Tuzak

Ersun Yanal için sakatlık ve cezalılardan ötürü zaten kısıtlı olan kadrodan bir 11 çıkarmak zordu. Başlama düdüğü ile birlikte, stoperde iki sol ayaklı stoper Ersan Adem Gülüm ve Kudriashov ilk kez yan yana başladı. Gökdeniz de ilk defa sol kanatta oyuna başladı. Sağ önde ve zaman zaman forvette oynayan Gökdeniz’in sol kanatta zorlanacağı oyunun başında belli oldu.

Hatay maçından sonraki yedi haftada taktik olarak geride bekleyip topu rakibe verip kendi yarı alanında adeta duvar örüp rakibini bekleyen ve maçın son bölümlerinde rakip takımın boşluklarından yararlanıp skora giden Antalyaspor gitmiş, ilk düdükle birlikte rakip Denizlispor’a karşı önde basan, geriden oyun kurmaya çalışan bir Antalyaspor gelmişti. Böyle bir taktikle oyuna başlayınca Denizlispor’un ekmeğine yağ sürmüş olduk. Daha önce rakiplerimize uyguladığımız taktik varyasyonunu Denizlispor bize karşı uygulayarak Antalyaspor’u tuzağa düşürdü. Nitekim ilk 14 dakikada ileri çıkarken kaptırılan bir topta defans bloğu yerleşmeden pozisyona giren Denizlispor, sonucu kendi lehine çevirmesini bildi.

Denizlispor öne geçtikten sonra geride bekleyip topu Antalyaspor’a verip üstüne çekerek, farkı artırmaya ve maçı kopartmaya çalıştı. İlk yarı boyunca sahada ne yaptığını bilmeyen bir Antalyaspor vardı. Gökdeniz, Bünyamin ve Sam, çok etkisiz bir ilk yarı geçirdi. Defans bloğu birçok kademe hatası yaptı. Yenilen golde Eren hatalı gibi görünse de ortalarda stoperler yoktu. Ersan Gülüm adet Alman tankı gibi ağır ve aksaktı. Geçen haftaki yazımda “sihirbaz” dediğim Ersun Yanal, bu defa ilk yarı boyunca şapkadan tavşan çıkaramadı.

Karşılaşmanın ikinci yarısının başında İmeri’nin çıkmasıyla orta alanda etkisiz olan Bünyamin’i sağ beke kaydırıp forvet arkasına Doğukan girince Antalyaspor, orta alan hakimiyetini eline aldı. Ne var ki geçtiğimiz haftalarda bizim rakiplere uyguladığımızı Denizlispor bize karşı yaptı ve Antalyaspor’u kalesine yanaştırmadı. Antalyaspor atak yaparken kaptıkları toparla tehlike yaratmayı başardı Denizlispor.

Antalyaspor, 70. dakikada Podolski’nin oyuna dahil olması ile oyun üstünlüğünü iyice eline geçirdi. Podolski, Amilton ve Doğukan değişiklikleri ile oyunun son bölümlerinde yanlıştan dönüp doğruyu bulan Ersun Yanal, bunun karşılığında beraberlik golünü buldu. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, taşlar yerine oturunca oyuna denge geldi. Skorda da dengeyi sağlamış olduk.

Bu dakikadan sonra ipler Antalyaspor’un eline geçmişti. Oyunda üstün olan, pozisyona giren, pozisyon bulan, rakibi sürklase eden Antalyaspor olmuştu. İlk yarıyı adeta çöpe atıp doğruları ikinci yarı bulunca, takım gerçek kimliğine kavuştu ve 1 puanı cebine koydu. 

Bu maç genelinde şu görüldü ki, çarşamba günü oynanan Beşiktaş maçının ardından gerek sosyal medya gerekse ulusal medya, Ersun Hocayı oynattığı oyun sisteminden ötürü hiç de hak etmediği şekilde acımasızca eleştirdi. Ersun Hoca bu eleştirilerin etkisinde kalmış olacak ki, yaklaşık 7 haftadır oynadığı oyun planından vazgeçip geriden oyun kurarak adeta ezber bozdu. Gerçi maçtan önce yapılan röportajlarda Denizlispor’un teknik adamı Hakan Kutlu, “Antalyaspor, bekleyerek oynuyor. Onları üstümüze çekerek geniş alan bulmayı planlıyoruz.” diyerek maçtan önce adeta kopya vermişti. Bunu ilk yarıda gerçekleştirip öne de geçti. 

Ersun Hocanın böyle bir taktiksel değişikliğe gitmesi, Amilton gibi en etkili silahını yanında tutması, orta alan ve kanatlarda değişik taktik uygulaması, perşembe günü kupada oynayacağımız Sivasspor maçının hocanın aklının bir köşesinde olmasından ötürü olabilir. Maçın 2. bölümünde hoca doğru hamleler yapınca en azından mağlup olmadan cebine 1 puanı koyup yoluna devam etti. 

Son sözüm, Ersun Yanal’a Cucong’dan gelsin:

“Büyük adamların hataları güneş tutulmasına benzer, onları herkes görür.“