Teknik Direktör Dengedir

Ülkemizde futbolun Avrupa düzeyine bir türlü yükselememesinin belki de en büyük nedeni, teknik direktör önemsizliğidir. Avrupa liglerinde şampiyon takımların artık oyuncularıyla değil teknik direktörleriyle konuşulmaya başladığı hepimizin gözleri önünde… Globalleşen dünya ve bilgi akımı göz önüne aldığımız zaman neden bizler hala yönetim ve oyuncu bazlı oluşumunu benimsiyoruz, akıl alır gibi değil.

Teknik direktör seçiminden bahsetmiyorum. Teknik direktörün öneminden bahsediyorum. Yönetimin iyi, kendini yetiştirmiş, projelerine ve zihin yapısına inandığı teknik adamı seçmesi ve ona inanması lazım. Skora değil, sürece bakması ve en önemlisi de güven ortamının oluşturulması lazım. Bakınız oyuncudan bahsetmiyorum. Elbette futbolcu, teknik direktörün verdiği görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Bu güzel oyunun sahnesi, onların. Her orkestranın bir şefi, her restoranın bir baş aşçısı olduğu gibi bir futbol takımının da maç kazanabilmek, bu güzel oyunun doğrularını yapabilmek ve başarı için teknik direktöre ihtiyacı vardır. 

İki haftadır teknik direktörsüz bir Antalyaspor var sahada. Kaybetsek de bir şey olmaz düşüncesiyle çıkılan iki maç ortada. Altı puandan alınan yalnızca bir şans puanı… Bir orkestra düşünün, her müzisyeni farklı notalara basıyor. Çıkan ses eşittir sahadaki Antalyaspor. Ne desek az ne söylesek boş. Antalyaspor’un haline üzülmemek elde değil.

Yönetimin yönetmesi, futbolcunun futbol oynaması lazım. Aradaki dengenin de teknik adamla sağlanması gerekiyor. Teknik direktör, bir futbol takımının her şeyidir. Bir binayı taşıyan kolon düşünün; kolon, teknik direktördür. O olmayınca hali görüyorsunuz.

Ne oluyor ne bitiyor bilmek, öğrenmek istemiyorum. Benim tek istediğim şey; başarı hedefli, dinamikleri oturmuş bir Antalyaspor.