Bu şartlarda futbol yorumlamak anlamsız. Kazanmak da kaybetmek de önemsiz …

…
21 Aralık 2016 08:59

Ülke resmen yangın yeri. Vatanımızın her metrekaresinde ölüm kol geziyor. Bu şartlarda futbol yorumlamak anlamsız. Kazanmak da kaybetmek de önemsiz.

Çeyrek asırdan daha kısa önceki döneme ve yaşantıma bakıyorum. Gelinen noktaya inanamıyorum. Konyaaltı Caddesinden arkadaşlarla yürümeye başlar, Dönerciler Çarşısında soluklanıp bir şeyler atıştırır, sonrasında yolumuza Cender Otel’e kadar devam ederdik. Yolda tanıdıklarımıza rastlardık, sonrasında Karaoğlan Parkına girer, insanları öldüren o tüfeklerle biz balonlara sadece eğlencesine ateş ederdik. Her cumartesi bu bizim rutin eğlencemizdi.

Televizyonda Yeşilçam’da iyi yürekli insanların hikayelerini izlerdik. “Neşeli Günler” filmini kaç kere izledim, hatırlamıyorum. Bütün ülke bu filmi en az bir kere izlemiştir. Oradaki ailenin kenetlenişi gözümün önündedir her zaman.O zaman da problemlerimiz vardı ama sokakta yürürken karşımızdakine hiçbir zaman tedirgin gözlerle bakmadık .Kalın giyinmiş paltolu insanlardan çekinip onlardan uzak yürümeye çalışmadık. Tecavüzcüleri hapishanelerden çıkarmadık, zaten onlara ceza hapishane ortamında diğer mahkumlar tarafından verilirdi. Çıkamazlardı o dört duvardan.

Mustafa Kemal Atatürk bir askeri şehit edildi diye Menemen’de taş üstünde taş bırakmamıştı.

Şehit haberi geldiği gün ülkede hayat dururdu. Ülkede milli yas olurdu. Ertesi gün hiçbir şey olmamış gibi köprüler, stadyumlar açmazdık. Havai fişekler patlatmazdık gökyüzünde.

Sahi ne oldu bize? İnsanlığımızı mı unuttuk?

Kime sorsam bu ülkeden gitmenin peşinde. İnsanlar çocuklarını bu ülkede büyütmek istemiyorlar. Haksız da sayılmazlar, biz bu ülkede çocuk olmayı başarabilmiş son nesiliz belki. Sokaklarda düşe kalka oynayan, paylaşmayı ve kenetlenmeyi o yaşlarda kendi akranlarıyla öğrenmiş son nesiliz.

Peki bu ülkeden gitmek çözüm mü?  

Bu ülkenin vatansever, iyi yürekli insanlarının yattıkları kış uykusundan en kısa zamanda uyanmaları dileğiyle sizlere Konstantinos Kavafis’in “Şehir” şiiri ile veda etmek istiyorum.

Hoşça kalın.

Bir başka ülkeye, bir başka denize giderim’, dedin 
‘bundan daha iyi bir başka şehir bulunur elbet. 
Her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya; 
-bir ceset gibi- gömülü kalbim. 
Aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede? 
Yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam, 
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün, 
boşuna bunca yıl tükettiğim bu ülkede.’ 

Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın. 
Bu şehir arkandan gelecektir. 
Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın, 
aynı mahallede kocayacaksın; 
aynı evlerde kır düşecek saçlarına. 
Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. 
Başka bir şey umma- 
Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte, 
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünü de.

 

 

 

ETİKETLER: ,