Güneşli Günler
Kulübün üzerindeki kara bulutlar da aynı şehrin havası gibi yerini güneşe bıraktı …
Futbol garip bir oyun. Belki bu yüzden peşinden milyonlarca insan gidiyor.
Gençlerbirliği maçının ilk yarısında şans melekleri bizim yanımızdaydı. Kaçan penaltı, direkten dönen top, %100 kaçan pozisyonlar… Belki de ilk yarıdan maçı koparabilirdi konuk ekip.
41. dakikada Eto’o’nun penaltısı ve bir anda rüzgarın tersine dönmesi… İkinci yarı sezonun en iyi futbolunu oynayan, geçen seneki gibi kontraataklara çıkan bir Antalyaspor vardı. 7 – 8 gol atmamız içten bile değildi. Biraz şanssızlık, çokça becerisizlik ve bir türlü ikinci gol gelmedi. Son dakikalar yine stres doluydu. Neyse ki korkulan olmadı ve içeride sezonun ilk galibiyetini aldık. Şimdi 15 günlük ara var. Rıza Hoca bu arada takımı daha da toparlar ve felsefesini tamamen oturtur.
Ligin ilk yarısında 15 puan toplayabilir miyiz acaba derken şimdi gözümüzü 5. sıraya diktik. Dedim ya, futbol cidden garip bir oyun. Maçtan sonra sadece 4-5 futbolcunun tribünleri dolaşması, diğerlerinin kaçarcasına tünele gitmesi anlamsız. Tribünlerin tepkisi haklı ama dozajı fazla. İki dakika fazladan o yeşil sahada durup tribünleri selamlasan hiçbir şey kaybetmezsin. Oradaki insanların gönlünü hoş tutar, herkesin evine mutlu dönmesini sağlarsın. Sekiz hafta boyunca maç kazanamamışken içeride dışarıda yine bu insanlar senin yanındaydı unutma.
Bundan sonra ne olur? Trabzon’dan alınacak puan veya puanlar sonrasında içerideki Adanaspor maçı ve planlar bir anda değişebilir. Peki ben şu anda neye üzülüyorum biliyor musunuz? Türkiye Kupası’na. Bana göre yok yere kupadan elendik. Bunun pişmanlığını tüm sezon boyunca yaşayacağız.
Hedefim sene sonu öncelikli olarak 38 puan. Kaldı 29 puan. Antalya’ya kış gelmiyor, havalar hala günlük güneşlik. Kulübün üzerindeki kara bulutlar da aynı şehrin havası gibi yerini güneşe bıraktı. Başkan mutlu, hoca mutlu, futbolcu mutlu, taraftar mutlu. Daha ne isteyelim ki?