Görüntü Güzel
M. Okan Okuş yazdı…
Kısa bir lig arasından sonra lige dönüş yaptık. Maç analizine girmeden, transfer politikaları konusunda paylaşmak istediğim şeyler var.
Türkiye’deki tüm kulüplerin genel yönetici profili ve futbol anlayışları malum. Türkiye’de teknik direktörlerin ömrü kaç maç olacağı belirsiz olduğundan ötürü transferlere genelde kulüp başkanları karar verir. Sezon başı alınan oyuncudan verim alamazsak yollar, devre arası yenisini getiririz mantalitesi vardır. Nasılsa gelen gidenin ödemesi ileri tarihlere atılacağı için kulüplerin borçlanması ve gelen transfer yasakları hiç eksik olmaz. Buna TFF’nin oy kaygısı güden yöneticilerin bu işleri görmezden gelme politikası da eklenince; Türkiye kulüpler bazında UEFA ve FIFA’da en fazla ihtilaflı dosyası olan ülke durumuna düştü.
Antalyaspor’umuza gelecek olursak Süper Lig’e tekrar çıktığımız 2015-2016 sezonundan bu yana kadromuza katılan isimli futbolcular katkıları kadar getirdikleri maliyetler ve ardında bıraktıkları maddi hasarlar da hep gündemde oldu. Taraftarı saha içi sonuçları kadar transfer edilen oyuncunun ismi mutlu etse de gelen maliyetsiz gelmiyor. Nasri, Aatıf, Crivelli gibi son 5 sezonda takımımıza gelip kendilerinden beklenen katkıyı veremeden giden ve eski parayla yaklaşık 50 trilyona yakın ödeme yapmak zorunda olduğumuz futbolcular oldu. Bu sezon başı yapılan transferlerde de neredeyse 6 ay geçmeden gelen 13 ismin neredeyse 10 tanesi gitsin diye uğraşılıyor. Profesyonel kulüpte her kuruş kıymetlidir. Artık gelirler az, kur yüksek… Futbolcu arama tarama ekibi kadar sözleşmeleri yapanlar da sorumluluklarını bilmeli.
Maça gelirsek yaptığımız takviyelerle beklentilerimizin arttığı bir maçtı. Beşiktaş yeni hocası ve aldığı sonuçlarla yukarıdan kopsa da seyirci motivasyonu ile maça oldukça motive çıkmıştı. Ama bu tip aşırı motive durumlar bizim futbolumuzda hep ters teper. İzmir ve İstanbul’da ev sahipleri full seyirci desteğini arkalarına alsalar bile sahada daha çok isteyen ve koşan istediğini alıyor. Bizim için arka arkaya gol yemeden alınan birer puan ise her şeye rağmen değerli.
Yolu hasretle beklenen forvet Luiz Adriano uzun süredir sahaya çıkmasa bile ileri geri koşması ile çalışkan görünüm sergilemesi doğru tercih olduğunu gösterdi. Fernando Lucas Martins için söylenecek tek şey, Allah nazardan korusun. Savunmada kritik hamleleri, hücuma çıkmada derinlemesine paslarına uyum sağlandıkça çok faydalı olacak. Ndao da savruk olmayan koşu stili ile tam lige uygun bir kanat. Sinan Gümüş transferi de sona ulaştırılırsa içeride ve dışarıda hücum gücü çok yüksek bir takım olacağız.
Maçın ilk yarısında hakemin anlamsız kestiği top 90 dakikanın skoruna damga vurdu. Nuri Hoca skorlara bağlı olarak eleştirilse bile bir gerçek var; iyi futbol, iyi oyuncularla olur. Kalitesi ve oyun aklı yüksek oyuncularla aklındaki oyunu sahaya yansıtacağına inanıyorum.