Güzel Günlere
Öncelikle herkese tekrardan selamlar. Geçtiğimiz sezon boyunca yazılarımı gerek okuyarak gerek paylaşarak gerekse bire bir bana yorumlarını ileterek beni gururlandıran sizlere teşekkür ederek başlamak istiyorum bu sezonki yazı dizime.
Geçtiğimiz sezon bizim için hüsranla sonuçlandı. Aslında sezon başında Başkan ve teknik kadro dışında her şey aynıydı. Bütün camia kendini Avrupa ligine hazırlasa da aslında işlerin kolay olmayacağı ilk haftalardan belli olmuştu. Yine Avrupa ligine çok yaklaştık ama küme de mi kalacağız, Avrupa’ya mı gideceğiz diye düşünürken her şey hüsran ile sonuçlandı. Önce Eskişehir’e Kupa Yarı Finalinde elendik, daha sonra da kümede kalmayı başaramadık.
Geçtiğimiz sezon başında Başkanımız Güntekin Gençer göreve geldiğinde “Antalyaspor’umuz şampiyon olmuş ya da Milli takım görevi yapmış bir Teknik direktörü hak ediyor.” diyerek göreve geldi. Sonrasında ise Beşiktaş’tan kovularak gönderilen, şampiyonluğun hayalini bile kuramayan Samet Aybaba’ya koltuğu verdi. Bu sene de Sayın Başkanın taktiği pek değişmemiş gibi gözüküyor. Tanımadan, görmeden yorum yapmak istemesem de bu konuya değinmeden geçemeyeceğim. Başkanımız PTT Ligini çok iyi tanıyan, genç, hırslı, başarıya aç bir teknik direktör yerine; bu sezon da güzide Antalya’mızın, güzide temsilcisi Antalyaspor’umuzu Engin Korukır isimli kayda değer bir başarısı olmayan, 56 yaşında bir isme teslim etti. Yaşını neden yazıyorum çünkü Engin Korukır profesyonel hayatı boyunca sadece 127 müsabakaya çıkmış. Bunların sadece 37 tanesi PTT Ligi dediğimiz ligde. Ayrıca Teknik direktörümüz şimdiye kadar çalıştırdığı takımların hiçbirinde sezonu tamamlayamamış. Gerisini siz düşünün… Sayın Başkanın geçen sezonki teknik direktör rezaletlerinden akıllanmayıp tekrar aynı hatayı yapması, futbolu ne kadar bildiğini, Antalyaspor’un başarısını ne kadar istediği belli ediyor gerçekten. Sezonun başı, tanımadan etmeden bu yorumu yapmak istemezdim ama görünen köy kılavuz istemez. İnşallah beni yanıltırlar.
Transfer konusuna henüz pek değinmek istemiyorum. Süper Lig kulüplerinin bile epey zorlandığı bu transfer sezonunda PTT Liginde transfer yapmak gerçekten kolay değil. Öyle ki PTT Ligin çoğu transferleri, transfer sezonunun bitimine 1-2 gün kala, Süper Lig kulüplerinde kadroya giremeyen oyuncuların kiralanması ve satılmasıyla olur. Bundan dolayı beklemek gerek. Bu arada umarım Diarra gitmez. Bu sene tek başına puan puanlar toplayabilecek bir isim takımımız için.
Sezon önceleri: Benim hayatım boyunca sezon önceleri her zaman heyecan verici olmuştur. Transfer dönemi takımların durumları, sezon boyunca nasıl bir taktikle sahaya dizilecekleri vs vs. Bu sezon da bakalım takımımız nasıl bir görüntü sergileyecek… Ayrıca PTT Ligi için de heyecanlıyım. Bu ligde kıran kırana mücadele var. Gerçek taraftar var. Taktik var, teknik var, özveri var. Gizem var. Hangi maçta ne olacak belli değil… Derbiler var. Yağmuru var, çamuru var, karı var, sıcağı var.
Antalyaspor’umuzu çok zorlu bir dönem bekliyor. Bizi de renkli bir sezon… Umarım sezon boyunca hem biz bu renkten faydalanırız hem de Antalyaspor’umuz dilediği yere, asıl yeri olan Süper Lige döner. Bunun için de herkesin elini taşın altına koyması lazım. El ele olmak lazım, birlik olmak lazım. Kendi çıkarımız için değil Antalyaspor’umuz için savaşmak lazım. İşte o zaman her şey güzel olur. Yeni sezonun herkese hayırlı olması, güzel olması dileğiyle…
Kalbinde biraz olsun Antalyaspor sevgisi olanlara…
Engin Erdem