Kusura Bakma Hocam
Fahrettin Kayan yazdı…
Hayatta futbolda en nefret ettiğim konu, değişmemek ve değişime açık olmamak. Tamer Hoca bu ligin genç ve gelişime açık hocalarının başında geliyor. Ancak bu sezon yaptıklarıyla sabit ve değişmeyen mantaliteyle hareket ediyor.
Türk futbolunun en büyük klişelerindendir, “kazanan takım bozulmaz.” Kazanan takım, uyum sağlamış ve istikrar kazanmaya başlamıştır. Kolay kolay vazgeçilmez ama ligin ortalarındaysan vazgeçmezsin. Daha sezon başında kazanan takım bozulmaz mantığı, senin açından bu şekilde 3 puan kaybına sebep olur. Üstüne üstlük seni kazandıran bu kadro da değil; bize 3 puanı getiren ilk 11 değil, aksine sonradan yapılan oyuncu değişiklikleri ve saha içindeki taktiksel değişikliklerdir. Ancak buna rağmen verim alamadığın bu isimlerde ısrar etmek de kayıp bir 45 dakikaya ve ikinci yarı daha fazla efor ile strese sebep oluyor. Malatya karsısında Tamer Hocanın yaptığı oyuncu değişiklikleri ve kapanan takımı açamayan hamleleri üstüne tuz biber oldu.
Maçın ilk yarısında ligin en teknik orta saha grubuna sahipken, ikinci yarı orta sahasız oynayan bir takıma dönmek mi maçı bize getirecekti? Sahada hücum oyuncusu fazla olan takım kazanmıyor. Doğru seçilmiş, doğru mevkide oynayan, verim aldığın oyuncular sana maçı kazandıracak.
Ligin en çok gol yiyen takımına karşı neredeyse gollük pozisyon dahi üretemedik. Üstüne üstlük tipik Hamza Hamzaoğlu futbolu olan rakip defansın arkasına şişirilen toplara rağmen bu kadar ağır bir defans ile sahaya çıkmak ve buna çözüm üretmemek… Adamların başka bir taktik anlayışı yok. Buna bile çalışmadan sahaya çıkarsan başka sonuç beklemek hayalcilikten öteye gitmez. Kusura bakma hocam, rakibe hiç çalışmamışsın. Ben nasıl olsa yine bir tane atar ve geriye çekilirim mantığıyla sahaya çıkmışsın.
Haftalardır kazandığımız maçlarda atıp, kontrataklarla maçı kazanmayı bildik. Ama bu sefer kendi silahımızla vurulduk. Maçın çok başında serseri bir kurşun gibi arkaya seken topta geriye düştük ve sonrasında da rakibi açabilmek adına hiçbir çözüm üretemedik.
Sahaya çıkan kadro yanlış, oyun içi taktikler yanlış, oyuncu değişiklikleri yanlış, iki ön libero çıktıktan sonra sahadaki oyuncu dizilişi baştan aşağıya yanlış, rakibe çalışmayıp tedbirsiz maça hazırlanmak yanlış… Bu kadar yanlışın bir araya geldiği haftada kusura bakma Tamer Hocam ama bu yanlışlarla bu puan kaybı sadece sana yazar.
Milli takım arasıyla beraber yeni transferler de hocanın gözünde hazır hale gelirse biraz olsun sahada fayda sağlayan oyuncuları görmeye başlarız.
Her insanın, her futbolcunun hata yapma lüksü olduğu gibi teknik adamın da sezonda hatalı maçları elbette olacak ama önemli olan bundan ders çıkarıp ilerleyen haftalarda aynı hatayı yapmamaktır. Kendini geliştirmeye açık olarak bildiğimiz Tamer Hoca da umarım hata yapma hakkının tümünü tek maçta kullanmıştır. Umuyorum ki bu hafta çıkarılması gereken dersler iyi çalışılmıştır ve bundan sonraki haftalara artı olarak dönebilir.