Hücumsal Uyum Eksikliği
Engin Erdem yazdı…
Milli araya mağlubiyetle giren Antalyaspor’da Tamer Tuna analizleri buna göre yapacağını, gelecek için kendileri açısından güzel bir veri olacağını söylemişti. Ayrıca üstüne basa basa topun arkasına geçip oynamanın, yani savunmanın önemini vurgulamıştı hoca.
Analiz, sonuçla bağlantılıdır. Kazanırsan çok iyi, kaybedersen çok kötü olur. Duruma ve maçta yaşanacak olaylara göre de her şey değişebilir. Tıpkı Gaziantep FK karşılaşması gibi…
Antalya Stadyumu’nun oyun alanı ölçüsü, TFF verilerine göre 105×68 metre olarak gözüküyor. Böylesine büyük bir alanda futbol oynamak ve başarılı olabilmek için on bir oyuncunun saha içi uyumu çok önemli. Parçaların yani futbolcuların birbirleriyle uyumluluk düzeylerinin maksimum olması lazım ki, başarı çıksın ortaya. Bir arabanın bir tekerinin olmadığını düşünün, o araba nasılsa Antalyaspor da öyleydi Gaziantep karşısında.
Antalyaspor geçtiğimiz sezona göre dört, Gaziantep ise iki yeni oyuncuyla çıktı maça. Kalecileri saymazsak eğer Antalyaspor’un yüzde kırkı değişti. Bundan bahsetme nedenim şu; uyum, savunmada yakalanabilir. Bu size başarı da getirebilir. Hücum oyununa göre yakalanması nispeten daha kolaydır savunmanın. Fakat hücumdaki uyum çok zor yakalanır ve zaman alır. Eğer uyum olmazsa, 11’e 9 oyunda bile pozisyon bulmakta zorlanabilirsin. Tıpkı Antalyaspor’un yaşadığı gibi…
Birbiriyle oynamaya alışık ve uyumlu oyuncuların yerini yeni oyuncular aldığı zaman hücumda iş ya bireysel yeteneklere ya da şansa kalmıştır. İkisi de olmazsa puan kaybı kaçınılmazdır. Ne kadar uğraşırsan uğraş, dokuza da atamazsın sekize de. Podolski ve Gökdeniz’in doksan artıdaki anlaşmazlığını gözlerinizin önüne getirirseniz, hücumdaki uyumsuzluğu net olarak görebilirsiniz.
Yeni, akıl çeler fakat istediğini vermeyebilir. Yavaş yavaş, alıştıra alıştıra takımla uyumlu hale getirmek lazım ki, verimli ve takıma faydalı olsun.