Kabus
Hakan Aydın yazdı…
Cezalılar ve sakatlıklardan ötürü kadroda revizyona gitmiş, taktiksel anlamda birçok oyuncunun yeri değişmişti Antalyaspor’da. Veysel sağ bek başlamış, Mert önde sağ kanatta, forvette Orgill, stoperde Ersan ile maça başladık. Geçtiğimiz sezonun ocak ayında takıma dahil olan, sakatlık ve ceza haricinde her zaman ilk 11’de başlayan Jahovic, ilk kez bu maçta yedek kulübesindeydi. Onun yerine forvette Orgill ile başladık. Böyle bir kadro ile maça başlayınca diziliş sanki 5-4-1 ile “bir beraberlik alalım, işimize bakalım” der gibiydi.
Tamer Tuna’nın hesaba katmadığı şey, geçen yılın şampiyonu ve ligin ayağa en iyi kısa pas yapan, oyunu geriden Epureanu ve Skrtel ile kuran takımına karşı Orgill, Podolski, Nuri, Ersan gibi pres yapmayan oyuncu grubu ile oynamasıydı. Bu oyuncu grubu ile oynarsan, ilk yarı kabus yaşarsın. Hazırlık maçlarında bile doğru dürüst oynamayan Ersan Gülüm ile maça başlamak çok büyük hataydı. Veysel sağ bek oynasa bile Ersan tercihi yerine Kudryashov sol stoperde başlayabilir, savunmanın soluna da Eren’i koyabilirdi. Böyle başlasa bundan daha kötü olamazdı. Podolski, attığı gol haricinde sahada yok gibiydi. Veysel top rakipte iken savunmaya stoperlerin arasına girip oynadı. Rakip Başakşehir’in çift forvetiyle üç stoperle dahi baş edemedik. Ağır bir Ersan ve savunmanın solu için ağır olan Kudryashov’a Başakşehir’in kanat adamları ve ileri ucu zor anlar yaşatıp hata yapmalarını sağladılar ve 35. dakikada skor, farka gitti.
Hele 27. dakikada İrfan Can’ın attığı gol, bizim açımızdan amatör takımın dahi yapmayacağı bir hataydı. Rakip korner atarken bir ya da iki kişi orta alana dek çıkıp bekleselerdi, rakip takımın stoperleri ve ön liberoları çekinirdi. Böylece bizim on sekizin üzerine ellerini kollarını sallayarak gelemezlerdi. Bir de 41. dakikada Amilton’un atılması bizim için maçın bitmesi anlamına geliyordu. İkinci yarıda artık karşılaşma tabiri caizse antrenman maçına dönmüştü. Hani perşembe günleri paf takımı A takım ile çift kale maç yapar ve A takım farka gittiğinde artık kendilerini sıkmaz ve pas yapmaz, Başakşehir de aynı şekilde bize karşı öyleydi. Karşılaşma antrenman maçına dönmüştü. Adeta profesyonellerle amatörlerin karşılaşması oldu.
Hele yediğimiz beşinci golde dikkatimi bir şey çekti. Demba Ba pozisyona giriyor, topu Boffin çeliyor, rakip oyuncu Giuliano 3-5 metre geriden geliyor, kademede ne Nuri ne de Kudryashov adamını takip etmiyordu. Rakip oyuncu elini kolunu sallayarak boş kaleye topu gönderdi. Keza penaltı kararlarından sonra Veysel Sarı ve Boffin’den başka penaltılara itiraz eden yoktu. Herkes kaderine razı olmuş şekilde oynuyordu. Oyunun genelinde skora ve oyuna isyan eden gene Veysel ve Boffin’di. Diğerlerinin sanki umurlarında değil gibiydi.
Birkaç kelime de federasyona ve MHK’ye söylemek istiyorum. Evet, Antalyaspor’un kadrosu yanlış ve taktiği hatalı olabilir. Yalnız Antalyaspor “bu sirkin palyaçosu” değildir. Başakşehir’in Avrupa Kupası’ndan ötürü yorgun ve morali bozuk diye Antalyaspor yem edilemez. Başakşehir önümüzdeki hafta da bir Avrupa maçı oynayacak, onlar yorulmasın ve üzülmesin diye penaltılar Başakşehir lehine bu kadar kolay çalınamaz.
Son sözlerim Tamer Tuna ve oyuncu grubuna gelsin:
“Başarılı olmak isteyen yol bulur. Başarılı olmak istemeyen bahane bulur.”