Bütün Büyük İşler Küçük Başlangıçlarla Olur
M. Okan Okuş yazdı…
Evimizde oynadığımız Adana Demirspor karşılaşmasının sonucunda kaçınılmaz olarak Ersun Yanal ile yollarımız ayrıldı. Hemen teknik direktör arayışlarına başlayan yönetim gerek yabancı gerek yerli hoca arayışında olsa da hem maliyetleri hem de kulüp projelerine yönelik beklentileri sağlayan ismi bulamayınca Türk spor kamuoyunu tam anlamıyla ters köşeye yatırıp gelecek planlarında teknik direktörlük olduğunu her fırsatta dile getiren ve bu konu üstünde kendini hazırladığını dile getiren kaptanımız Nuri Şahin’e takımı teslim etti.
Nuri Şahin ismi resmen açıklandıktan sonra gözler kuracağı ekibe çevrildi. Takım bünyesine dahil edilen ve CV’leri gerçekten dolu olan iki Hollandalı teknik adamın yanına 2013’te Bayern Münih ile Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazanan ve bu kulüpte 5 yıl çalışan Brezilyalı kondisyoneri ekibe katma başarısı göstererek uluslararası futbol kamuoyunda da isminin nasıl bir karşılığı olduğunu gösterdi.
Yeni bir teknik direktörlük kariyerine başlayan bir isme bir kıyak yapılıp 19 takımdan üçü ile ilk maçında karşılaşmayacağını söyleseler kuşkusuz yazılan üç takımdan birisi Sivasspor olurdu. Deneyimli hocası ve çabuk sonuca gitme becerisi olan rakibe karşı maçın hemen başında oyunu rakip sahaya yıkan, gol arayışında olan takımımızı gördük. Üçlü savunma hattımız topu bekletmek yerine kısa sürede Hakan, Fredy, Doğukan ve Amilton’dan oluşan bloğa geçirmeye çalıştı. Bünyamin ve Güray maç boyunca kanatlarda hem savunmaya yardımcı oldular hem de ileri bindirmeleri ile rakibin savunma ve orta alandan rahat bir şekilde çıkmasına engel oldular. Rakip takımda oyununu beğendiğim Fayçal Fajr’in olmaması onların oyun kurmasına engel olduğu gibi bizim zorlanmamamızı sağladı.
Fredy ve Doğukan hem attıkları goller hem de birbirlerine yaptıkları asist ile dört dörtlük performans sergiledi. Takımın iyilerinden olan ama bu sezon forması unutturulan Amilton oynadığı oyunla ‘Ben her zaman bu ligde iş yaparım‘ dedi.
Yıllardır alışılmışın dışında her renktaşın içi serinleyerek ve zevk alarak seyrettiği bir takım vardı sahada. Maç sonrası Hollandalı teknik adamın açıklamaları bunun bir maçlık olmadığı, sürekli kazanmaya yönelik hücum anlayışında olan bir takım olacağı yönündeydi. Daha ligin 2.haftası yazdığım yazıda Ersun Yanal hocaya yönelik ‘Cesaret Hocam‘ derken eldeki kadronun fren yaptırılamayacak kalitede olduğunu söylesek de hoca kısır pozisyon üretmeyen anlayışından vazgeçmemişti. Önümüzdeki süreçte artan kondisyonu ve oyun kalitesi ile sahada görmekten zevk alacağımız bir takım olacağına inanıyorum. Bize düşen önümüzdeki hafta pazar günü 16.00 gibi uygun gün ve saatte takımımızın arkasında olmaktır.
Maçın hakemine gelecek olursak kötü hakemlik yeteneği, 2017 yılında Galatasaray-Mersin İdman yurdu maçını izlemeye gelen babasının maç sonrası kalp krizi geçirmesine ve ilerleyen günlerde vefat etmesine neden oldu. Olmuyorsa yapmayın, zorlamayın. Senin umursamadığın bir maçta sezon sonunda ligi orta sıralarda bitirse kasasına 80 milyon TL’ye yakın para girecek bir takımın belki de küme düşüp dağılmasına neden oluyorsun. Vebaline değer mi?