Olmadı

Her şey bir yana, can sağlık sıhhat bir yana.

Ne bir puan ne bir galibiyet ne de bir kupa zaferi kaybedilen canları telafi etmez. Hele ki bu can kaybı herhangi bir kaza ve ihmal sonucunda meydana geldiğinde yaşanılan acı daha da büyük oluyor.

Evet, geçtiğimiz cuma günü evimizde ağırladığımız Ankaragücü müsabakasından sonra Ankara’ya dönüş yolunda olan Ankaragücü taraftarlarını taşıyan bir midibüse alkollü bir araç sürücüsünün arkadan çarpması, hayatlarının daha baharında olan iki genç tribün emekçisinin hayatlarına son vermesine sebebiyet verirken, midibüste yer alan birçok kişinin de yaralanmasına yol açıyor.

Yaşanılan bu trafik kazası (cinayet) sonucunda hayatlarını kaybeden genç tribün emekçisi kardeşlerimiz Eren Açıkgöz ile Mert Turgut Çakır’a Allah’tan rahmet, kederli ailelerine, yakınlarına ve Ankaragücü camiasına baş sağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Bu üzücü olaydan sorumlu olan kim varsa yargılanıp, en ağır şekilde cezalandırılması bile bu acıyı dindirmeyecektir.

Deplasman taraftarı olmak da herkesin harcı değildir. Aileni, işini gücünü her şeyi bir kenara bırakıp, tuttuğun gönül verdiğin takım uğruna yollar kat etmek, sevdanın peşinden gitmek, deplasman yapmak, cefa çekmek gönül işidir. Bunu ancak yaşayanlar bilir.

TV başında kumandayı eline alıp 77’yi tuşlamak bazı kesim için her ne kadar bir keyif olsa da, gönül verdiği takım için deplasmanlarda çekilen çile ancak bunu yaşayanların anlayabileceği bir durumdur.

Mağlup olduğumuz Ankaragücü karşılaşması için de yazımın başlığında belirttiğim gibi “Olmadı” Bülent Hoca diyorum. Puan alıp hatta kazanabileceğimiz bir müsabakada ikinci yarı yapılan oyuncu değişikliklerinin doğru olmadığını düşünüyorum.

Oyunu Serdar Özkan ile rakip kaleye yığıp kolay adam geçip pozisyon bulacakken, Drole ile sanki kontra atağa çıkacak gibi puan alma düşüncesine kapılmak yanlış oldu.