Fırsat Teptik
Takımımızdaki sakat ve hazır olmayan oyuncu sayısının çokluğu zaten halihazırda dar olan kadromuzda Teknik Direktörümüz Bülent Korkmaz’ın tercihlerinde elini zayıflattı…
Takımımız geçtiğimiz cumartesi günü sahamızda konuk ettiği Galatasaray karşısında önemli bir fırsattan yararlanamadı. Hafta içerisinde çarşamba günü Avrupa sahnesinde Portekiz’de Porto karşısında iyi oynayarak kaybeden Galatasaray’ın cumartesi günü bize karşı oynayacağı müsabakaya yorgun, iştahsız çıkacağı şüphesizdi. Son maçlarda hücum hattında ciddi eksiklikleri bulunan Galatasaray’ın gol yollarında zorlandığı ve bu sebepten ötürü forvet hattında ofansif orta saha oyuncularını oynatmak zorunda kalması, alacağımız bir 3 puanla lider olma ihtimali ile birlikte iştahımızı arttırdı. Yani kazanmak bizim takım için düşünülenden daha kolay olabilirdi.
Müsabakaya Ankaragücü deplasmanından galibiyetle dönen ilk 11 ile başladık. Takımımızdaki sakat ve hazır olmayan oyuncu sayısının çokluğu, zaten halihazırda dar olan kadromuzda Teknik Direktörümüz Bülent Korkmaz’ın da tercihlerinde elini zayıflattı.
Oyuna kötü başlamadık. İki takım da önce savunma güvenliğini ele alıp, takım halinde savunma ve takım halinde organize hücum varyasyonları denemeye çalıştı.
Galatasaray’ın ceza sahası dışından ve çevresinden 1-2 cılız etkisiz şutundan başka bir atağı olmadı. Biz de her ne kadar atak yapmaya çalışıyor gibi gözüksek de, aslında sadece mücadele ediyor ve rakip ceza sahasında boşluk arıyorduk. Uzaktan şutları hiç denemedik, kornerden tehdit olmaya çalıştık. 45. dakikada maçın hakemi Cüneyt Çakır’ın Galatasaray lehine vermiş olduğu penaltı kararı, Video Yardımcı Hakem(VAR) aracılığı ile iptal edildi. Bu durum, ikinci yarı öncesi hem tribünlerde taraftarlara hem de soyunma odasına giden futbolculara doping oldu.
İkinci yarı oyunun kontrolünü aynı Sivasspor maçında olduğu gibi tamamen Galatasaray’a verdik. Rakip takım ilk yarıda şansını şut ile denerken, ikinci yarıda hücum şeklini kanat organizasyonlarına çevirdi. Galatasaray her iki beki ile birlikte sağlı-sollu hücuma çıkarken, forvet hattına da 2 uzun boylu oyuncu ilave ederek oyunu bizim ceza sahamıza en kolay yoldan yıkıp, çok basit bir yöntemle gol aradı ve buldu. Bu noktada Bülent Hoca yine bildiğini yaptı ve müsabakada iyi bir performans gösteren Doğukan’ı oyundan alıp, yerine merkez orta saha oyuncusu olan Harun’a sağ açık pozisyonunda görev verdi. Ayrıca takıma hiçbir olumlu katkısı olmayan Danilo ısrarından da vazgeçmedi. Bir de bu duruma sol açık oynayan Maicon’un formsuzluğu eklenince, kanatlarımız yol geçen hanına döndü. Hal böyle iken, Bülent Hoca üçüncü oyuncu değişikliği hakkını kulübemizde yer alan uzun boylu oyuncular olan Salih Dursun ve Bahadır Öztürk’ten yana kullanmayarak resmen gole davetiye çıkardı, maçı 2 oyuncu değişikliği ile tamamladı. Müsabakayı kaybetmeyip, 1 puan ya da 3 puan alarak tamamlasaydık şimdi elbette çok daha farklı şeyler konuşuyor olabilirdik.
Takımımız yediği golden sonra kısıtlı zamana kadar rağmen hemen hareketlendi ve Galatasaray kalesine son dakikalarda yüklendi. Bu hareketlenmeyi yediğimiz golden önce gerçekleştirebilmiş olup gol bulsaydık, ikinci devre kendi yarı sahamıza hapsolmasaydık şu anda belki de Süper Lig’de lider bir konumda olabilirdik. Yenilgiye üzüldük mü? Elbette üzüldük ama bu yenilgi içimize oturmadı. Bunda hakem hatalarının da skora etkisi açık ve net…
Stadyumdan çıkarken üzüldüğümüz, düşündüğümüz konu stadyumun bu maçta beklenilenden daha az oranda seyirci sayısına sahip olmasıydı. Liderlik maçına çıkan bir takımın stadı bu maçta kapalı gişe olmalıydı. Bu konu ayrıca düşünülmeli, gerekçeleri yönetim tarafından araştırılmalıdır.
