Avcı Av Olmaz
Hakan Aydın yazdı…
Yazıma başlamadan önce İzmir depreminde kaybettiklerimizin ailelerine ve Türk halkına başsağlığı dilerim. Yaralı olanlara Allah şifa versin. Gerçekten ateş düştüğü yeri yakıyor.
Karşılaşma öncesinde Antalyaspor’un başında hocası yokken, sakat ce cezalı oyuncu sayısı da çok olunca herkesin umudu kaybolmuş, 90 dakikayı bari farklı kaybedip moral bozukluğu yaşamayalım diye düşünür olmuştu. Hem tribündeki hem de TV başındaki herkesin hemfikir olduğu düşünce buydu.
Karşılaşma başladığında gördük ki Tamer Hoca ayrılsa da ruhu sanki sahada gibiydi. Antalyaspor yine topun arkasına geçerek ve topu rahip Fenerbahçe’ye vererek ani kapılan toplarla maçı lehimize çeviren pozisyonları bulmaya çalıştı. Yalnız ilk düdükle birlikte Fenerbahçe, oyunu Antalyaspor’un sahasına yıkmaya başladı. Sağ ve sol kanat bekleri ile çizgiden bol bol hücum denediler. Antalyaspor, bloklar arasını iyi kapatarak rakibine boş alan bırakmamaya çalıştı. Deyim yerindeyse oyunu rölantiye alıp rakibi de kendimize uydurduk ve bunda da başarılı olduk. Geçtiğimiz hafta tempo yapan rakip takımlara karşı nefes aldırmayan Fenerbahçe’ye bu fırsatı vermemeye çalıştık. Ne var ki sahneye kara gömlekli tabir edilen, hem ekranda hem de sahada forma rengi gibi vicdanları da kararmış, adil olması gereken yerde şartlanmış, terazisinin dengesini bozanlar çıktı. Evet, belki mahkum oynadık, belki oyunda üstün değildik ancak hakem denen ve görevleri “adil ve tarafsız olmak” olan arkadaşlar, karşılaşmanın ikinci yarısında ortam ve şartlar oluşmuş, buna ihtiyacı olmayan Fenerbahçe’ye adeta itici güç oldular.
2. yarının hemen başında mağlup duruma düşmemize rağmen sonuca isyan eden, eksik de olsa bir oyuncu grubu vardı. Golü yedikten üç dakika sonra hemen karşılığını verdik. Oyunu biraz önce de bahsettiğim gibi rölantide tutmaya çalıştıkça rakip sağlı sollu ataklarla kanatlardan gelerek bizi bunalttı. Komutansız savaşa çıktığımız için yanlış oyuncu tercihleri yapan kenar yönetimi, Gökdeniz’in yerine Ufuk’u ve Podolski’nin yerine Ersan’ı alarak takımı artık iyice kendi yarı sahasına gömdü. Rakip için tehlikeli olabilecek oyuncular kenara alınınca Fenerbahçe üzerimize daha çok gelmeye başladı ve uydurma da olsa bir penaltı golü ile üç puanı almasını bildi.
Artık zaman kaybetmeden takımın başına bir komutan geçmeli. Sosyal medyada adı geçen Abdullah Avcı, Türk futbolu içimde kariyeri ve Milli takıma kadar yükselmesi ile her ne kadar kulağa hoş gelse de Antalyaspor için kariyerini riske atmak istemeyecek ve devre arası 5-6 transfer isteyecektir. Abdullah Hoca tarafından bakarsak, bugüne kadar soyadı gibi “avcı” olan, bundan sonra kendini “av” yapmaz. Doğal olarak oynatacağı sistem için 5-6 transfer ister. Bu da Antalyaspor’a ekstra yük getirecektir. Zaten çıkmazda olan borç süreci, içinden çıkılmaz bir hal alabilir. Kılı kırk yarıp düşünmeli ve bir an önce takımın başına komutan getirilmeli, bu belirsizlik ortadan kalkmalıdır.