Bayko

Aslında biz bu maçı hak ettik. Rakip 10 kişi kalınca zaten iyice geriye yaslandılar ama biz nedense kendi kendimizi durdurduk …

Bayko
22 Mart 2017 08:27

Yazımın başlığı ”Rıza Hoca?” olacaktı. Sonunda bir soru işareti olacaktı. Zira benim ve tribünün kafasında soru işaretleri oluşmaya başladı. Son haftalarda gerçekten bu soru işareti iyice belirginleşti. Rıza Hocanın hakkını çoğu zaman bu satırlarda verdim. Ama soru işareti oluşabilecek durumlarda da yazmak benim görevim. Her daim dediğim gibi, tribün ne hissediyorsa ben buradan yazmak durumundayım. Gelelim Rıza Hoca ile ilgili bu hafta kafamı(zı) kurcalayan olaya:

Rakip 10 kişi kalmış. Türkiye liginin en tempolu, en iyi futbol oynayan ekibi diyebileceğimiz takımı Beşiktaş oyunu yavaşlatıyor. Adamlar 1 puana göbek atacak neredeyse ve Antalyaspor sağlı sollu gol arıyor. Oyunu karşı tarafa yıkmışız resmen. Beşiktaş çaresiz, Beşiktaş sezonun en kötü Beşiktaş’ı. Herkesi yıldıran Beşiktaş’ın gol pozisyonu yok. İyice geriye yaslanmışlardı ve biz gol ha geldi ha gelecek diyorduk tribünden. Son dakika oyuncu değişikliği oyunun soğuması demek. Beşiktaş’ın arayıp da bulamadığı şey. Çıldırdım resmen. Neyse,uzatmalar başladı. O da ne? Bir oyuncu değişikliği daha yapıyor Rıza Hoca! Nirvanaya ulaştım! Deplasman tribünü 1 puana çılgınlar gibi seviniyor bu arada. Şimdi burada Rıza Hocaya soruyorum,  Rıza Hocam, bu değişikliklerin anlamı nedir? Takım yüklenirken, üç dakikada iki oyuncu değişikliğini neyi düşünerek yaptınız? Ben düşünüyorum ama yemin ediyorum yılların futbol birikimine rağmen işin içinden çıkamıyorum.

Sakıb’a bu maç ne oldu anlayamadım. Sezonun en kötü maçını en önemli maçında oynadı. Eto’o son haftalarda artık serbest oynuyor. Sanki bir oyun kurucu gibi… Bu onu markajdan da kurtarıyor lâkin gol bölgesinden oldukça uzakta kalıyor ve fazlaca yoruluyor.

Aslında biz bu maçı hak ettik. İlk yarı Beşiktaş biraz iyi gibi göründü. Malumunuz, adamlar ligin en iyi takımı. Bu yüzden biz biraz oyunlarını bozmaya yönelik oynadık. Açıkçası ilk yarı plan Beşiktaş’ı durdurmak ve oynatmamaktı. Bu plan olması gerekendi. Oyunu iyi sıkıştırdık ve rakip anca fantezi şutları çekebildi. İkinci yarı bu sefer biz yüklendik. Rakip 10 kişi kalınca zaten iyice geriye yaslandılar ama biz nedense kendi kendimizi durdurduk.

Eğer bu takım Avrupa kupalarını düşünüyorsa evinde asla puan kaybı yapmamalı. İnanılmaz bir fikstür avantajımız var. Rakipler de çoğu zaman bize çalışıyor lâkin biz evimizde 2 maçta 1 puan alıyoruz. Böyle olmamalı, buraya gelene cehennemi yaşatmalıyız.

Cehennemi yaşatmalıyız derken, tribün olarak bunu gerçekten yaşattık biz. Özellikle son bir hafta kale arkası gruplar olarak bu maça özel hazırlandık. Soğukta omuz omuza dev pankartlar yaptık. Buz gibi havada 5 dakika bile gösterimi olmayacak ama ömür boyu hafızalardan silinmeyecek muazzam görüntüler arşivlerdeki yerini aldı. Yine televizyon kanallarında, sosyal medyada, genelde İstanbul takımlarının kalemşörlüğünü yapan spor gazetelerinde bile Antalyaspor taraftarından bolca bahsedildi. 90 dakika tribünde bir an olsun susmayan, bu şehri savunan her renktaşımla gurur duyuyorum.

Ve gelelim bizim için şampiyonluklara, kupalara bile değişilmeyecek kadar değerli olan bir insanın kaybına…

Zeki Canıtez!..

Seni bu satırlara nasıl sığdırabilirim ki Zeki Abi! Bizi resmen yıktın. Türkiye’deki çoğu tribünün birleşip de yıkamayacağı Antalya tribününü yıktın gidişinle.

Bu tribün için, bu şehir için çok değerli bir insanı kaybettik. Gerçek bir Antalyasporlu…

Bilmiyorum oradan bu satırları okuyor musun Zeki Abi. Aslında yazacağım çok şey var sana ama harflere ağlamayı öğretememişler be abi…

Her gidişinde dediğin gibi..
Bu sefer bizden sana..
“BAYKO”

 

 

 

ETİKETLER: ,