Hoş Geldin Ersun Hoca
Hakan Aydın yazdı…
Ersun Yanal’ın Antalyaspor’un başına geçtikten sonra yaptığı oyun planındaki değişiklik, bu hafta daha çok göze batmaya başladı.
Topu rakibine vererek kendi yarı alanında rakibini bekleyen bir Antalyaspor’dan ziyade topla daha çok oynayan, kendi yarı alanında kısa paslarla, oyun boyunu kısa tutarak toplu defans ve toplu hücum anlayışı ile maça başladık. Ne var ki sahadaki 4-2-3-1 dizilişi ile oyuna başladığında bu sistemin en önemli özelliği olan iki kenar bekinin ve kanatlarının hızlı olması gerekir. Tek forvet gibi görünse de kanatlardan içeri kat edip üçlü forvet gibi oynayarak, rakip defansı hataya zorlayıp üstünlük elde etmek gerekir. Gel gör ki bu kadar eksik ve yaş ortalaması yüksek bir kadroyla bunları yapmak bir hayli zordu. Nitekim maç başladıktan sonra temposuz bir şekilde, sadece pas oyunu oynayarak ileri çıkmaya çalıştı Antalyaspor. Temposuz koşular olunca ileri çıkmaya çalıştığımız anlarda rakip Erzurumspor, tehlike olabilecek ataklarımızı rahat bir şekilde kesti. Yavaş yavaş oyuna ağırlığımızı koymaya başladığımız özellikle 15 ve 30. dakikalar arasında pozisyonlar bulduk. Ne var ki Antalyaspor ileri uç oyuncuları bunları değerlendiremedi. Defanstan oyun kurarak başlarken kaptırdığımız bir topta defans bloğu önde yakalandığı anda Antalyaspor kalesinde golü gördü. Özellikle yenilen golde Veysel ve Ufuk’un adam kovalamalarından ötürü rakibin ileri ucu cezayı kesti.
İlk yarıdaki istatistiklerde topla oynamada %54, rakip ceza sahasında topla buluşmada 10, pas 235, orta yapmada 13, köşe vuruşunda 5 gibi Antalyaspor’un üstünlüğü vardı.
İkinci yarıda Ersun Yanal taktik olarak büyük bir cesaret gösterip, sol bek için ağır kalan Kudryashov’u stopere çekerek aksayan Ersan’ı oyundan aldı. Defansın sol kanadına önlem alıp orta alanda da Ufuk’un yerine Gökdeniz’i alıp kanata Gökdeniz’i koyup Fredy’i de Jahovic’in arkasına 10 numara pozisyonuna geçirince Antalyaspor ipleri eline aldı. Taktiksel değişikliklerin semeresini 10 dakika sonra gördük ve beraberlik golünü attık.
Orta alanda hakimiyeti ele geçirince sağlı sollu ataklarla deyim yerindeyse Erzurumspor kafasını kaldırmadan galibiyet golünü ağlarında gördü. Bu dakikadan sonra oyunun hakimi Antalyaspor oldu. Sağlı sollu ataklarla 3 ve 4. golleri bulacakken, pozisyonları cömertçe harcadık. 87. dakikada geçen sezonlarda yine böyle son dakikalarda Antalyaspor aleyhine faul icat eden Ali Şansalan maçın kaderi ile oynadı ve sahadan beraberlikle ayrılmamıza neden olanlardan biri oldu.
Sahadan beraberlikle ayrılmamıza neden olanlardan birisi de kalecimiz Ferhat’tı. Zıplayıp müdahale etmeye bile gerek duymadan rahatça alınacak bir topu bile çeldi mi, tokatladı mı ne olduğu belli olmayan bir pozisyonda rakibe beraberlik şansı doğurdu. Halı sahada turnuvalarda kalecilerin yapmayacağı hata ile Erzurum’da iki puanı bıraktık. Bu işler hatır gönül ilişkisi ile olmuyor.
90 dakikanın geneline baktığımız zaman Ersun Hocanın geleli henüz 2 hafta olmasına rağmen takıma bir ivme kazandırdığı görülüyor. Takımda bir karakter oturmaya başlamış. Pas oyunu oynayan, atağa hep birlikte kalkan, rakip atağa çıkarken geçen haftada belirttiğim gibi hemen taktiksel Yugoslav faulleri yapan bir takım oluşmaya başlamış. Bu yaş ortalaması yüksek takıma bile yüksek pas yüzdesi ile oyun oynatan Ersun Yanal, bu maçta da gösterdi ki doğru bir tercih.
Eskilerin bir sözü vardır “Her şerde bir hayır vardır” diye. Abdullah Avcı’dan katbekat fazla futbol bilgisi ile hoş geldin Ersun Yanal! Doğru bir tercih olduğunu gösterdin. İnanıyorum ki bu takım birkaç hafta sonra ve arada yapılan transferlerle adından çok söz ettirip çok can yakacak.
Son sözüm Erzurum’da bunu fazlasıyla yapan Ersun Yanal’a gelsin:
“Cesaret, tehlike anında akıl ve zekânın kullanılmasıdır.“