Bu Kadar Müdahale Neden
Levent Sağlam yazdı…
Üç yeni transferinin ikisini ilk on birde, bir diğerini kulübede başlatan Karagümrük’e ev sahipliği yapan Antalyaspor, Karagümrük maçına ilk on birinde oynayan sakat Sam, Jahovic ve kart cezalısı Fredy’den yoksun çıktı. Bunun yanında Galatasaray maçında doksan artıda, bu maçta da yine oyunun sonlarına doğru oyuna giren Podolski’yi de unutmamak gerekir. Her ne kadar Ersun Hoca on birinde yer vermeyip son dakikalarda oyuna alsa da, yine bu hareket zihinlerin bulanmasına neden oluyor. Neden Podolski giriyor da Mevlüt Han girmiyor? Bırakın da genç oyunculara süre verelim. Eğer bir kazanç sağlanacaksa gençlerin tecrübe kazanması olsun. Diğer kazançlar beni ilgilendirmez.
Bu maçta ise uzun süredir sakatlık yaşayan, Galatasaray maçında sonradan süre alan ve bu maçta ilk on bir de oyuna başlayan Doğukan da ilk on birdeydi.
Maçın başlaması ile her iki takım da temkinli ve topu birbirine bırakmak isteyen yapıdaydı. Karagümrük deplasmanda oynaması nedeniyle Antalyaspor’u hataya zorlamak adına önde basma isteğindeydi. Bu da normaldi. Esas buradaki sıkıntı, ev sahibi Antalyaspor’un da bu yönde olmasıydı. Bunun sebebi bence artık ilk yarının sonlarına yaklaşmışken bu süreyi iyi kullanmak ve gerekli puanları almaktı. Hazır transfer sezonu da başlamışken bu süreci iyi değerlendirmek gerekiyordu. Bugün Ersun Hocanın taktiği de bunun üzerineydi.
Antalyaspor’da iki haftadır Hatayspor maçından sonra göze çarpan ise en belirgin özellik, topun artık Boffin’e kadar gelmesi, dolayısıyla rakip forvetlerin içeriye kat etmesini sağlayıp kaleden uzun toplarla rakip ceza sahasına doğru topların şişirilmesiydi. Ayrıca rakipten dönen toplara sahip olmak, bir an evvel sonuca gitmek isteğiydi. Aslında bu oyun planının Ersun Hocanın pek de hoşuna giden bir oyun sistemi olduğuna inanmıyorum. Fakat Rıza hocadan itibaren Antalyaspor’un oynadığı da buydu. Ben bunun ilerleyen günlerde yapılan transferlerle değişeceğine inanıyorum.
En çok korktuğum senaryo ise bir farkla mağlup duruma geçince yaşayacağımız sıkıntıydı. Oyunun henüz 10. dakikasında ceza sahası dışından kullanılan duran topta yediğimiz gol, bütün oyun planlarımızı bozabilirdi. Ama imdadımıza oyunun 15. dakikasındaki gole çevirdiğimiz penaltı pozisyonu yetişti. Yediğimiz golde yapılan faule bir itirazım yok. Bu oyun içinde oluşan ikili mücadeledeki hakem yorumudur. Ama yediğimiz gol, baraj kurdururken yapılan hata ve barajı bozmak adına önemliydi. Bir hafta önce Trabzonspor maçında dar açıdan gol atan Karagümrüklü Balkovec yine topun başına geçip yine sol ayağıyla bu sefer Antalyaspor ağlarını havalandırdı. Burada yapılan hata önemliydi. Zira Karagümrük’ün oyun planının bir parçası olan bu duran top pozisyonlarına daha fazla dikkat etmeliydik.
Bir oyun düşünün; adı üstünde eğlenmek, zevk almak adına bir oyun. Sürenin doksan dakika olduğu ama yüz beş dakika süren bir oyun. Nasıl mı? Anlatalım o zaman.
Rakip Roco bir pozisyonda hakem Hüseyin Göçek’in önünde Doğukan’ın ayağına zamanlama hatasından dolayı temas eder. Pozisyona hakem çok yakın olduğu için Roco’ya sarı kart gösterir. Ama VAR durur mu, uzuuunnnnca bir konuşmadan sonra orta hakeme izleme tavsiyesinde bulunur. Hüseyin Hoca gider, izler, verdiği karardan dönmez. Antalyaspor’un ilk golünde kaleye Antalyaspor kariyerinde belki de ilk etkili şutunu çeken Nuri’nin pozisyonunda VAR hakemi, maçın hakemini uyardı. Oyun durdu. Uzuuunnnnca bir süre konuştuktan sonra maçın hakemi pozisyonu izledi ve penaltıyı verdi. Benim itirazım bu uzuuunnnnca yapılan konuşmaya… Aslında gelip izlemesi yönünde tavsiyede bulunsa süre kaybı da olmayacak. Burada VAR’ın uyarısı doğru.
Antalyaspor’un ikinci golünde maçın hakemi pozisyonu çok iyi görür, süzer ve golü verir. Maçın yan hakemi yani en zayıf halkası ofsaytı verir. Nedeni ise pozisyon içindeki Orgill’i yandan görmesidir. Ama pozisyonu masa başında ekrandan izleyen VAR hakemi, maçın hakemini uyarır. Yine uzuuunnnnca bir konuşmadan sonra maçın hakemi gider, pozisyonu izler, kararından dönmez ve golü verir.
İşte benim isyanım, akmayan oyunun daha da vites düşürmesine neden olan VAR’a. Ne zaman devreye girip girmeyeceğinizi öğrenemediyseniz, yapmayın bu işi. İlk yarının sonuna sekiz dakika ekleyip hem sahadaki futbolculara hem de ekran başındakilere ızdırap çektirmeye ne hakkınız var!
Oyunun ikinci yarısında oyuna ortak olmak isteyen Karagümrük’ün biraz daha topa sahip olmak istemesi, Antalyaspor’un işine geldi. Zira ileri çıkan Karagümrük’ün arkasındaki boşlukları kontratakla yakalamak, pozisyon açısından önemliydi. Bunda da sahanın en iyisi olan Amilton, ortaya koyduğu katkılarıyla başarılı oldu.
Ersun Hoca iki haftadır süre verdiği sahanın çalışkan isimlerinden olan Doğukan’ı oyundan alırken, Eren’i oyuna soktu. Bu hamle ile aslında Ersun Hoca şapkadan tavşan çıkardı. Zira kulübeden genel anlamda ilk hamlesi hocanın Eren’dir. Bazen sol bek, bazen dörtlü defansın önü, bazen sol açık, bugün de öndeki üçlünün ortasında gördük. Bugün Eren üçüncü golü attı ve hocasını mahcup etmedi.
Sonuç olarak, Antalyaspor – Karagümrük maçının hikayesi yani bir başka deyişle kırılma anı, hem VAR adına hem de Antalyaspor adına Antalyaspor’un VAR uyarısıyla beraberliği yakaladığı 15. dakikadaki penaltı pozisyonudur.
Bu maçın rezilliği ise futbolun seyir zevkine çomak sokan, Doğukan ile Roco’nun pozisyonu ile Gökdeniz’in ikinci golünde VAR’ın gereksiz müdahalesidir. Futbol güzelleşsin diye hayatımıza ölçülü soktuğumuz VAR yine bu gece futbolun önüne geçti.
Ha bu arada üç gollü üç puanın zevkini çıkartın. ?