Söyleşi: Mehmet Yaman (Bölüm 1)

SadeceAntalyaspor.com Ailesi olarak yeni köşemiz olan Antalyaspor söyleşilerimizin ilk konuğu Sayın Mehmet Yaman oldu…

Söyleşi: Mehmet Yaman (Bölüm 1)
28 Aralık 2017 17:30

SadeceAntalyaspor.com Ailesi olarak yeni köşemiz olan Antalyaspor söyleşilerimizin ilk konuğu Antalyaspor’da bugüne dek hem 07 Gençlik hem de Antalyaspor’da birçok önemli görevde bulunan, bir kulübü sadece ve karşılık beklemeden sevmenin kıymetini bilen ve bunu bize içtenlikle aktaran Sayın Mehmet Yaman ile keyifli bir söyleşi yaptık. Söyleşinin ilk bölümünü aşağıda bulabilirsiniz:

 

Merhaba arkadaşlar, öncelikle SadeceAntalyaspor.com’a benimle bu söyleşiyi yapmak istedikleri için  çok teşekkür ediyorum.

Benim ismim Mehmet Yaman. 1959 Serik doğumluyum. Özbeöz Antalyalıyım. Aslen Aksekiliyim. Ailem zamanında Akseki’den Serik’e yerleşmişler.  Altı yaşından beri ticaret ve esnaflık yaptım. Üniversitede İTÜ Mimarlık bölümünü kazanmıştım. Okula kayıt yaptırmaya gittiğimizde o dönemdeki sağ sol çatışmaları yüzünden çatışma çıkmıştı ve vurulanlar olmuştu. Biz de şimdiki gibi değiliz ki, o zamanlar saf Anadolu çocuğuyuz. Okulda 3-4 kişi öldürülünce babamı aradım ve olayları söyledim. “Oğlum ilk otobüse atla gel, beraber gideceğiz” dedi rahmetli. Babam okula göndermek istemedi, çok kötü dönemlerdi. Kardeş kardeşi vuruyordu. Üniversite hayatım olmadı, okumayı çok isteyen bir kişiydim halbuki.

O zamanlar çırçır fabrikamız vardı, halde komisyon dükkanımız, Serik’te beyaz eşya dükkanımız, manifatura dükkanımız vardı. Ticaret erbabı bir aileden gelme delikanlıydım. Babam okula göndermek istemedi, o zaman bana NC50 bir kamyon aldı. Ülkenin önde gelen meşrubat ve alkollü içecek firmalarının bayiliğini aldı. Meşrubatçılık yaptım. Zaten dedemizin yanında yetişmişiz, sabah akşam dükkan beklerdik. Serik’te çok etkin bir gençtim. Serik Lisesi’nde, Serikspor’da futbol oynadım, bu kulüpte yöneticilik yaptım. Serik’in bütün sosyal olaylarında vardım. Gençlik zamanlarımda faallik ve sosyallik özümde vardı.

ANTALYASPOR İLE YILLARDIR BİR BAĞIM VAR

Seksenli yıllarda Antalyaspor maçlarına geliyorduk Serik’ten. Antalyaspor’u destekliyorduk. Akabinde deplasmanlara gidiyorduk. Antalyaspor ile yıllardır bir bağım var. Kendim de sporun içinden gelen bir kişiydim. Serik bize küçük gelmeye başlamıştı, beyaz eşya işini de büyütmüştük. Antalya’da Doğu Garajı’nda bir dükkan kiraladık. Ben yine maçlara gitmeye devam ediyordum. Ee, serde Antalyalılık, Antalyasporluluk var. Derken Mustafa Candan, namıdiğer Dalton, benim yan tarafımda bir ıtriyat dükkanında çalışıyordu. Onunla tanıştık, maçlara birlikte gitmeye başladık. O zamanlar 07 Gençlik’in yeni yeni içlerine giriyoruz. Ben tabii grubun içinde sevildim, abi olarak görüldüm arkadaşlar arasında. O dönemlerde 07 Gençlik grubunu Süleyman Turhan, Atilla Ekmen, rahmetli Fatih arkadaşımız, nam-ı değer Ayı Güngör, Dalton, Metin Dirican, Hakan Karamancı, Karabiber… Daha birçok sayabileceğim arkadaşlar bu grubu kurmuşlar, ben de sanırım 2-3 yıl sonra bu grubun içine girmiş oldum. Zaten ruhumda Antalyasporluluk olduğu için birden kendimi sanki onlarla 20-30 yıllık arkadaş gibi bir ortamda buldum. 07 Gençlik grubu 8-10 kişilik bir arkadaş grubu etrafında dönüyordu. Dalton, “Mehmet Abi sen faalsin, biz seni başkan yapmak istiyoruz. Genel kurul gibi toplanacağız.” dedi. Biz 1981’de kurulduk, Çarşı 1982’de. Bakın, Türkiye’de kurulan ilk grup 07 Gençlik’tir. Parkın içindeki belediyenin kültür salonunda toplanıldı. Mahşer yeri gibi kalabalıktı.

