Basit Goller Yedik
İlk maçımızda hem saha dışında hem sahada basit goller yedik. Bunlar bize kan kaybettirir …
İşten çıkıyorum, deyim yerindeyse koştura koştura stada gidiyorum. Heyecanlıyım çünkü en sevgiliye kavuşuyoruz. Sezonun kendi evimizdeki ilk maçı neticede, ister istemez özlemiş oluyorsun.
Her neyse arama noktasına geldik ve güvenlikler “İçeriye çanta ile alamayacağız.” diyorlar. Dışarı çıkıyorum polislere soruyorum “Yoo, çanta ile girebilirsiniz.” diyorlar. Güvenlikler almıyor, polislerin bir çoğu bilmiyor! Üstelik bu durum yüzünden mağdur olan bir sürü taraftar vardı. Hadi ben döndüm, çantamı bıraktım arabaya ve geri geldim. Bir şekilde o maça yetiştim. Ya otobüs ile gelenler? Çoğu taraftarımız çantalarını bırakacak bir yerleri olmadığı için geri dönmek zorunda kaldı. Kadın taraftar sayısında oldukça başarılı bir grafik yakalamışken kadınları stada almamak için her şey dü – şü – nül – müş gibi! Hangi kadın çantası olmadan dışarıya çıkıyor? Beş dakika dışarıya çıkarken bile çantasıyla giden kadınları tanıyorum ben. Çanta meselesinde kadınlar üzerinden gidiyorum diye feminist damarımın tuttuğunu düşünmeyin. Çantalarımızın içerisinde özel eşyalarımız oluyor. Elbette çantamızla gelmek en doğal hakkımız. İlla çanta yasak deniliyorsa, arama yapıldıktan sonra stadın belirli noktalarına emanet bırakabileceğimiz kilitli dolaplar yapılabilir. Kilitleri kimlik karşılığı verip alabiliriz. X-RAY cihazı bile getirilebilir. Eğer bir kural konuluyorsa bu kuralın sonunda mağdur olacak insanlar da düşünülmeli ve ona göre çözüm üretilmelidir. Sonuçta herkes araba ile gelmiyor maçlara.
Hadi çantaları geçtim, bir bebeğin biberonunu stada almamak nedir ya hu? Bu nasıl bir zihniyettir? Biri bana bunu lütfen açıklasın. İnsanlar maça gelmesin diye mi uğraşıyorsunuz anlamadım? Passolig gelince her şey daha güzel olacaktı güya… Ama hiç bir işe yaramadığını görüyoruz maalesef. Biz yeni stadın heyecanıydı, Eto’o’ydu, Jeremy Menez’di, Samir Nasri’ydi derken, Antalyaspor’u unutan Antalya halkı tekrar Antalyaspor’u hatırlıyor derken bu tür şeylerden basit goller yememeliyiz.
33 bin kişilik stada 33 bin kişinin geleceği varsayılarak arama ve geçiş noktalarının arttırılması kanaatindeyim. Turnikeler hala bozuk. Geçen seneden beri bu durumun devam ediyor olması biraz can sıkıcı bir durum. İnsanları bekletmek yerine acil olarak turnikelere çözüm bulunması gerekli. İkinci yarıya kadar hala içeriye taraftar giriyordu. 33 bin kişinin maça geldiğini düşünebiliyor musunuz?
Velhasıl kelam ilk maçımızda hem saha dışında hem sahada basit goller yedik. Bunlar bize kan kaybettirir. Çanta ile içeriye almamaktır, bir bebeğin biberonunu içeriye almamaktır falan bunlar ofsayt olan pozisyondan gol yemiş gibi dumura uğratır bizi. Gayet güzel giden bir transfer politikamız varken, taraftar kazanıyorken basit goller yiyoruz.
Unutmadan…
Samir Nasri’ ye inanmayanlara, Eto’o geldiğinde “Tatile geldi” diyenlere, Menez’i sahtekarlıkla suçlayanlara taraftar derneklerimizde soda ısmarlanıyor. Bilginiz olsun.
Denizi ve Sandro’yu aradı gözlerim. Menez ve Nasri de gelince takım tam halini almış olacak ve güzel işler başaracağız. Ama bu maçta Akhisarlı futbolcular defansımızı tam anlamıyla otobana çevirdiler. Takviye şart. Acil olarak defansın ya kendine çeki düzen vermesi lazım ya da yeni birinin gelmesi lazım transfer sezonu kapanmadan.
Bu haftalık bu kadar büyük Antalyaspor taraftarı. Malatya deplasmanından sonra görüşmek üzere.
Sevdamız yüreğinizden düşmesin!