Biz Oynamaya Siz Kıskanmaya Devam
Ramazan Özaylı yazdı…
Antalyaspor çok kez pazartesi maçı oynamıştı ama bu sefer başka bir pazartesi maçıydı. Konyaspor mücadelesinin bu haftanın en zevkli karşılaşması olacağını düşünüyordum. İki takım da bizleri yanıltmayarak üst düzey futbol izlettiler. İstatistiklerde bile kafa kafaya bir tablo vardı.
Dile kolay, 16 dakikada 4 gol oluyor ve bu goller arasında 3-4 dakika vardı.
16 dakikada 4 gol olan bir karşılaşmada, takımına inanmış bir şehir ve sahada bu inanmışlığı karşılıksız bırakmayan bir Antalyaspor vardı.
3-2 öne geçtiğimiz penaltı golünden sonra takım olarak ister istemez rakibi karşılama hattımızı geride kurduk. Nuri Şahin her ne kadar oyuncularını ileri çıkmaları ve önde karşılamaları için teşvik etmeye çalışsa da sahadaki yüksek efor, futbolcularda topa basma isteği oluşturdu. Bize çok pahalıya patlayacak birçok pozisyon olsa da yüreklerimizin ağzımıza geldiği anlarda futbol şansı bizden yanaydı.
Ceza alanımızda art arda yaşadığımız karambollere yedek kulübemiz çok hızlı reaksiyon vererek defans hattına Naldo ve Bahadır’ı dahil etti. Böylece savunma dörtlüsünün boy ortalaması yükselmiş oldu. Bu hamleyle Nuri Şahin ve ekibi 90 dakika boyunca 22 orta yapan Konyaspor hücum hattına karşı yapılacak en doğru hamleyi yaptı.
Nuri Şahin’e sorumluluk verildiği günlerde hepimizin kafasında soru işaretleri vardı. Alınan risk karşısında puan durumunda bulunduğumuz yeri hatırlarsak eğer, aslında kaybedecek çok bir şeyimiz yoktu. Ya kangren olan bölgeyi kesip atacaktık ya da o kangren bizi komple götürecekti. Takımın hali ortada iken, yollar taş ve engellerle dolu durumdayken camia olarak omuz omuza vererek basamakları tek tek çıktık.
Gol yediğimiz zaman golün etkisinde kalmayan bir takım kimliğine bürünmüş olmamız tribünleri de bu bürünmenin içinde her zaman canlı tutuyor.
Maç sonunda orta yuvarlakta oluşan görüntü bizim sezon başından bu yana dilimizden düşürmediğimiz takım olma söyleminin ete kemiğe bulunmuş haliydi. Tribünlerimiz başta 07 Gençlik olmak üzere bambaşka bir kimliğe büründüler. Bunda alınan başarıların payı da büyük lakin bu hep böyle gitmeyecek. Yenileceğiz, kötü oynayacağız, sıkıntıların içine düşeceğiz ama bu takımın üzerinden elimizi çekmeyeceğiz. Bu bilinci oturtmamız lazım. Antalyaspor’un taraftarına ve Antalya şehrine yakışan budur. Konyaspor maçında tribündeki insanlar bu takımın gerçek sahipleridir. Bu takım ve bu şehir, yüreğinde Antalyaspor sevgisi yaşatan insanlara aittir.
Atatürk Stadyumu’ndaki ligden düşmelerimiz, Mardan Stadyumu’ndaki çilelerimiz, Üniversite Stadyumu’ndaki karanlık günlerimiz… Hepsini dibine dek yaşadık ama şimdi bu takımın tadını çıkarma zamanı. Bu da bizim en doğal hakkımız. Kimse ayaklarımızın yerden kesildiğini düşünmesin. Bugünün tadını çıkarırken seneye nerelerde olacağımızı, yüksek yaş ortalamasına sahip kadronun yaş ortalamasının nasıl düşeceğini, olası bir Avrupa macerasında kadro derinliğinin yetip yetmeyeceğini de düşünmemiz gerekiyor.
En sancılı günlerimizde bıyık altından gülenlerin şimdi köşelerinde sessizce surat astıklarını görür gibiyim. Şimdi soru sorma zamanı değil. İki haftamız kaldı, bu sorular iki haftanın sonundaki sonuçlara göre elbette sorulacak. Bizler kulislere, mizansenlere, tiyatrolara dahil olmadan sahada aslanlar gibi oynamaya, diğerlerini kıskandırıp huzur bozmaya devam edeceğiz.
Kıskanılınca çok güzel oluyorsun Antalyaspor’um. !