KRAVATLA MAÇA GİDERDİM

O zaman da Antalya’nın nüfusu 50.000 – 100.000 yani, düşünün. 2000 kişilik fanatik bu grup içinde doktoru, avukatı, mühendisi, mimarı, her meslekten insanı vardı. Elit bir gruptuk. Ayrıca biz 07 Gençlik grubu olarak grup üyeleri arkadaşları ne karakolda ne hastanede bırakmışızdır. Yıllarca gittiğimiz deplasmanlar da buna dahil… Benim sözlerim 07 Gençlik açısından bir kural gibiydi. Bir kişi karşı gelmezdi. Tabi kararları kendim almıyordum, bir yönetim kurulu düzeyinde çekirdek kadromuz vardı. Resmi değildik belki ama çok iyiydik. Ekonomik olarak, beden olarak çok güçlüydük. Antalya kamuoyunda, siyasetinde, bürokrasisinde çok büyük bir etkinliğimiz vardı. Benim o zaman siyasi bir kimliğim de vardı. CHP’de 9-10 yıl İl Başkan Yardımcısı olarak görev yaptım. Siyasi konumumdan ötürü televizyonlara, basına çok fazla çıkıyordum. Yeri geliyor partimi temsilen siyaset konuşuyor, yeri geliyor Antalyaspor ve taraftarlarla ilgili konuşmalar yapıyordum. Sert bir mizacım vardı ama sert yapamazdım. Ben kravatla, takım elbiseyle maça giderdim. Antalya’da ileri gelen kişilerle oturup kalkardım, Antalya’da bilinen bir kişiydim.

Hasan Subaşı, Antalyaspor’un başına gelmişti. O zamanlar Antalyaspor’da yönetim kurulu oluşacaktı. Biz de gittik, arkadaşlar kendisine “Başkanım, yönetimde taraftarı temsilen bir kişiyi, Mehmet Yaman’ı istiyoruz.” dediler. 1994-1995 sezonunun ekim ayında yönetime girdim. Antalyaspor A.Ş.’ye, Antalyaspor Kulübü Derneği’ne girdik, çalıştık. Yönetimdeyken A.Ş. kuruldu, Vakıf kuruldu. Antalyaspor A.Ş.’nin kurucular kurulundayım, vakfın ise halen mütevelli kurulu üyesiyim. Antalyaspor’da ilk taraftarlar derneğini ben ve arkadaşlarım ASTAD adıyla 1995’te kurmuştur. Aynı zamanda Antalyaspor’da akrep simgesinin de kabul edilmesini sağladım. Eskişehir’e gidiyoruz, Samsun’a gidiyoruz, Kütahya’ya gidiyoruz, bir bakıyoruz her yer şimşek. Biz de akrep olsun dedik.

BİZLER SEYİRCİ DEĞİLDİK

Antalyaspor benim evim gibi, çocuğum gibi… Onunla yatıp, onunla kalkıyoruz. Ama biz taraftarız. Diyelim ki pazar günü Antalyaspor’un maçı oldu, biz diğer pazara dek Antalyaspor’un maçıyla yatar, kalkardık. Gece gündüz neler yapabileceğimizi düşünür, yeni sloganlar, tezahüratlar düşünürdük. Kağıtlar, gazeteler yırtılırdı sabahlara dek. Maçın başındaki on saniyelik bir iş için namıdiğer Ayı Sülo, Simitçi Mustiler… O parçalar çuvallara konur, maçta atılırdı.

Biz amigoluk yapmadık. Bizim Miloşumuz vardır, amigodur. Amigo İlistir vardı, Ali Dayımız var, Emin Abi… Ama ilk amigomuz Mestan’dır. Fakat biz Antalyaspor’da seyirci değildik, amigo değildik. Onlar yıllardır bizlerin yanıbaşındadır, hepimiz bir bütünüz ama biz taraftardık. Yerine göre efendi yerine göre fanatik bir taraftar grubuyduk. Biz, Türkiye çapında bir gruptuk. İstanbul da dahil biz maçlara gittiğimizde bizden korkarlardı, öyle bir birliktelik vardı. Kararlar tek ağızdan çıktığı için örgütlü bir gruptuk. 24 saatimiz beraber geçerdi. Kavgayı sevmezdik ama Antalyaspor’a kim zarar verirse bizden anında tepki görürdü. Emanetli gençleri söylemiyorum bile, bizler emanet taşımazdık. Cezaevine girilecekmiş, dayak yenecekmiş hiç önemli değildi. Mevzu, Antalyaspor idi.

