Gemisini Kurtaran Kaptan

Oyunumuz çok parlak olmasa da ümit vaat ediciydi …

Gemisini Kurtaran Kaptan
8 Kasım 2017 07:51

Bu hafta, bu sezon başından beri takımımızda kendisi de dahil olmak üzere hiçbir futbolcudan görmediğim kalitedeki performansıyla büyük bir tebrik ve teşekkürü hak eden Samuel Eto’o ile başlamak istiyorum. İlk golde vuruşundaki kendinden eminliği yaşını belli ediyordu biraz fakat ikinci goldeki hırsı, çabası, kararlılığı henüz kariyerinin başında ve her yanından yetenek fışkıran, geleceğin yıldızı olacak bir forvetin hareketleriydi. Gözlerime inanamadım, kendimi tutmasam sevinçten ağlayacaktım. Bir kaptan gemisini nasıl kurtarır, canlı canlı izledik. Gol sonrasındaki sevincinin de çok hoşuma giden “Güzel futbolcu, golden sonra tribüne koşandır” sözüyle birebir örtüşmesi hoş bir hatıraydı. Çok teşekkürler Samuel Eto’o, yaşattığın unutulmaz maçlara bir yenisini daha eklediğin için. Fakat ufacık da bir eleştiride bulunmak istiyorum: Orta alana doğru gelmeyip hücum koşuları yaptığın zaman takıma daha yararlı olduğunu umarım sen de fark etmişsindir artık. Bizim senin gollerine ihtiyacımız var. Sana goller attırması için oyun kurma özelliğine sahip birçok oyuncu transfer etti yönetimimiz. Henüz bir şey kurduklarına pek şahit olamasak da olsun, ben gelecekten umutluyum.

Samuel Eto’o’nun yanı sıra performansına özellikle dikkat çekmek istediğim birkaç isim daha var. Maicon Marques’in sezon başından beri istikrarlı formu ve kalitesi özellikle dikkat çekiyor, bu maçta da aynı özveriyi ve çabayı gösterdi. Maicon eğer bu form ile oynamaya devam ederse yerel basının da üstüne çıkıp ulusal hatta uluslararası basında kendinden söz ettirecek bir futbolcu olduğunu gösterecektir. Özellikle sol kanatta Sakıb Aytaç ile oynadığı zaman kendinden daha emin oynadığını düşünüyorum. Bek bölgesine gelerek yaptığı kritik müdahalelerle takıma hücumda olduğu kadar savunma anlamında da katkı sağladı bu maç, gerçekten bu oyuncunun kulübümüze kazandırılmasını kim sağladıysa taraftarlar olarak o kişiye büyük bir teşekkür borçluyuz. Aynı şekilde, yeni transfer olmasalar da, orta alandaki ikilimiz Charles ve Harun’un Leonardo’nun gelişiyle yaşadıkları yükseliş gerçekten umut vaat edici. Maçın henüz ikinci dakikasında sarı kart görmesine karşın ne yaptığının bilincinde hareket edip doksan dakikayı oyunda kalarak tamamlayan Charles rakiple karşılaştığı 29 pozisyonun 26’sında topu almayı başardı. Bunun yanı sıra boşta kalmış sekiz topu da alarak iki konuda da maçın en verimli oyuncusu olmuş durumda. Leonardo’nun ona verdiği gerek taktiksel destek gerekse özgüven desteği sayesinde yakın zamanda kendisine “örümcek” lakabını takmamız olası diye düşünüyorum. Harun ise boşta kalan topların 7’sini alarak Charles’a destek oldu ve bu sayede orta alanda oyunun hakimi olmamızı sağladılar. İşin kritik noktası orta sahada boşta kalan bu toplardı diye düşünüyorum. Öyle ki, rakip takımın orta alan ikilisi Ceyhun ve Skulason toplam 8 kere bu topları kazandılar yani bizim ikilimizin aşağı yukarı yarısı kadar. Bu sayede oyunda üstünlüğü kurup top hakimiyetini sağladık. Harun’un yerine 76. dakikada oyuna dahil olan Yekta da aldığı süre boyunca girdiği ikili mücadelelerden çoğunlukla üstün çıkması ve yaptığı birkaç kritik pas arası hamleyle skor 2-1 iken takımımızın kapıldığı panik anından cezalandırılmadan çıkmamıza büyük katkı sağladı. Benim görüşüm, orta saha her şeydir. Orada üstünsen maçı da üstün oynarsın. Biz bu maçta bunu başardık. Sakat olan Vainqueur ve cezalı Sandro’nun da dönecek olduğunu düşünürsek Leonardo Hocamızı zorlu günler bekliyor. Bu beş oyuncudan iki kişi seçip oynatmak zor olacaktır. Fakat Sandro eline geçen iki şansı da cömertçe harcadığı için, adaletli verilecek kararlarda bu beşlinin en sonunda olacağını düşünüyorum. Bence bariz hatalar yapmadıkları veyahut oynayamaz durumda olmadıkları sürece bu ikiliyi bozmak gereksiz risk almak olacaktır.

