Hedefe Doğru Adım Adım
Önünde hem Antalyaspor’un geleceği hem de kendi kariyeri için çok kritik 14 maç var.
Soyadının hakkını vermesini ve kaybetse bile hücum yaparak, savaşarak kaybetmesini umut ediyorum artık.
Beşiktaş maçı öncesi hiç umudum yoktu, mantığım maçı net bir skorla kaybeceğimizi söylüyordu. Maça haftalardır işlemeyen, artık iflas etmiş taktiğiyle çıktık Bülent Hocanın. Amaç futbol oynamaktan çok oynatmamak üzerine kuruluydu. Kazandığımız her topta geriye döndük. Ya Boffin ya da defans oyuncuları uzun toplarla ileri doğru şişirdiler, hücum oyuncularımız uzun Beşiktaş defansının arasında kayboldular.
Defansın arkasına uzun top taktiği her takıma karşı uygulanmaz.
Penaltı pozisyonu maçın kırılma anı oldu. Ardından peş peşe gelen gollerle ilk yarı maç bitti.
İkinci yarı Bülent Korkmaz maç başında yapması gereken şeyi yaptı. Topu yere indirdi, takım kanatları kullanarak oynamaya ve rakibi bunaltmaya başladı. İlk golün ardından ikinci gol de gelse maçın seyri değişirdi. Yine bir defans hatasıyla maç koptu gitti.
Sahada oynanan futbolla maç skoru ters orantılıydı bana göre. Boffin’in kariyerinin en kötü maçını oynaması da buna etken oldu. Salih Dursun haftalardır sahanın en kötüsü. Dün gece de bence Boffin ile beraber sahanın en kötüsüydü. Diego ve Celustka’nın bu takım için ne kadar önemli isimler olduğunu dün gece bir kez daha gördük.
Önümüzde çok kritik bir Çaykur Rizespor maçı var. Kazanırsak derin bir oh çekeriz, önümüze bakarız. Beraberlikte krizi bir hafta daha öteleriz. Eğer kaybedersek Bülent Korkmaz’ın hedefi olan ligde kalma mücadelesinin ortaklarından biri olmak adına önemli bir adım atarız.
Bursaspor maçı sonrası lig dördüncüsü takımın hocası olarak “hedefimiz ligde kalmak” diye açıklama yaparak hem futbolcularının hem de camianın motivasyonunu bozan Bülent Korkmaz 5 haftalık serinin baş suçlusudur.
Geçen hafta dediğim gibi cepten kredisinden yemeye devam ediyor ve dere geçerken at değiştirmeyi doğru bulmuyorum. Nasıl 28 puanı bu takımla topladıysa ve sonrasında nasıl bu takımı bu motivasyonsuz, oyun plansız hale getirdiyse yine buradan ayağa kaldıracak isim de kendisidir.
Önünde hem Antalyaspor’un geleceği hem de kendi kariyeri için çok kritik 14 maç var.
Soyadının hakkını vermesini ve kaybetse bile hücum yaparak, savaşarak kaybetmesini umut ediyorum artık.
Zira ben pasif futboldan, şut çekmeden bitirilen 90 dakikalardan artık fazlasıyla sıkıldım. 3 sene önceki Bursaspor örneğini kafamızın bir kenarına kazıyalım, 27 puanla bitirdiği ligin ilk yarısını, ikinci yarıdaki felaket performansıyla son hafta Trabzonspor’u deplasmanda yenerek ligde kalmayı garantileyerek bitirdi.
Gelelim gecenin diğer bir tatsız olayına… Her İstanbul takımıyla oynanan maçta yaşanan ” İçimizdeki İrlandalılar ” problemi bu maçta tavan yaptı.
İstanbul takımı forması ve atkısıyla Antalyaspor tribünlerine girenler ve buna müsaade edenlere tepki gösteren Antalyaspor taraftarları güvenlik görevlilerinin müdahalesine maruz kaldı. Kendi stadında, haklı olduğu bir konuda haksızlığa uğrayan çok sayıda taraftarımız protesto ederek devre arasında tribünleri terk etti.
Passolig kartlarında sadece Antalyaspor ibaresi olan kartlara satış yapılması ve üzerinde rakip takımın ürünleri olanların Antalyaspor tribünlerine sokulmaması gerekli. Bunla ilgili herhangi bir ciddiyet olmaması çok üzücü.
Maçın uzatma dakikalarında sarı kart sınırında olduğunu bile bile orta sahada rakibini arkadan çekerek kart gören ve Rizespor gibi kritik bir deplasmanda cezalı duruma düşen Doukara’ya ise söyleyecek söz bulamıyorum.