Sinekten Yağ Çıkarmak
Hakan Aydın yazdı…
İlk düdükle beraber Antalyaspor’un oyuna nasıl başladığını, oyun planını, hangi taktik anlayışı ile sahaya yerleştiğini artık Sanatçı Metin Şentürk bile tahmin ediyordur. Topu rakibe ver, kendi yarı alanında bekle, kazanılan toplarla atağa çık, Amilton, Gökdeniz ve orta alan desteği ile sonucu değiştir. Eğer rakip takım ön alanda bassaydı Ersun Yanal’ın oyun planı tam anlamıyla “cuk” diye oturacaktı. Çünkü son iki haftada Denizlispor ve Yeni Malatyaspor, Antalyaspor’un bu oyun planı tuzağına düşmeyerek tıpkı Antalyaspor gibi kendi yarı alanında bekleyip Antalyaspor’un en etkili tarafı olan kanatları etkisiz kılıp, önde oynamaya zorlayıp kanatlarını kapatarak pozisyon vermemeye çalışmıştı. Hatta son iki haftada Amilton’un etkisiz görünmesinin en büyük sebebi bence buydu.
Gaziantep’in oyun taktiği, Ersun Hoca için bulunmaz nimetti. 3-5-2 gibi oynayan Antep, özellikle ilk 10 dakika ön alanda baskı yapıp Antalyaspor’un 1. ve 2. bölgelerini bunaltsa da 10 dakikadan sonra artık oyunda dengeyi kuran bir Antalyaspor vardı. Alanları kapatıp, kapılan toplarla %100 diyebileceğimiz en az 3 net pozisyonu harcadık. Özellikle Orgill’in kaçırmanın atmaktan zor olduğu bir pozisyonu var ki, onu atsa ilk yarı farkı daha da açıp maçı bitirebilirdik. Rakip Gaziantep teknik adamı Sá Pinto, oyun anlayışı ile Ersun Hocanın tuzağına düşerek arka alanında geniş alanlar bırakarak savunma arkasına Antalyaspor’un sarkmasına ilk yarı adeta davetiye çıkardı. Ne yazık ki ilk yarı boyunca kazanılan pozisyonları değerlendiremeyen bir Antalyaspor vardı.
Karşılaşmanın 2. yarısı da tıpkı ilk yarının bir kopyası gibiydi. Antalyaspor geride bekliyor, Gaziantep ön alanda baskı yapıp pozisyon aramaya çalışırken pozisyon bulan, hızlı çıkan Antalyaspor oldu. ta ki dakikalar 59’u gösterdiğinde Orgill sakatlanıp oyundan çıkana kadar… Orgill’in oyundan çıkmasıyla oyunun dengesi değişmeye başladı. Her ne kadar kızsak da Orgill’e, pozisyon kaçırıyor olabilir, gol de atamayabilir ancak ileri uçta bir gladyatör gibi savaşıyor. Rakibin savunmasını boğuyor, çıkarmıyor. Geçen hafta Ersun Yanal’ın oyundan alması, bu hafta ise talihsiz bir sakatlık geçirmesiyle oyunda devam edememesi, rakip savunma ve orta alanının rahatlamasına neden oldu. Orgill oyundan çıktıktan sonra Gaziantep daha rahat ve daha çok üstümüze gelmeye başladı. Orgill’den sonra orta alanımızda Hakan Özmert, Fredy ve Nuri Şahin, üçüncü bölge dediğimiz ileri uca çok yardım edemedi. Yalnız yine de pozisyona girip gol aradık. Buna karşılık Gaziantep de ileri çıkıp pozisyonlar buldu. Hele Boffin’in hatasında golü kalemizde gördük derken Veysel’in cansiperane kurtarışı, maçın kaderini değiştirdi.
Maçın geneline baktığımızda Ersun Yanal’ın göreve geldiğinden bu yana en çok pozisyona girdiğimiz karşılaşma diyebiliriz Gaziantep maçı için. Fakat bu pozisyonları değerlendiremedi Antalyasporlu oyuncular. Deplasmanda alınan bir puanla yenilmezlik serisi devam ediyor. Bu dar kadro ile adeta sinekten yağ çıkarırcasına puan alan, bu kadar belirsizlik içindeki takımı bu olumsuz koşullardan koruyarak yol alan Ersun Yanal ve oyuncu kadrosu, bu tempo ile devam ederlerse tarihe geçecek. Tarih yazan kadro ve teknik adam olarak Akrep heykelinin yanına bir tane de Ersun Hocanın heykelini dikmek lazım. Başka bir teknik adam olsa çoktan bırakır giderdi. Ersun Hoca ve kenar yönetim, kariyerini tehlikeye atmak pahasına çekip gitmeden kalıp savaşıyorlar, mücadele ediyorlar. Bunun sonucunda bütün futbol kamuoyunun da takdirini kazanıyorlar.
Sonuç olarak; bir, sıfırdan büyüktür. Alınan bir puan hakkında camiaya halk arasındaki bir özdeyişle seslenmek istiyorum:
“Fakirin tavuğu tek tek yumurtlarmış.“