3 Puan Değil Özgüveni Kazanmak
Fahrettin Kayan yazdı…
Haftalardır galibiyete hasret, 11 kişi maç tamamlamaya hasret bir takım için bu hafta 3 puan almak hayati önem taşıyordu.
Çok mu iyi oynadık? HAYIR.
Mücadele istediğimiz düzeyde mi? HAYIR.
Ama Ersun Hoca’nın gelişinden itibaren takımda ileriye dönük umut verici gelişme var ve saha içi organizasyonlar her geçen hafta daha da iyiye gidiyor.
Geçen hafta yıllardan beri alışılagelmiş Ferhat Kaplan hatasından sonra attığı tweet ve bu sezon gösterdiği saha içi performansıyla eleştirileri üstüne çeken Podolski, yaptığı gol gibi asistle klasını konuşturdu. Hep söylüyoruz biz bu takımı ya da oyuncuları eleştirirken hep daha iyisini istediğimiz için; siz böyle klasınızı konuşturduktan sonra bize sadece sizi alkışlamak düşer.
Takımda hala aksayan noktalar çok fazla ancak teknik heyetin elinde eksikler nedeniyle alternatif neredeyse hiç yok. Bu hafta sağ bek yokluğunda hayatında belki de ilk defa sağ bek oynayan Imeri göz doldurdu. Bu kritik haftada oyuncusuna güvenen ve başarılı bir hamle yapan Ersun Hocaya da helal olsun!
Fikstür bundan sonra daha da sıkışıyor. Neredeyse 3 güne bir maç yapacağız ve takımda eksikler fazla. Eldekiler ise yaşı yüksek ve çabuk yorulan oyuncular… Ersun Hocanın Imeri gibi alternatifleri değerlendirmesi ve takıma kazandırması, bu yüzden çok önemli.
Takımımızın bu sezon hem savunmada hem gol yollarındaki en etkin silahı durumunda olan Veysel’in son dakika sakatlığının üstüne sahaya çıkan savunma hattımız, belki de ligin en ağır ve yaşlı defans hattıydı. Bu yüzden arkayı çok açmadan daha temkinli ve savunma ağırlıklı oynamayı tercih etsek de bu sene en etkili hücum yolumuz olan hızlı ve kontratak oyunumuzla skoru almayı başardık. Hatta maçın sonlarında skoru daha rahat hale getirebilecekken bulduğumuz pozisyonları her zamanki gibi oldukça cömert şekilde harcadık.
Rakip bu ligin en zayıf takımlarından biri olabilir ancak aldığımız galibiyet çok büyük önem taşıyor. Fakat bu ligde futboldan ziyade konuşulması gereken ve daha sezonun yarısına gelmemişken neredeyse tüm Türkiye’nin içine sinmeyen bir MHK ve hakem grubunun yönetimiyle karşı karşıyayız.
Dünyanın büyük minnet duyduğu, adaletsizliği ortadan kaldıracak dediğimiz VAR sistemi bile bizlerde soru işaretlerini daha da arttırıyor. Çekilen ofsayt çizgileri, bir takıma verilen pozisyonun ya da golün ertesi hafta başka takıma verilmemesi, kimsenin vicdanına sığmıyor.
Ortada kötü niyet var mı, kanıtlanamaz. Ancak bu iş böyle devam ettiği sürece sezon sonuna kadar bu ligde daha çok kavga çıkar.
Bu VAR olmasa yıllardır yaşadığımız hakem facialarından ne çekmişiz diyeceğim ama VAR geldi biz hala geçen hafta olduğu gibi ekran başında izleyen hakem olmasına rağmen hakem kararlarının rezaletine maruz kalıyoruz.
Haftalardır Antalya’mıza karşı cömertçe çıkan kırmızı kartlar, geçen hafta yaşanan hakem kararları faciası derken, bu hafta ligin en iyi hakemlerinden sıfatıyla maça atanan Halil Umut Meler’in verdiği penaltı ve kırmızı kart kararıyla skandal bir işe imza atıldı. Neyse ki sezon başından beri VAR’ın neredeyse ilk defa adaleti bizim maçımızda doğruyu gösterdi ki yanlıştan dönülebildi.
Bu hafta bizim maçımızda yanlıştan dönüldü ancak diğer maçlara bakınca yine bir sürü VAR’a rağmen verilen adaletsiz kararlar var. Gelecek hafta piyango kime vuracak, kimin canı yanacak; belli değil!
Federasyon ve yetkililer derhal bu işe bir çözüm getirmeli ve radikal kararlar almalıdır. Aksi halde her hafta avantaj sağlayan, diğerlerini görmezden gelmeye ve sosyal hayatımızın çoğunluğunu kapsayan futbol yüzünden insanlar birbirini kırmaya devam edecek.
Ligin gidişatında puanlar bu kadar yakınken alt sıralardaki rakibimize karşı alınan 3 puanın önemi büyük. Sadece maçı kazanmak değil, tekrar özgüvenimizi kazanmak da bu hafta için çok değerliydi.
Dileriz bu hafta itibariyle temiz bir başlangıç yaparız. Haftaya çok fazla eksiği bulunan Sivasspor karşısında alınacak galibiyetle bu haftayı daha anlamlı hale getiririz.