımız vardır. Ne belediye başkanı, ne vali… Antalyaspor’un her zaman sahibi vardır. Antalyaspor bu memlekette hiçbir zaman sahipsiz kalmaz.
MENEZ ve NASRİ TRANSFERLERİ
Menez ile Nasri’yi biliyoruz, dünya çapında futbolcu ikisi de… İkisi birlikte 3-4 gün önce kulüpte Şefik Öz’ün yanına gelmişler. Nasri, ligin ilk yarısında şu an 4 milyon Euro alması gerekirken, 8.4 milyon Euro istiyor. O 400 bin euro olan kısım ne derseniz, menajerinin parasıymış.
Menez sakat gelmiş, Nasri sakat gelmiş bu kulübe. Kulübe gidip sorgulama yapıyorum, geçmişlerinde sakatlık olduğunu fakat oynamasına engel olmadığını söylüyorlar. Kardeşim, kusura bakmayacaksın. Gloria otellerinin dünya çapında bir kondisyon merkezi var. Dünya çapında her oyuncu buraya geliyor, kendisini güçlendiriyor. Takımlar dersen buralarda idman yapıyor. Ama Nasri, bu ortamı beğenmiyor, kaldığı oteli beğenmiyor. Menderes Türel’in Antalyaspor’a kazandırdığı tesisler, Real Madrid’de Barcelona’da yoktur, Menez de Nasri de bu tesisleri beğenmiyor. Ey kardeşim, siz neyin kafasını yaşıyorsunuz?
ALİ ŞAFAK ÖZTÜRK’ÜN GAZINA GELDİK
Ali Şafak Öztürk’ün seçildiği genel kurulda, ben kürsüye çıktım. Divan Başkanı Hasan Subaşı’ydı, gündem de elimde ama genel kurul gündeminde konuşabileceğim hiçbir alan yok. Kim konuşacak bu memlekette? Kürsüde söz aldım, o dönemki aday Ali Şafak Öztürk’e “Sayın Ali Şafak Öztürk, Antalyaspor sevgin nereden icap etti? Antalyaspor’da yapmak istediklerin nelerdir? Taahhütlerin nelerdir” diye sordum. Homurdanmalar başladı. Gayet normaldir, olabilir. Ali Şafak Öztürk alındı, oturtuldu, Anonim Şirket’in başkanlığına getirildi. Bizim kurduğumuz A.Ş pasifize edildi. Yeni bir Anonim Şirket kuruldu, oradan kredi alındı. Ben kulüp derneğinden arkadaşım Nafiz Tanır’a “Gidişatı pek beğenmiyorum, bunda bir şeyler olabilir. Almış olduğu kredide babasının ya da kendisinin imzası var mı?” diye sordum. Benim haklarım bunlar. “Var” deyince, “öyleyse tamam o zaman” dedim. Ali Şafak Öztürk’ten randevu talep ettik, bize randevu vermedi. Bu kabul edilemez. Sen Antalyaspor’un çekirdek kadrosuna randevu vermiyorsun.
Ali Şafak Öztürk’ün getirilmesinde Menderes Türel’in de hatası var. Menderes Türel’i çok iyi tanıyan ve ağabeyi olan bir kişi olarak söylemeliyim ki, Ali Şafak Öztürk, Antalyaspor tarihinde kara bir lekedir. Bugüne dek gelmiş geçmiş en büyük zararı veren kişidir. Ali Şafak Öztürk kişiliği olsun, ailesi olsun, maddi gücü olsun Antalyaspor’a katkı verir düşüncesiyle bu işin yapıldığını düşünmek istiyorum. Bu işler kalpten olur, parayla olmuyor.
Ben genel kurulda sorduğum soruların cevabını alamadım ama ben bunu saygıyla karşıladım, bunu Antalyaspor menfaati için yaptım. Ne oldu şimdi, Ali Şafak Öztürk Antalyaspor’da bir şey yapmadı, laylaylom yaptı. Ortada bir şey yok. Bizler, Ali Şafak Öztürk’ün gazına geldik.
DERNEK, VAKIF ve A.Ş’DEKİ JENERASYON DEĞİŞMELİ
Antalyaspor, gerçekten Antalya’nın bir markasıdır. Antalyaspor açısından önde gelen kişiler, Antalyaspor Kulübü Derneği ile Antalyaspor Vakfı’nı basite almamalıdır. Şunu da demek isterim ki, Antalyaspor Kulübü Derneği, Antalyaspor Vakfı ve Antalyaspor A.Ş’deki jenerasyon artık değişmeli ve dernekte de, vakıfta da, kulüpte de yeni yüzler olmalıdır. Başkanlık düzeyini belki ayırabiliriz ama bir vakıfta hep aynı kişilerin olması bize ileriye dönük bir şeyler kazandırmaz. Antalyaspor’un kimsenin babasının dergâhı değil. Herkes yeri geldiğinde o makamları bırakmalıdır. Yıllarca bunu yapacaksın diye bir şey yok. Antalyaspor A.Ş. genel kurullarında divan başkanlığını aynı kişi yapacak diye bir şey yok.
Antalyaspor’a ömrünü vermiş insanların genel kurullarda konuşması engelleniyor. Bizler tepkimizi koyuyoruz ama bazı arkadaşlarımız Divan Başkanı ve Divan Kurulu’na olan saygıları sebebiyle konuşamıyor. Sen bu insanların konuşmasını engellemeyeceksin. Herkes içindekini dökecek ortaya. Önemli olan Antalyaspor’dur. Bizler, hayatımızın en güzel yıllarında ciddi manada acılar çektik. Yeri geldi bu durum yuvamızı yıktı. Benim Antalyaspor’a verdiğim emek yüzünden zamanında yuvam bile yıkıldı. Biz bu bedelleri ödedik Antalya’da. Başkası olsa, “bana ne” der, geçer. Bizler, Antalyaspor’un gerçek sahipleriyiz.
KURTARMAK MENDERES TÜREL’E DÜŞÜYOR
Antalyaspor’un şu andaki konumu belli. Süper Lig’de ilk yarıyı son sıralarda bitirdi. Burada bütün görev, Antalya’da yaşayan, Antalyalı olan Sayın Menderes Türel’e düşüyor. Çünkü, Ali Şafak Öztürk’ü Menderes Türel başkan yaptı. Bu karara saygı duyduk ama Antalya gibi bir şehrin güzide takımının Süper Lig’de küme düşmesi kesinlikle ve kesinlikle kabul edilemez.
Değerli kardeşim, ben senin ağabeyinim. Şu anda ilk yarı da bitti. O yüzden transfer dönemi başladığında Antalyaspor’da eksiği olan bölgelere transfer yapmak da yaptırmak da senin en büyük görevin. Yarın Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevin bittiğinde sen yine bizlerin arasında olacaksın. Benim sana sevgim, senin bana saygın her zaman olmuştur. Antalyaspor farklı, siyaset farklı bir şeydir. Antalyaspor’da hedef çok büyük olmasına rağmen bu hale geldi. Bunu da kurtarmak sana düşüyor. Bizler, “Sadece Antalyaspor“uz.
SadeceAntalyaspor olarak bu keyifli söyleşi için Mehmet Yaman’a çok teşekkür ederiz.
RÖPORTAJ: Ulaş KALKAN
FOTOĞRAF: Deniz AYDIN
DÜZENLEME: Eda GENÇ AYDIN
* Bu söyleşi, 26 Aralık 2017 tarihinde yapılmıştır.