Passolig Rezaleti
Üzerlerinde Antalyaspor formaları olan insanlar bir daha maça gelmek için iki kez düşüneceklerini belirtti …
Çocukluğumdan beri maçları Kuzey Kale Arkasından takip ederim. Bu sene yine aynı yerden kombinemi alıp devam ediyorum. Yalnız, zaman zaman ailemizle, eşimiz/dostumuzla geliyoruz. Böyle zamanlarda Maraton Tribününü tercih ediyoruz. O zamanlardan birine denk geldi geçtiğimiz pazar akşamı oynanan Akhisar maçı. İlk defa maça gelecek olan arkadaşlarımız Passolig başvurularını ve bilet yüklemelerini internet üzerinden yaptılar. Buraya kadar her şey güzel. Bir güzellik daha uygulamaya sokmuşlar ki, benim bile hoşuma gitti ilk duyduğumda. Şöyle ki, bilet alan kişi internet üzerinden biletini barkod halinde telefonuna indirip turnikelere okutarak maça giriş yapabiliyor. Yani, kart taşıma derdine son vermişler.
Turnikelere ulaştığımızda maça 15 dakika vardı. Kapıda herzamankinden farklı olarak bir yığılma ile karşılaştık. Bağırıp çağıranlar, Passolig görevlilerinden yardım isteyenler, emniyet yetkilileri ve özel güvenliklerden bir yol bulmalarını, maça çok kısa bir süre kaldığını belirtenlerden anlaşılıyordu bir aksilik olduğu. Biraz ilerlediğimizde, 4 turnikeden birinin çalıştığı, biraz yukarıda bahsettiğim akıllı telefon uygulamasının da çalışmadığını anladım. Tabi bunu anlayana kadar maçın 20. dakikası oynanıyordu ve biz kapıdayken iki takım da birer gol atmıştı.
Eşim ve benim hali hazırda Passolig kartlarımız olduğu için arkadaşlarımıza gişeden tek geçişlik Pass Card almalarını söyleyerek içeriye girdik. Tribüne adım attığımızda karşılaşmanın 23. dakikası oynanıyordu. Arkadaşlarımızın tribüne ulaşması da ikinci yarının başlamasına birkaç dakika varken ancak gerçekleşti ve hayatında ilk kez maça gelen ve üzerlerinde Antalyaspor formaları olan insanlar bir daha maça gelmek için iki kez düşüneceklerini belirttiler. Ülkemizde şehir takımlarına taraftar kazandırmanın çok zor olduğu bir ortamda taraftar kaybetmenin ne kadar kolay olduğunu bir kez daha görmek bir Antalyasporlu olarak beni elbette yaraladı ve elektronik bilet sistemine olan nefretimi daha da arttırdı.
23. dakikadan itibaren seyrettiğim maça gelirsek de, çok rahat kaybedebileceğimiz maçı neredeyse kazanıyorduk. Antalyaspor yeni sezona hazır başlamamış. Hiçbir bölgede rakibe üstünlük kuramayan, son dakikalarda adeta diz çöken bir takım vardı sahada. Akhisar sahada istediklerini çok rahat gerçekleştirdi. Çok rahat pas yaptılar, gol pozisyonlarına girdiler. Yalnızca son vuruşlarda sıkıntı yaşadılar. O sıkıntılar olmasaydı çok sıkıntılı bir skor ile karşılaşabilirdik. Beşiktaş maçındaki adam adama sert oyun bile daha hoş geldi benim gözüme. En azından rakibe bu kadar rahat oynama şansı ve bu kadar gol pozisyonu vermemiştik. Savunmanın hali içler acısı. Kaleci Boffin iyi bir tercih olduğunu kurtardığı çok net ataklarla gösterdi. Takıma yeni katılacak oyuncularla üst düzey bir hücum hattımız olacağı aşikar ama savunma konusunda aynı iyimserliği taşıyamıyorum. Umarım ilerleyen haftalar bu düşüncemde beni yanıltır.
Bir süre yine bütün spor kamuoyu Antalyaspor’u konuşacak. Çünkü beklediğimiz 10 numara, Samir Nasri transferi gerçekleşti. İmza töreni de şanlı armamızda silüeti bulunan Yivli Minare manzaralı olarak Kale Kapısı’nda gerçekleşecek. Yönetimi bu kararından dolayı kutluyorum. İmza töreni alanına halkta Antalyaspor farkındalığını arttıracak görevliler, görseller ve materyaller de koyarlarsa çok daha verimli bir tören yaşayacağımızı umuyorum.
Geçtiğimiz hafta yazımın son paragrafını deplasmanlarda taraftarımızı yalnız bırakmayan kent idarecilerinden biri, milletvekili Devrim Kök’e ayırmıştım. Bu haftaki alkışlarımız Konyaaltı Liman Mahallesine gece de led ışıklandırmalarla aydınlanan Antalyaspor temalı bir görsel inşa eden Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e. Geçtiğimiz yıl deplasmanlarda da takımı yalnız bırakmayan Başkan Böcek, maç günleri sosyal medya hesabından ve billboardlara astırdığı görsellerle Antalyaspor’un yanında oldu. Bu vesileyle bir kez daha bütün kent büyüklerini Antalyaspor’un yanında olmaya, İstanbul takımları ile aralarına büyük mesafeler koymaya davet ediyorum.
Mutlu haftalar.