Nereden Bakarsan Bak Tutarsızca
Levent Sağlam yazdı…
Fenerbahçe maçı sonrası kadro ve oyun sistemi üzerine değişim sinyalleri veren Ersun Hoca, Çaykur Rizespor maçında ön tarafta oynayan üç oyuncusu Amilton, Fredy ve Ghacha’nın yerine Gökdeniz, Milosevic ve Mukairu ile başlayarak bir hafta önce söylediklerini Çaykur Rizespor maçında uygulamış oldu.
Antalyaspor maça ön tarafta baskı uygulayarak başladı. Bunda Çaykur Rizespor’un oyun planı da etkili oldu. Çaykur Rizespor oyunu kendi yarı alanında kabul edip topu da Antalyaspor’a teslim edince, Antalyaspor defans bloğunu orta sahaya kadar çıkardı. Hal böyle olunca da oyunun boyu kısaldı, oyuncular arasındaki pas trafiği etkili oldu ve ön tarafta topu iyi tuttuk.
Dakikalar 18’i gösterirken Gökdeniz-Veysel paslaşmasında Veysel’in arka direkte “al da at” dercesine yaptığı asisti Haji gole çevirdi. Golden sonrasında Poli’nin düşürüldüğü pozisyonda hakem Haji’nin pozisyonunu avantaja bıraksa, ilerleyen dakikalarda Gökdeniz pası Haji’ye daha erken verse ilk yarı iki veya üç farkla öne geçmiş olabilirdik. İlk yarı genelinde Antalyaspor’un ortaya koyduğu performans, pozisyon zenginliği ve mücadele açısından memnun ediciydi.
İkinci yarı oyuna yine istekli başlayan Antalyaspor, dakika 54’te Haji’nin kullandığı penaltıdan oyunu iki sıfıra getirdi. Akabinde ise bir duran top organizasyonunda Çaykur Rizespor’un golü geldi. Bu pozisyonda ilk golün asistini yapan Veysel’in yaptığı ayak hareketi, kaleci Boffin’i yanılttı. Aslında Antalyaspor’un penaltıdan bulduğu ikinci golden sonra Çaykur Rizespor, Umar değişikliği ile oyuna ağırlığını koymaya başlamıştı. Bu dakikalarda Antalyaspor oyunu biraz daha kendi yarı alanında kabul etmeye başladı. Bunda da en büyük etken, Antalyaspor orta sahasının oyundan düşmesiydi. Buna geç gelen oyuncu değişikliklerini de ekleyebiliriz.
Dakikalar 90+3’ü gösterirken çalınan penaltıyı gole çeviren Çaykur Rizespor, skoru beraberliğe taşıdı. İlk iki haftada son dakika yenen gollere bir yenisi daha eklendi. İşte ne olduysa bu dakikadan sonra olmaya başladı. Ersun Hoca, Fenerbahçe maçında olduğu gibi kulübesinde karamsar bir şekilde otururken tribünlerdekiler ve ekran başındakiler de aynı karamsarlığı yaşamaya başlamıştı. Küfür iddiası dışında bu ortamda gelen tepkiler bence gayet normaldi. Zira bu taraftar geçen sezon Hatayspor maçından sonra hem takımın hem de hocanın arkasında durmuş ve oynanan oyunu kabul etmişti. Aslında isyan edilen şey, elinde alternatifli bir kadro bulunan hocanın iki haftadır gözlerden kaçmayan performans düşüklüğüydü. 90+10. dakikada penaltıyla gelen galibiyetten sonra Ersun Hocanın kulübesinden adeta fırlayıp koluyla tribüne karşı yaptığı hareket ve yardımcılarının da karıştığı nahoş olayları kabul edemem. Bu tip hareketleri hem bir Antalyasporlu hem de bir tribüncü olarak kabul etmem imkansız. Bu hareketi bünyem kaldırmaz.
Cuma gecesi ilk düdükle başlayan coşkuya son dakikalarda hoca ve yardımcılarının neden olduğu olayların damga vurması, Ersun Yanal kalitesindeki bir spor adamına yakışmadı. Nereden bakarsanız bakın tutarsızca…