Bir Başka Bahara

Ne zaman taraftarlar olarak Avrupa Kupası’na katılmak için hevesli olup çaba göstersek, bu durum sahada netice olarak bir türlü gerçekleşmiyor.

Ne zaman Avrupa Kupası’na katılmak için puan tablosunda avantajlı bir durumda olup, kendi göbeğimizi kendimizin keseceği bir durumda olsak istenilen neticeyi sahada bir türlü elde edemiyoruz.

Ne zaman sezona Avrupa Kupası’na katılma hedefi ile başlayıp yola çıksak, istenilen futbol ve oyunu sahaya yansıtamayıp sahada alınan kötü neticelerle birlikte hedeften uzaklaşıp puan tablosunun dibine doğru yol alıp kümede kalma adına mücadele veriyoruz.

Ne zaman ligin ilk yarısını puan tablosunda zirve hattında bitirsek, ligin devre arasında gücümüze güç katacak transferleri gerçekleştirmeyip, ligin ikinci yarısında cepten yiyen rahat bir takım olarak geçirip, bahar aylarını tatil havasında geçirip ligi orta sıralarda ve hatta küme düşme potasının hemen üstünde tamamlıyoruz.

Ne zaman sezona kümede kalma mücadelesi vermek adına başlasak, o sezon kümede kalıp, sezon başı hedefine ulaşarak, fırsatlar doğrultusunda şartları zorlayıp “Acaba Avrupa Kupası olur mu?” düşüncesini hiçbir zaman düşünmüyoruz.

Evet, belirtmiş olduğum bu durumları kulüp başkanı önderliğindeki yönetim kurulundan, teknik direktör önderliğindeki teknik heyete, takım kaptanı önderliğindeki futbolculardan, onlarla birlikte mesai yapan kulüp personellerine, tribündeki tribün gruplarından münferit taraftarlara, şehrin önde gelen kişilerinden yerel basına kadar hiç kimse bir arada aynı düşünceye sahip olup, aynı masada bir arada olup, %100 samimi bir destekle, el ele omuz omuza verip, yan yana olup, 2000 yılından bu yana süre gelen Avrupa hayallerinin gerçekleşmesini başaramamıştır.

Zaman zaman camia içerisinde genel olarak pozitif bir hava olsa da, TFF, PFDK, MHK, hakemler, ekonomi gibi bazı dış etkenler ve bu etkenlerin sahaya yansıması neticesinde hedefinden saptırılan bir Antalyaspor.

Bu sezon başlangıcında camia içerisindeki türlü sıkıntılara, transfer yasaklarından, yurt dışı kampında otel parasını ödeyemeyen bir yönetime, dönemin yönetimi tarafından tribün kapatmalarından, futbolcularının maaşını ödeyemeyen noktaya ulaşan bir takımın kümede kalma adına hedef biçtiği bir sezonda Göztepe deplasmanında almış olduğu 4-1’lik yenilgi kimseyi üzmesin.

Göztepe maçında yaşanılan hadiselerin onlarcasına ben, genç yaşıma rağmen binlerce kez bu ülkede futbol sahalarında şahit oldum.

Hak hukuk kavramının bu dönemde her alanda dibe vurduğu ülkemizde, müsabaka hakeminin geçmişte aleyhimize yapmış olduğu hatalar neticesinde hakkımızı yemesi ve karşılaşmalarımızda tekrar görmek istemediğimizin bilindiği bir durumda Göztepe maçına malum hakemin atanması ile maç önü kulüp basın sözcüsü Sn. Murat Süğlün’ün dile getirmiş olduğu müsabakada Adil Yönetim Anlayışının olmasının temenni edildiği haklı beklentinin boşa çıkıp, hakemin yine hataları ile maçın önüne geçtiği bir müsabakadan sonra artık Avrupa Kupası hedefini bir başka bahara bırakmış oluyoruz.