Antalyaspor’a manevi açıdan çok şeyler verdik biz. Ailesel sorunlarım oldu. Evden önce Antalyaspor gelirdi bizde. Düşünebiliyor musun, bir iki gün olsa neyse ama bu yıllarca devam etti. Ya maçtayız ya televizyondayız. Öyle bir ortamımız var. Tribündeki çoğu şey bize bağlı, bizler yapıyoruz her şeyi. İnsan başkan olunca birtakım özverilerde bulunması gerekiyor. Yapı böyledir, sistem budur. Otobüsün mazotu biter, ben doldururum. 50-60 çocuğun cebinde parası olmaz, onların yemeğini çayını ısmarlarız. Öyle paramız da yok ha, cebimizden toplayarak yapıyoruz her şeyi. Çoğunda maddi desteği ben veriyordum. Deplasmana gitsek 50-60 otobüs gidiyorduk. Flamalar yazdırmalar… İlk önce lokalin önünde daha sonra statta tüm tribüne kağıt dağıtılırdı. Tribünde o kağıtta yazılan muhakkak söylenirdi.

Antalya camiasında bize karşı her zaman bir saygı vardır. Olmaya da devam edecektir. Şimdi biz mesela Miloş ile, Süleyman ile, Atilla ile bir yere gidip otursak, “Oo abiler, bu takım şöyle mi olacak, böyle mi olacak” diye hemen konuşmaya başlarlar. Şimdi bizim öyle bir konumumuz var ki, Antalya ile özdeşleştik artık. Biz, Antalya’daki ilçeler dahil Antalya’ya simge olmuş isimleriz. Bizleri, Antalyaspor ile, Antalya ile özdeşleştirdi insanlar. Biz bununla gurur duyuyoruz. Bunlar, güzel şeyler.

OTELDEKİLERİ UYUTMADIK

Hasan Subaşı’nın ikinci dönemiydi. E tabi Antalyaspor da maddiyat gerektiren bir oluşum. Hasan Başkan bize seçimden sonra kulübü alacağını söyledi. Sonra almayacağını söyledi. Öyle olunca grup olarak karar aldık. Hasan Subaşı almazsa o dönemin parasıyla 120 milyara ihtiyacımız vardı. Antalyaspor’u bu paranın döndüreceğinin hesabını yaptık 07 Gençlik olarak ama hala Hasan Subaşı’ya baskılarımız devam ediyor. “Almayacağım” deyince biz de grubun önde gelen kişileri olarak Selekler Çarşısı’nın yanında İl Özel İdare’nin altında Antalya Gazeteciler Cemiyeti vardı, basın toplantısı yaptık. Dedik ki, “Subaşı almıyorsa bizler 07 Gençlik olarak yönetime talibiz. Subaşı çek, git.” Neden bu tepkiyi koyuyoruz, çünkü biz fanatiğiz. Şehri, takımı sahipleniyoruz, güçlüyüz, gündem belirliyoruz. Her şeyde varız. Valisiyle, emniyet müdürüyle, siyasisiyle… Her yerde, her şeyde varız. Biz o zaman bu toplantıyı gerçekleştirince Hasan Subaşı’ya kabul ettirdik. E biz bir gruptuk fakat Hasan Subaşı Belediye Başkanıydı. Kaynağı, yaptırımı daha fazla olur dedik. O zamanlar Antalyaspor’a oteller destek vermiyor, biz gittik Dedeman Oteli’nden destek istedik, vermediler. Biz de sabaha dek maytap attık, bağırdık, çağırdık, insanları uyutmadık. Antalyaspor’a yardım etmeye mecbur bıraktık. Bunun gibi sıra dışı etkinliklerimiz de vardı.

ANTALYASPOR SİYASET ÜSTÜDÜR

Mesela Hasan Subaşı bize bir söz verdi. Biz kendisine destek de veriyoruz ama siyasi konumumuzu hiçbir zaman öne çıkartmadık. Kendi partimi de çok eleştirmişimdir. Bekir Kumbul’u başkan olmaya ben zorladım, ben başkan yaptım. Akaydın’ı da eleştiririm, neden çünkü ben Antalya çocuğuyum. Belediye Başkanı oldu, seçildi. Bizim de vakıfta bir genel kararımız vardır, Antalya’da Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen kişi, Antalyaspor Vakfı’nın direkt başkanı olur. Vakıf, Antalyaspor’un taşınmazıdır, özüdür. Orada seçilen kişi de başkanlığı yapacak dedik. Biliyorsunuz Bekir Kumbul da, Hasan Subaşı da Menderes Türel de yaptı. Menderes Türel bizim arkadaşımız, dostumuzdur. Hala da görüşürüz kendisiyle. Bana “abi” der, saygı duyar. Bu benim için bir onurdur. Çünkü Antalyaspor, siyaset üstüdür. Antalyaspor, Antalya’nın ortak bir tutkusudur.

Söyleşimizin ikinci bölümünde Mehmet Yaman’ın anılarını bulabilirsiniz. Söyleşinin ikinci bölümü yarın 17.30’da SadeceAntalyaspor.com’da olacak.