Gümrük Kapısının Vizesi Amilton’dan
Hakan Aydın yazdı…
Antalyaspor, karşılaşmaya sakat ve cezalı iki oyuncusu Jahovic ve Fredy dışında ideale yakın bir on bir ile başlıyordu. Rakip Karagümrük ise dün açılan ara transfer sezonuyla birlikte imza attırdığı üç ismi sahaya sürmüştü.
Antalyaspor’da orta alanda Hakan ve Doğukan’ın bir arada oynamalarının ikinci bölgeye bir dinamizm kattığı, maçın hemen başında hissediliyordu. Konuk ekibin ise alan daraltıp ön alanda baskı yaparak Antalyaspor’a rahat oyun kurdurmamak üzerine bir oyun planı kurduğu belli olmuştu.
Karagümrük, oyunun hemen başında özellikle orta alanda oynayan Ndiaye ile baskı yaparak kapılan topları ileri uca taşıyıp sonuca gitmeye çalıştı. Ndiaye çok güçlü bir fiziğe sahip olunca, özellikle Antalyaspor orta alanı bu oyuncuyu durdurmakta çok zorlandı. Karagümrüklü oyuncunun çok profesyonel şekilde aldığı faullerin birinde, barajı kuran Doğukan’ın atış yapılmadan barajı bozması sonucunda yaklaşık 35 metreden erken bir gol gördük kalemizde. Bu golden sonra eminim ben dahil herkesin aklına Hatayspor maçı gelmiştir. Neyse ki korkulan olmadı. hem Antalyaspor kendini çabuk toparladı hem de rakip Karagümrük, Antalyaspor’un üzerine gelmeden bir penaltı golü ile takımımız beraberliği yakaladı. bu penaltı golü ile bu sezon penaltı siftahımızı da yapmış olduk. VAR ile kazanılan penaltıdan sonra VAR ile 18. dakikada bence kırmızı kart olan ama bu kartı vermeye cesaret edemeyen bir Hüseyin Göçek vardı. Hemen bir dakika sonra teşbihte hata olmaz yer uçağı Amilton’un payı çok büyük olan galibiyet golümüz, yine VAR ile oldu.
Karşılaşmanın 2. yarısına konuk ekip Karagümrük, Amilton’a önlem almak amacıyla sağ beklerini çıkarıp yerine hızlı bir bek olan Ramazan’ı oyuna aldı. bu hamleyle Amilton’u durdurmaya çalıştılar.
53. dakikada Karagümrük teknik sorumlusu Şenol Can, Koray’ı oyundan alıp Emre Çolak’ı oyuna sokarak üçlü savunmadan dörtlüye dönerek Antalyaspor karşısında daha etkili olmaya çalıştı. Nitekim özellikle 50-60. dakikalar arasında çok baskı kurdular. Antalyaspor ise rakip atağa çıkarken kapılan toplarla farkı artırma niyetindeydi. bu pozisyonları bulsak da Gökdeniz ve Doğukan art arda yakaladıkları net pozisyonları değerlendiremediler. Bu kez sahneye sahanın yıldızı olan Amilton çıktı. Rakip atağa çıkarken kaptığı topta rakip ceza sahasında Eren’e al da at dercesine verdiği ikramı Eren boş çevirmedi ve farkı açtı Antalyaspor. Karagümrük yediği üçüncü golden sonra artık gardını iyice düşürdü. Şuursuzca Antalyaspor’un üstüne gelmeye çalıştı. Ama artık atı alan Üsküdar’ı geçmişti. Gümrük kapısından Amilton’un vizesi ile geçtik.
90 dakikanın geneline baktığımızda zor gibi görünen bir karşılaşmayı kendi lehimize çevirmeyi bildik. bunda en büyük etkenlerden biri kenar yönetim ve Ersun Yanal’dır. Geride oyun kurarak pas oyunu yapma felsefesi işlemeyen Ersun Hoca, bu oyun planını değiştirince galibiyet kaçınılmaz oldu. Bu maç özelinde sağ ve sol savunma ve stoperler kusursuz oynadı. Özellikle benim sıkça eleştirdiğim Naldo, sezon başından bu yana en etkili oyununu oynadı. Bütün hava toplarını aldı. Toplara rakipten önce ilk müdahaleleri yaptı. Keza Veysel de öyle. Gerçi oyunun ilk 10 dakikası ön alanda baskı uygulayan Karagümrük, daha sonra baskı yapmayınca bizim stoperler rahat bir maç çıkardılar. Önde baskılı oynayan takımlara karşı stoperlerimiz bu baskıyı kaldıramıyor. Bir de oyunun ikinci bölgesinin orta alanda Nuri, Hakan ve Doğukan’dan kurulması, geri dörtlüyü de çok rahatlattı. Geriye gelip top alıp hızlı atağa çıkan bir orta alan, yeri geldiğinde de savunmaya çok yardımcı oldu. Geceye asıl damgasını vuran, Amilton’du. İnanıyorum ki Antalya Stadyumu’nda sol kanata radar aracı koysalar, Amilton’a aşırı hızdan ve hız limitlerini aşmaktan radar cezası gelebilirdi. Polis, futbolcunun lisansını iptal edebilirdi. Tabi bu yazdıklarım güzel bir latife idi. Karagümrük ne yaptı ise Amilton’u durduramadı. Baktı olmuyor, çareyi oyuncuyu sakatlamakta buldu. Kazanılan sadece üç puan değil, 3 puandan öte idi. Gelecek haftalara daha rahat girip, yukarılara tırmanmak adına iyi bir fırsat oldu.
Galatasaray maçı için yazdığım analizde “Deplasmanda galibiyeti olmayan iki takım karşılaşacak. Maçın sonunda kazanan taraf biz olalım, kaybetmeye devam eden Karagümrük olsun.” yazmıştım. Bu temennim gerçek olunca ben ve bütün kırmızı beyazlılar için çok mutlu sona eren bir gece oldu.
Yazımı Herbert Newton Casson’un şu sözleriyle bitirmek istiyorum:
“İnsanların en büyük dostu, zorluklardır; çünkü onları karşılaştıkları bu zorluklar güçlendirir.”