Bu müsabakada 07 Gençlik grubunun yer aldığı Kuzey Kale Alt Tribününe çok yakın bir noktada maçı takip ettim. Grup maçtan önce başladığı tezahüratlarını ve desteğini maçın son düdüğüne kadar kesmedi. Sayıca bu maçta kalabalık olmaları beni ayrıca mutlu etti. İkinci yarı bir ara hem takımı hem diğer tribünleri ateşleyip, havaya soktu. Diğer Kale Arkası Tribününde yer alan Grup 1966 ile karşılıklı yapmış oldukları, emek harcadıkları koreografi ise alkışı hak etti.
Ayrıca 07 Gençlik Grubunun başlatmış olduğu #NesildenNesileAntalyaspor etiketi ve sloganı ile birlikte forma reklam sponsorluğu gerçekten takdir edilecek bir olay. Bu hususu düşünüp, kulübümüze maddi katkıda bulunan kim varsa teşekkür etmeyi kendilerine bir borç bilirim. Benim bildiğim kadarı ile Türkiye’de 2 sene önce Süper Lig’de Gaziantepspor taraftarlarının yapmış olduğu “TARAFTAR” yazılı forma ile bir reklam sponsorluğu bulunuyordu.
Cüneyt Çakır;
Müsabakanın hemen ilk dakikalarında ve sonunda, sonuca doğrudan etki yapabilecek iki pozisyonu es geçti. Çok net bir şekilde hakkımızı yedi. Kasıtlı olduğunu düşünmüyorum, öyle olsaydı 45. dakikada aleyhimize vermiş olduğu penaltıyı iptal etmezdi fakat ”VAR’ sisteminin başında İstanbul Riva’da oturan, Hakem Mete Kalkavan’ın da bu pozisyonlara sessiz kalıp uyarıda bulunup bulunmadığı, bulunmaması durumunda sebebinin ne olduğunun kamuoyuna tıpkı Fenerbahçe-Başakşehir maçı sonrası TFF tarafından yapılan açıklama gibi açıklaması gerekmektedir. Bu aksaklıklarla birlikte, sistem ile ilgili kafamda türlü türlü sorular oluşmaktadır.
Bülent Korkmaz;
Bu gemi bu isimle yürür mü? Benim kafamda halen soru işaretleri var fakat takıma yüklemiş olduğu kondisyon, mücadele ve oyuncuların kazanma azmi toplamış olduğumuz puanların en önemli sebepleridir. Bu toplanan puanlarda şans faktörü de göz ardı edilmemelidir. Kısıtlı kadromuza rağmen, ben oyuncu değişikliklerini ve kendi evimizde kendi yarı sahamıza kapanma hallerini hatalı buluyor, kabul etmiyorum.
Maicon Marques;
Geçtiğimiz sezonun devre arasından bu güne kadar pek bir katkısı yok, isteksiz… Yediğimiz golde rakip takımın sağ beki Mariano’yu kovalamayıp rahat bir şekilde orta açmasına katkı sağladı. Silkelenip ilk geldiği zamanki performansına ulaşmalı, kendine gelmeli… Ona ihtiyacımız var.
Danilo Sousa Campos;
İlk geldiği dönemde almış olduğumuz 4-2’lik Fenerbahçe galibiyetinden başka akıllarda kalan pozitif bir performans gösterdiği hiçbir maç yok. Bu sezon bulmuş olduğu şansı iyi kullanmıyor. Bir ekol olan, Ajax altyapısı görmüş Danilo ile aralarında 3 yaş fark olan Sochaux altyapısı görmüş Mevlüt’ü kıyaslıyorum, bana her iki ülkenin de şu anda Dünya futbolundaki mevcut konumunu çok iyi özetliyor.
Souleymane Doukara;
Doukara’ya Rizespor maçında görmüş olduğu kırmızı karttan sonra bir haller oldu. Cezasını tamamladıktan sonra oynamış olduğu Sivasspor, Ankaragücü ve Galatasaray müsabakalarında yokları oynadı. Bu maç onun için ayrıca bir vitrindi, gözler onun üzerindeydi. Bu milli arada kendine gelmeli, gollerine devam etmeli.
Ruud Boffin, Diego Angelo, Nazım Sangare, Hakan Özmert, Doğukan Sinik, Mevlüt Erdinç… Sizlere de 41 kere Maşallah diyorum.
Takımın mevcut havası, arkadaşlık ortamı, aile bağları gerçekten çok güzel, çok kuvvetli… Sezon başında yaşadığımız kaos ortamı halen gözümüzün önündedir.
O noktadan bu noktaya gelmek kolay değil. Bu noktada emeği geçen en alt mevkideki personelden, taşın altına elini sokan en üst mertebedeki Başkan’a, teknik heyete, destek veren taraftara, camianın dinamiklerinde yer alan herkese ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Zor bir süreci şimdilik iyi geçiyoruz. Devre arasına kadar bu şekilde devam edersek, devre arasında yapılacak doğru takviyelerle daha iyi olacağız.
“SEN BANA BABAMDAN KALAN EN BÜYÜK MİRASSIN ANTALYASPOR!“