Olan Oldu

Söze nasıl başlayacağımı bilemiyorum.

Beşiktaş maçı… İlk dakikalarda “Vay be, bu takım isteyince oynuyormuş, oynayabiliyormuş.” dedirten maç…

En başta şunu söylemeli, neden rakip seçiyoruz biz? Neden şu istek ve azim bunca hafta yoktu? Cevabı yok.

Öte yandan maçı değerlendirecek olursak, hakemin maç boyunca Beşiktaş lehine verdiği kararlar alenen ortadaydı.

İlk gol… Faulle başlayan bir atak nasıl gol sayılıyor? İnanılır gibi değil. Hakem, bariz bir gol atağımızı haksız yere düdük çalarak yedi.

Şimdi iğneyi kendimize çuvaldızı başkasına batıracak olursak asıl kilit olay Diego’nun gördüğü kırmızı kart. Yediğimiz golden ziyade bu karar neticesinde takım çöktü, darmaduman oldular. Etkisiz kontraataklar, yanlış ve isabetsiz paslar… Sahada ne yapacağını bilmeyen bir Antalyaspor vardı.

İnsanın aklına gelmiyor değil, Eski Hoca Jose Morais bu oyuncuları hiç çalıştırmamış mı? Bu kadar bilinçsiz bir futbol oyunu görmedim. Hele ki ikinci golde bizim kaleci Ferhat ayakta uyuyordu.

Asıl durum şu ki takıma en büyük çelmeyi Diego attı. Profesyonel bir oyuncunun takımı bu kadar kritik durumda iken hakemle sözlü diyaloğa girip kırmızı kart görmesi oldukça yanlıştı. Diego bu cesareti nereden buldu, hala şaşırıyorum.

Her şeyi geçtim de bunca başarısızlığa rağmen deplasmana gidip bayrağımızı o stada asan taraftarımız için çok üzgünüm.

Eto’o gibi bir dünya starına sahipken, ligin en darmaduman takımı olduğumuz için çok üzgünüm.

Bizler senelerce 2. Lig’de destekledik bu takımı. Sırt dönecek değiliz. Ne demiştik; annesinden dayak yiyip yine “anne” diye ağlayan çocuklarız biz.

Uuzun lafın kısası, Beşiktaş bu maçı kazanmadı. Antalyaspor maçı kendisi kaybetti. Şu durumda iken yılmaya, demotive olmaya ve darmaduman olmaya hakkımız yoktu. Ama olan oldu.