Biz Antalyasporuz, Ya Siz

En son ne zaman bu kadar umutsuz bir sezon geçirmiştim, hatırlamıyorum. İç sahada Gençlerbirliği maçındaki kadar silik bir oyunu da en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum. Oyunu geliştirememenin yanında geliştirmeye dair en ufak bir işaret görmeyeli de uzun zaman olmuş ki, anımsayamıyorum. İşlerin kötü gittiği dönemler hep olmuştur ama bu kadarının peş peşe geldiği bir dönemi pek yakında hatırlamıyorum. Yapılan transferlerin tutmadığı, mali durumun, idarenin, teknik direktörün ve haliyle puan tablosundaki yerimizin domino taşı etkisiyle bir bir yıkıldığı bir zamanı eminim ki hiçbirimiz anımsamıyor ve işlerin bu denli ters yüz oluşunu şaşkınlıkla seyrediyor ve elimiz kolumuz bağlı bekliyoruz.

Ali Şafak Öztürk’ün kesin olarak istifasının ardından henüz kısa bir süre geçti. Siyasetin rüzgarını biraz olsun arkasında hisseden bazı isimler hafta sonu itibariyle adaylık için nabız yoklanmak üzere kamuoyuna el altından salınır ve bizler de değerlendirmelerimize başlarız. Antalyaspor’dan katkı alan değil katkı veren insanların idareye aday olmalarını diliyor ve istiyorum.

Kötü gidişe rağmen taraftarın haftasonu deplasmanda oynanacak Başakşehir maçında tribünü doldurup üzerine düşeni yapma çağrısı da büyük bir vefa örneği ve her zaman söylediğimiz ‘herkes gider taraftar kalır’ sözünün içini dolduran anlam yüklü bir harekettir.

Evet herkes gitti, biz yine kaldık. Evet “Biz Antalyasporuz.” Antalyaspor hep bizdik. Ya siz şimdi kimsiniz?

Umarım hafta sonu futbolcular da taraftarın gösterdiği özverinin onda birini gösterir ve camia biraz olsun nefes alır.

Mutlu haftalar.