Al Gülüm Ver Gülüm
Levent Sağlam yazdı…
Geçen hafta Denizlispor maçından sonra, içeride oynayacağımız Konyaspor maçı öncesi camia bayağı umutlanmıştı. Zira deplasmanda 3 farklı galip gelmek, umutları yeşertti.
Herkes içeride oynayacağımız Konyaspor maçını alıp üst sıraları zorlamayı, bir başka deyişle bu haftayı Konyaspor’un üzerinde tamamlayıp rahatlayacağımızın hesabını yaptı. Gördük ki taraftar olarak bunun hesabını yapanların yanında, Tamer Tuna’da ise içeride oynadığı maç ile ilgili “mağlup olmayayım ama 1 puan da yeter” düşüncesi hakimmiş. Bunu nereden anladığımızı sorarsanız, oyuncu değişikliklerine bakmak ve kazanan takımı bozmamasından bunu anlamak zor değil.
Deplasmanda iki ön liberoyla oynayıp, gol yemeden araya tabir-i caizse bir iki gol sıkıştırmayı düşünen Tamer Hoca, aynı taktiği Konyaspor’un da Antalyaspor’a uygulayacağını hesap etmemiş. Her hoca oynadığı takım özellikle rakibii ise içeride oynadığına 3 puan, deplasmanda oynadığına 1 puan yazar.
Aykut Hocanın futbol zihniyeti belli zaten. İçeride de dışarıda da 1 atarım, 3 alırım. Hal böyleyken deplasmanda oynayan Aykut Kocaman senin üzerine gelir mi? Gelirse de oyunun ikinci yarısında olduğu gibi, yapmış olduğun yanlış oyuncu değişikliğiyle onun ekmeğine yağ sürersin. Maç berabere iken, Yekta da oyundan çıkarken oyuna giren Charles değil Hakan olmalıydı. Sinan’ın çıkıp Doğukan’ın girmesi de bence yanlıştı.
Bu takım rakipleriyle içeride oynarken 4-2-3-1 veya 4-1-4-1 taktiği ile oynamaz. Mutlak galibiyet alman gereken maçlarda bu taktik, saha dizilişi, bu anlayış tamamen yanlış. Bence oynanması gereken, 4-4-2 veya 4-3-3 taktiği olmalı. Ligin en kritik olduğu bu haftalarda alman gereken şey, galibiyet.
Konya maçında Antalyaspor’un kaç pozisyonunu yazabiliriz? Antalyaspor’un kaç atağını, kaç topunun direkte patladığını, sağlı sollu kaç atağını yazabiliriz?
Antalyaspor içeride şuana kadar kaç maç almış? Rakiplerine sahayı hangi maçlarda sahasına hapsetmiş? Sahi hiç düşündünüz mü? Ben Malatyaspor maçı dahil bunu görmedim.
Neye rağmen, üç hoca değişikliğine rağmen.
Neye rağmen? Geç de olsa, takımlarında oynamayan futbolcu transferlerine rağmen. Beyler, kendi sahasında maç alamayan takım düşer.Kimse bana anlatmasın.
Kıssadan hisse…
Bu camiaya tavsiyem şudur, kafanızı deve kuşu gibi kuma gömmeyin. Sizlere neler oldu bilmiyorum. Ama etliye sütlüye hiç karışmadan, suyu bulandırmadan hayatınıza devam ediyorsunuz. Ne oldu size? Bu kentin dinamikleri olsun, ileri gelenleri olsun kulübe gidip “Nedir ne değildir, neler oluyor?” diyemez mi? Taşın altına elini sokamaz mı?
Örneğin Sayıştay tarafından reddedilen hafriyat ihalesi için bir araya gelip çözüm yolu bulunamaz mı?
Gördüğüm kadarıyla herkes hayatından memnun.