Alternatifsizlik

Maç öncesi en çok dile getirdiğim şey ve tedirginliğim, birçok oyuncunun gelecek haftanın etkisiyle kafalarını Kayseri’ye odaklamada problem yaşayabileceğiydi. Sebep bu mu bilemeyiz ama maçın başlamasıyla beraber ne fiziksel anlamda ne kafa olarak maça bir türlü giremedik.

Biz maça adapte olana kadar rakip 2 gol buldu, kırmızı kart gördü ama biz beklenen reaksiyonu bir türlü gösteremedik. Nuri Şahin’in Naldo yerine Bahadır tercihi defans kurgusunda tutmadı. Üstüne Fredy ve Poli’nin sakatlık riski yüzünden tedirgin oynamaları rakip direncini kırmamıza engel oldu.

Hoca değişimi sonrası işlerin hep iyiye gittiğinden bahsediyoruz ama bu hafta nazar boncuğu diyebileceğimiz bir maç oldu. Oyuncu tercihleri, değişiklikler ve anlamadığım bir şekilde sürekli ve ısrarla bir tek sol kanattan hücum etmeye çalışmamız oyunu tamamen çıkmaza soktu. Son haftaların yükselen performansına sahip isimlerinden olan Bünyamin’i neredeyse hiç kullanamadık.

Biz kapanan takımlara karşı hücum etmekte çok zorlanıyoruz. Rakip eksildikçe, skorun avantajıyla kapandıkça kapandı ama biz topu o kadar yavaş çevirdik ki böyle kapalı bir defansı bu kadar temposuz bir oyunla açabilmek imkansızdı. Tek kanattan hücum denemelerinde başarılı olamayacağını görmemize rağmen sürekli orta denemeleri oyunu iyice çıkmaza soktu. Hocanın mutlaka kapalı takımlara karşı veya geriye düştüğümüzde oynayacağımız alternatif sistem üstünde çalışması gerekiyor.

Maalesef alternatifsizlik sadece saha içi taktik ve sisteminde değil, kadro yapısı olarak da özellikle hücum hattında hocanın da elini kolunu bağlıyor. Düşünün ki maç sonu elimizde kanattan devşirme forvetimiz Mukairu çıktı, stoper Naldo forvet oynamak zorunda kaldı.

Crivelli ve Haji’den ümidimizi kesmeye başladık. Devre arası iyi futbolcu bulmak zordur. Kimse elindeki kaliteli oyuncuyu boşu boşuna vermez ama forvet transferi bu takım için olmazsa olmaz.

İyi giden haftaların ardından ilk mağlubiyette karaları bağlamaya gerek yok ama değinmeden geçemeyeceğim birkaç isim var:

Gökdeniz Bayraktar’a ne oldu ve nasıl oldu hiç anlamıyorum ama geçen sezonun flaş oyuncusu bu sezon resmen kayıplarda. Bir futbolcunun performansı bu kadar nasıl düşebilir! Her geçen hafta kendini toparlar ümidindeyiz ama tam tersi şekilde sürekli bir geriye gidiş devam ediyor.

Milosevic, Ersun Yanal’ın sezon başında büyük ümitlerle istediği bir oyuncuydu. Takımın en yüksek ücretlerinden birini alan bir futbolcu iki pas yapamaz mı? 10 numara oynuyorsun; asisti, golü geçtik 5 metre yanındaki oyuncuya pas atamıyorsun. Verilen paraya yazık!

Doğukan’ın özellikle Nuri Şahin’den sonra yükselen grafiğinden hep övgüyle bahsediyoruz. Ama yıllardır gösterdiği yüksek performansların ardından ani düşüşler yaşıyor. Bu özelliği hiç değişmedi. Psikolojik olarak olduğunu mu düşünüyor yoksa maçların yorgunluğu mu çıkıyor, bu duruma mutlaka bir çözüm bulmak gerekiyor. İkinci yarının hemen başında altı pastan kaleye dokunabilse maç bambaşka bir noktaya gelebilirdi. 

Rakiplerimizin puan ya da puanlar kazandıkları bu haftanın ardından gelecek hafta oynayacağımız Trabzonspor maçı çok daha önemli bir hale geldi. Biz yenilmezlik serilerini bozmayı severiz, yeter ki bu hafta olduğu gibi kafalarınız dağınık olmasın.

Hem bu haftayı unutturmak hem takıma tekrar destek olmak için stadın dolması şart oldu. Ama o stat dolarken sadece kırmızı beyaz ile dolmalıdır. Geçen sezonlarda olduğu gibi rakibin girişlerine mutlaka dikkat edilmelidir.