Kanat oyunlarımıza baktığımız zaman ise maalesef hâlâ yeterince iyi değiliz. Özellikle sağ kanattan geliştirmeye çalıştırdığımız ataklarda Celustka’nın stoperden beke evriminin biraz eksik kaldığını düşünüyorum. Aslında geçen sezon bu kadar göze batmıyordu fakat bu sezon ciddi bir form düşüşü var Celustka’da maalesef. Öyle ki maç boyunca tam dokuz kere orta yapan Celustka sadece bir ortasında isabet buldu. Sakıb Aytaç ise daha önceki eleştiri alan performansının üstüne çıkmış bir oyun ortaya koydu. Mükemmel denemez fakat beş ortasında iki isabet buldu ve rakip takım savunmasına maç içinde tehlike yaratacak birçok girişimde bulundu. Fakat hâlâ savunma anlamında geç hamleler yapıyor oluşu bizi biraz sıkıntıya sokuyor. Çok çalışarak üstesinden gelebileceğine inanıyorum. Önünde ona yardım etmeye meyilli bir oyuncuyla oynadığı zaman daha etkili bir performans sergileyebiliyor. Maalesef bizim takımımızda buna örnek verebileceğim tek kişi Maicon. Aslında Sakıb bir bekten ziyade bir kanat bek mentalitesine sahip, hücum düşüncesi çok baskın ve günümüzde özellikle Premier Lig’de oynanan üçlü savunma oyununda farkını gösterebilecek bir oyuncu.  Danilo ise çok uzun zaman sonra ilk kez benim hoşuma gitti. Çok iyi değildi fakat geçen sezon gördüğümüz Danilo performansının üstünde bir oyun sergiledi. Kendisinin bir süre sonra formunu yükseltme ihtimali var fakat şu an bunun üzerine yönelmek için doğru bir zaman mı yoksa sakatlıktan çıkacak olan Nasri ile mi devam edilmeli, o tamamen hocanın takdiri olacaktır.

Oyunumuz çok parlak olmasa da ümit vaat ediciydi. Önde olduğumuz zaman ne yapacağımızı bilen, rakibi karşılamayı ve farkı yükseltmeyi amaçlayan mantaliteyi kazandığımız zaman bu takım hedeflerine ulaşacak hatta hedeflerinin üstüne çıkacaktır. Kadromuzdaki oyuncuların kalitesi buna bir hayli elverişli ve biz artık hak ettiğimiz yere doğru güzel bir yolculuğa çıkıyoruz bence. Bunu düşünüyor, buna inanıyorum.

Yazımı Nazım Hikmet Ran’dan bir alıntıyla noktalamak istiyorum:

“Çocuklar inanın, inanın çocuklar

Güzel günler göreceğiz, güneşli günler…”

#BizAntalyasporuz