Yükselen Form
Konyaspor maçını kazanmak boynumuzun borcudur ve bazılarına tokat gibi bir cevap hakkı elimizde olacak.
Aslında yükselen form, takımın formu değil. Bazı oyuncularımızın bireysel durumları bizi 3 haftadır rahatlatan şey… Mesela Diego… Bu satırlardan kendisini çoğu zaman eleştirip, yerden yere vurmuşumdur. Ama yeri geldiğinde de göklere çıkarmasını bilmişimdir. Üç haftadır nazar değmesin, harikalar yaratıyor kaptan. Gol atıyor, tekmeye kafa sokuyor… Bir defans oyuncusu ve kaptan daha ne yapsın? Mesela Boffin… Yükselen formu ile göz kamaştırıyor.
Aslına bakarsanız Karabük deplasmanı öncesinde hiç umudum yoktu. Antalyaspor, tarihi boyunca çok kolay alacağı maçları kaybetmesi ve umudumuzun olmadığı maçları kazanması ile ün yapmış bir takım olduğu için karamsardım. Hoş, maç 1-1 devam ederken inanılmaz bir gol kaçırdı rakip takım ve biz Yekta’nın presi ve rakip oyuncunun topu kaptırması ile galip gelen takım olduk. Ne olursa olsun altın değerinde bir galibiyet aldık.
Şimdi canı burnunda bir Konyaspor geliyor Antalya’ya. Biz rakibi yenersek inanılmaz bir galibiyet almış olacağız. Tüm şehir bu maça kilitlenmiş durumda. Konyaspor ve Gençlerbirliği maçları hayati önem taşıyor. Kendimizi hemen 39-40 puan sınırına atmalıyız. 6 maçtan ikisini maç kazanamıyorsak zaten helal olsun bize!
Karabük deplasmanı yine Antalyaspor tribünü açısından destek konusunda şova dönen bir deplasman oldu. Bir dakika olsun tribünde durmadılar, agresif bir tribün yaptılar ve galibiyete inandılar. Tribün inanınca iş sahadaki oyunculara kalıyor ve onlar da bu tribünün boynunu bükmediler sağ olsunlar.
Şimdi sıra Konyaspor maçında… Bu maçı kazanmak boynumuzun borcudur ve bazılarına tokat gibi bir cevap hakkı elimizde olacak.