Güven-Moral-Motivasyon

Evimizde oynadığımız Aytemiz Alanyaspor karşılaşması ise farklı duygu ve düşünceler ile oynandı…

Güven-Moral-Motivasyon
19 Mart 2019 08:26

Geçtiğimiz hafta Galatasaray deplasmanında alınan ağır yenilgi, şüphesiz camia içerisinde herkesi üzdü. Takım oyunu olan futbolda takım olarak iyi oynasanız bile bazı zamanlarda sahada istenilen iyi sonuçlar alınamıyor. Şansız bir pozisyonda veya takımdaki bir oyuncunun bireysel bir hatası ile gol yenilip müsabaka kaybedilse de, tam tersi durumlarda olup kötü oyunla birlikte galip gelinen müsabakalarda sıklıkla yaşanıyor. Tıpkı bu sezon bizim yaşadığımız gibi.

Bu sezon birçok maçta iyi motive olup, kötü oynayıp, iyi mücadele edip, şansın da yardımı ile puanlar kazandık fakat bazı maçlarda iyi oynayıp pozisyonlara girmemize rağmen hak ettiğimiz puanı alamayıp sahadan puan kayıpları ile ayrıldık.

Evimizde oynadığımız Aytemiz Alanyaspor karşılaşması ise farklı duygu ve düşünceler ile oynandı. Galatasaray karşısında iyi oyuna rağmen alınan farklı mağlubiyet, ardından futbolcumuz Serdar Özkan’ın annesinin vefatı, iç sahadaki başarısız tablo ve galibiyet özlemi aile bağları kuvvetli olan takımı daha da motive ederek takımı farklı bir motivasyonla Alanyaspor karşılaşmasına çıkardı.

Son haftalarda kalemizde fazlaca gördüğümüz gollerin negatif etkisi Nazım Sangare ile Celustka’nın savunma hattına geri dönüşü ile birlikte defansif anlamda takıma bir moral kazandırdı. Nitekim ligin ikinci devresinde yapılan transferlerle birlikte pozisyon üretip gol bulan bir Antalyaspor ortaya çıksa da, savunma anlamında özellikle Diego’nun yanında yer alan Salih Dursun ve Bahadır’ın hataları ile takımımızın kırılgan yapısı ortaya çıkmıştı.

Müsabakaya moral ve motivasyon ile çıkan takımımız Hakan Özmert gibi tecrübeli oyuncuların kendine olan güveni ile birlikte kaleyi çapraz açıdan gören zor bir frikik pozisyonu ile ilk golü bulurken, golden sonra kalecisinden yedek kulübesine kadar takımın tüm fertlerinin bir araya gelip golü Serdar Özkan’ın formasını ile kutlayıp annesini anarak kutlaması, takım içerisindeki arkadaşlığın ne kadar iyi seviyede olmasının bir yansımasıydı.

İkinci golü Doukara’nın ceza sahası dışından attığı şut ile bulsak da, aynı Doukara geçen hafta bu tarz pozisyonlarda işin kolayına gidip daha müsait olan arkadaşlarına pas vermeyip bencillik yapıp şut çekmiş fakat Galatasaray kalecisi Fernando Muslera’yı geçememişti. Ben atılan bu golde de Doukara’nın egoist davrandığı düşüncesindeyim. Topu orta sahada rakip takım oyuncusu Ceyhun Gülselam’ın pas hatası ile kazanan Doukara, topla birlikte dribling yapıp topu ceza sahası önüne getirip rakip takım stoperi Yunan Tzavellas’ı da karşısına alarak rakip sahada boşluk yaratmasına rağmen topu sağ kanattan bindirme yapan Amilton ve Charles’e vermeyip zoru deneyip şut çekmesi ve golü bulması umarım ilerleyen haftalarda atacağı gollerin başlangıcı olur. Nitekim Doukara ligin ikinci yarısında ilk yarıya göre daha suskun.

Antalyaspor forması altında ilk golünü atan Amilton’u tüm takımın yanına giderek kutlaması da güzel bir görüntü oluşturdu.

Bu atılan üç golün üçünün de rakip takım oyuncuların kaptırdıkları toplarla olması da müsabaka da dikkat çeken başka bir husus oldu. 3-0’dan sonra yenilen baskı verilen pozisyonlar ve kaleci Boffin’in kurtarışları da önemliydi.

Bir de tabi bir Milli Takım aday kadrosu skandalı yaşandı ki sormayın konuşulmasa olmaz.

Federasyonun resmi yayın organı aylık TAM SAHA dergisine konuk olup röportaj veren bir isim olan futbolcumuz Nazım Sangare’nin Federasyon’da görevli bir Allah’ın kulunun bile Türk olup olmadığını bilmemesi ve bunun A Milli Takım teknik direktörü Şenol Güneş tarafından itiraf edilmesi de Türk futbolunun kimler tarafından yönetilip nasıl başarısız bir periyotta olduğunun en bariz örneği oldu.