Özür Dilerim Doukara
Bütün takımın -Sakıb hariç- tribünleri tek tek dolaşıp sevincini taraftar ile paylaşması kenetlenmenin, birlik olmanın gücünü gösterir nitelikteydi…
Geçen hafta içi kiminle konuşsam (taraftar grupları mensubu arkadaşlar) Kayserispor’un Antalyaspor’u yeneceğini, en fazla beraberlik alınabileceğini duydum sıklıkla. Hamza Hamzaoğlu’nun gelişinden sonra takımın bir tık üst seviyede mücadele etmesi ve haftalar sonra en az eksik kadroyla sahaya çıkacak olması da bir çoğuna göre yeterli gelmemiş olacak ki bir umutsuzluk havası hakimdi. Aksine, bizlerde en kötü zamanlarda taşıdığımız fazlaca umudumuzla tuttuk stadın yolunu.
Maç içinde ikinci yarı ortalarına kadar 3 farklı skor alarak kalan bölümü çok rahat geçirebileceğimiz maçta, son bölümlerde olmadık bir pozisyonda yediğimiz golle neredeyse puan kaybıyla kapatacaktık. Devre arası transfer döneminin son dakikalarına kadar takımda kalması, kaldıktan sonraki maçlarda ise ilk 11de görmek istediğimiz Jevtoviç’in ince asistini yine transfer döneminin son dakikalarında takıma katılmasına burun kıvırdığımız Doukara düzgün bir vuruşla gole çevirerek belki de sezonun en önemli galibiyetini getirdiler. Transfer döneminin son dakikalarında alınan ve muhtemelen kimsenin hoşuna gitmeyen bu transferden hiç memnun olmamış ve olumsuz yorumlar yapmıştım. Yeni Malatyaspor maçında eksik rakibe karşı son dakikalarda bir asistlik performansını da rakibin eksik oluşuna bağlayıp yine olumlu gözle bakamadığım Doukara’dan özür diliyorum ve nazar değmemesini diliyorum.
Hamza Hoca geldikten sonra takıma gelen mücadele azmini daha önce de yazdım. Yalnız, sadece mücadele katkısı bu ligde yer alabilmek için yeterli değil. Takım oyundan düştüğü anlarda oyuncu değişikliklerinde gecikmemesi de gerekiyor. Kayserispor maçında yediğimiz golden önceki 10-15 dakikalık bölümde bariz şekilde aksayan noktaları biz tribünden net bir şekilde görüp değişiklik yapılması gerektiğini, böyle devam ederse rakibin bir şekilde gol bulabileceğini konuştuk. Bizim bile net bir şekilde okuduğumuz basit bir planın Hamza Hoca tarafından nedeni her ne olursa olsun geç devreye sokulması ve buna bağlı şekilde gelebilecek puan kaybı kabul edilemez. Golden bir dakika sonra gelen oyuncu değişikliği “Atı alanın Üsküdar’ı geçmesi” olarak nitelendirilecekti ve şu an çok başka şeyler konuşuyor olacaktık ama neyse ki golü bulduk.
Maçın son düdüğü ile birlikte özellikle Ferhat ve Diego’nun sevinçleri görülmeye değer ve özlediğimiz görüntülerdi. Bütün takımın –Sakıb hariç– tribünleri tek tek dolaşıp sevincini taraftar ile paylaşması kenetlenmenin, birlik olmanın gücünü gösterir nitelikteydi.
Ömümüzdeki hafta deplasmanda Osmanlıspor ile yine kritik bir maça çıkacağız. Taraftarın da hatırı sayılır ölçüde önce Anıtkabir’de sonra stadyumda yerini alacağı deplasmanda ligin ilk dış saha galibiyetini almamızı, bütün taraftarımızın mutlu bir şekilde şehrimize dönmesini diliyorum.
Mutlu haftalar..