Tatil Havası
Mevcut iyi durumda son iki iç saha maçında boş tribünlere oynamak bana hiç şaşırtıcı gelmiyor…
Spor Toto Süper Lig’de artık sezonun sonuna yaklaşıyoruz.
Geçtiğimiz hafta evimizde B. B. Erzurumspor ile 1-1 berabere kalıp puanımızın 42 olması ile birlikte Bülent Hoca’nın ligde kalmak için hesapladığı 41 puanı aşarak ligde çok rahat bir konuma ulaştık.
Kendisi ligde 30. hafta sonu itibari ile, ligde 6. sırada yer alan bir takımın teknik direktörünün Avrupa kupasına katılmak adına hedef belirtmek yerine, ligde kümede kalma mücadelesi veren rakibine karşı iç sahada alınan beraberliğin ardından yapmış olduğu açıklamasında maçın başında öne geçtikten sonra skoru koruyup savunma yaparak maçı tamamlamak istediğini, duran bir topla gol yediğimizi ve kazanabileceğimiz bir maçı beraberlikle tamamladığımızı, genel olarak oyunculardan memnun olduğunu ve iyi oynamak için çaba gösterdiğimizi belirterek kalan maçlarda fırsat bulmaya çalışacağımızı söyledi. Bahsetmiş olduğu fırsat sanırım Avrupa kupalarına katılma fırsatı…
Antalyaspor müsabakaların ilk devresinde Beşiktaş ile birlikte ligde en çok gol atan iki takımdan birisi olurken, müsabakaların ikinci devresinde bu durumu sürdürüp farkı açmak yerine, attığımız gol ile birlikte geriye yaslanan, B. B. Erzurumspor müsabakasının öncesine kadar Süper Lig’de savunma bölgesinde en çok pas yapan ilk 6 takımdan birisi olan fakat orta sahada ki pas sayısında ligde 18 takım içerisinde 17. ve hücum bölgesinde yapılan pas sayılarında ise sıralamada son sırada yer alan bir Antalyaspor gerçeği Erzurumspor müsabakasında da aynen devam etti.
Savunma oyuncuları genel olarak topu yana ve kaleci Boffin’e oynarken, orta saha oyuncuları da topu savunma hattına göndermekte hiç çekinmiyor.
Hücum hattında çok az sayıda topla buluşup bunu skora çeviren Doukara ve Mevlüt Erdinç olmasaydı şimdi belki de sezon başında beklenilen küme düşmeme mücadelesini konuşuyor olacaktık.
Geçen sezon takım sezonun ikinci devresinde küme düşmeme mücadelesi verirken ciddi bir taraftar desteği ve dolu tribünlere oynadığı bir çok müsabakaya şahit olduk. Mevcut iyi durumda son iki iç saha maçında boş tribünlere oynamak bana hiç şaşırtıcı gelmiyor.
Şehirde maçın olduğundan bihaber halk ve sahada gösterilen sıkıcı futbol bir çok kişiyi ucuz bilet fiyatlarına rağmen tribünden uzaklaştırıyor. Baharın gelmesi ile birlikte güzel havada insanlar tercihi Bülent Hoca’nın 80 dakikalık skoru koruma üzerine endeksli futbolunu izleme üzerine değil, ailesi ve dostları ile birlikte keyif alacağı çeşitli aktiviteler üzerinde oluyor.
Yakın zamanda Jose Morais döneminde bu takım deplasmanlarda puan alamazken, taraftarlar iç sahada ciddi oranda tribünleri doldurup, oynanan coşkulu, tutkulu, göze hoş gelen hücum futbolu ile birlikte bol gollü galibiyetler, beraberlikler ve hatta iyi oynanıp kaybedilen yenilgileri gördükten sonra bile “yenilecekse böyle yenilsin” deyip maçtan sonra stadyumdan çıkmak istemediği bir çok müsabakaya şahit oldu. Şimdi ise takım yönetimden, teknik heyete, futbolcudan taraftara kadar herkesin tatil havasında olduğu, sezonun bir an önce sonlanmasını beklediği bir süreci yaşıyor.
Yaşanılan bu süreçte kimler kendisine öz eleştiri yapıp stadyumun dolması için çaba gösterecek, gelecek maçlarda takım iç sahada nasıl bir futbol oynayacak, kimler Antalya şehrinin çeşitliliğinde stadyumda yerini alacak, kimler tribünleri ayağa kaldıracak golü atmak için çaba gösterecek bu kısa zamanda göreceğiz.
Mesela buna bir sonraki iç saha maçı öncesi Belediyelerin billboardlara vereceği maça davet ilanı ve yönetimin Antalya için artık gündüz maçının oynanmasına yapacağı ciddi ve kararlı itirazla başlayabiliriz.
Ayrıca Kumluca’dan takımımızı destekleyen Süleyman Yarar ve yaşanılan trafik kazası sonucu hayatını kaybeden Alanyaspor futbolcusu Josef Sural için Allah’tan rahmet diliyor her ikisinin Ailesine, dostlarına, tribün ve futbol camiasına baş sağlığı diliyorum.