Tabela Hakemi
Hakan Aydın yazdı…
Antalyaspor, Yeni Malatyaspor maçına cezalı Gökdeniz’den eksik olarak, elindeki en ideal on bir ile çıkmıştı. Gökdeniz yerine sağ kanatta oynayabilecek, hızlı Yeni Malatyaspor kenar uç adamlarına karşı yine hızlı bir oyuncu olan Doğukan ile oyuna başlamak, akıllıca bir hamleydi.
Başlama düdüğü ile birlikte bu maç özelinde sahada beni şaşırtan bir Antalyaspor vardı. Hatay maçında alınan kötü sonuçtan sonra Antalyaspor’un klasiği haline gelen topu rakibe vererek kendi yarı alanında bekleyen Antalyaspor gitmiş, yerine ilk düdükle birlikte rakibe ön alanda özellikle 2. bölgede pres yapan, ön alanda rakibe oyun kurdurmadan kapılacak toplarla sonuca gitmeyi düşünen bir Antalyaspor gelmişti. Antalyaspor’da henüz maçın ilk dakikalarında sayılabilecek zamanda rakibe ön alanda yapılan baskı neticesinde Orgill, bu sezon şeytanın bacağını kırdı ve topu filelere gönderdi.
Oyuna bu şekilde bir taktik planla başlamak Ersun Yanal’ın rakibi iyi etüt etmesi anlamına geliyordu. Çünkü rakip Yeni Malatyaspor, ileri ucunda Adem Büyük, Kubilay Kanatsızkuş, Umut Bulut gibi neredeyse üç tane ileri uç adamı ile oynuyordu. Böyle olunca da Yeni Malatyaspor’un en yumuşak karnı, ikinci bölgesi olan orta alanı olmuştu. Antalyaspor’un stoperlerini öne çıkararak ve rakibe orta alanda pres yaparak üstünlük sağlayıp sonuca gitme planı henüz maçın başında tuttu.
Erken bulunan golle rakip Yeni Malatyaspor, takım olarak öne çıkarak Antalyaspor’un geniş alanlar vereceğini düşünürken galibiyet golünden 7 dakika sonra kazandıkları köşe vuruşunda bu sezon ilk golünü atan Orgill bu kez kendi filelerini havalandırdı. Kendi kalesine attığı golde Orgill suçlu görünse de kaleci Boffin’in boşa çıkması, Orgill’i böyle bir hataya zorladı. Orgill o topa kafa vurmasaydı, hemen arkasındaki rakip stoper bomboş pozisyonda yine golü yapabilirdi. Antalyaspor’u iyi etüt etmiş olan Hamza Hamzaoğlu, kısa sürede sonuç tekrar eşit olunca top Antalyaspor’da iken hemen dörtlü defansa dönüp stoperlerinin arasına kenar adamlarını sokarak kanat adamlarını adeta bir bek pozisyonu aldırdı. Böylece 6-3-1 gibi bir dizilime giderek Antalyaspor’a pozisyon vermediler. Antalyaspor’u adeta kendi taktiği ile vurdular. Rakip böyle bir düzenle oynayınca özellikle Amilton çok etkisiz göründü. Bu maç genelinde özellikle Antalyaspor’un orta alanında göbekte oynayan Nuri, Fredy ve Hakan Özmert, ilk yarı boyunca kusursuz bir oyun sergilediler. Özellikle Nuri Şahin, bir orkestra şefi gibi takımı yöneterek oyunu rakip sahaya yığmaya çalıştı. Fredy sahada basmadık yer bırakmadı. Rakibin ileri ucu ile orta alan arasındaki bağlantıyı kesti, orta alandan ileri uca topu aktarmalarına izin vermedi.
Antalyaspor’da dikkat çeken bir diğer şey de takım kondisyonu oldu. Takımın kondisyonu gün geçtikçe kademe kademe yükseliyor. Oyundan düşen, yorulan oyuncu neredeyse yok gibi. Herkes diri ve koşuyor. bu da takım oyununa olumlu şekilde yansıyor.
İlk yarı rakip Yeni Malatyaspor golü bulunca yukarıda bahsettiğim gibi kapandı ve pozisyon vermedi. Pozisyona da giremeyince 12. dakikadan sonra kısır bir ilk yarı geçti.
Karşılaşmanın ikinci yarısına her iki takım da defans güvenliğini ön planda tutup, gol yemeden pozisyon buluğ sonucu kendi lehine çevirmek isteyerek çıktı. Özellikle Hamza Hamzaoğlu, yaptığı iki değişiklikle iki hızlı ileri uç oyuncusuyla ikinci yarıya başlaması, sonucu değiştirmeye dönük bir hamleydi. Ersun Yanal ise 66. dakikada yaptığı iki değişiklik ile oyunun kontrolünü Malatyaspor’a verdi. Bence Doğukan ve özellikle Orgill’in oyundan çıkması, taktik bir hata idi. Çünkü bu maçta Orgill, Antalyaspor’a transfer olduğundan bu yana en etkili oyununu oynadı. İleride stoperlere devamlı baskı yaparak deyim yerindeyse onlarla boğuştu ve rakibin 1. ve 2. bölgelerinin öne doğru çıkmasını engelledi. Orgill, 66. dakikada oyundan alınınca yerine giren Podolski çok etkisiz kaldı ve Yeni Malatyaspor üzerimize çok rahat şekilde gelerek oyunun kontrolünü eline aldı. Buna rağmen rakibe pozisyon vermeyen, cılız da olsa kontrataklarla birkaç pozisyon bulan Antalyaspor oldu.
Maçın orta hakemi Serkan Tokat’a da birkaç satır değineceğim. Maç boyunca tüm takdir haklarını rakipten yana kullandı. İlk yarı ve ikinci yarıda başka hakemlerin penaltı çalacağı pozisyonları es geçti. Yeni Malatyasporlu oyuncuların kendisini azarlar gibi tavırlarına cesaretsiz bir şekilde sessiz kaldı. Rakip oyuncuların arkadan yaptıkları faulleri sarı kartsız geçiştirdi. Serkan Tokat, bugüne dek hakemlik hayatında genellikle 4. hakemlik yani tabet hakemliği yapmış birisidir. Sinemadaki yer göstericiler gibi tabela indirip kaldırmaktan öteye geçmemiş, basiretsiz bir hakem görüntüsü vermiş, beceriksiz bir hakem olmaktan öteye geçememiştir.
Son sözüm, Arthur Miller’dan Serkan Tokat’a gelsin:
“Kurbağayı koltuğa oturtsan, o yine çamura atlar.”