Futbol ve Basın
Engin Erdem yazdı…
Alanyaspor – Beşiktaş maçının ardından, Alanyaspor teknik direktörü Çağdaş Atan’ın katıldığı basın toplantısında soru gelmemesi üzerine hoca; tepkisini açık bir şekilde gösterdi.
Neydi hocanın tepkisi?
Hocanın gözleri ışıl ışıl, başı dik… Gururla anlatmak istiyor. Galibiyeti, sistemini… “Bu şekilde kazandık” demek istiyor. “Lideriz” demek istiyor. Rakibi analiz edip, antrenör ekibiyle ne şekilde hazırlandığını, takımını ve oyuncularını nasıl çalıştırdığını söylemek istiyor. Yönetimiyle, başkanıyla tam tıkırında bir futbol kulübü olduğunu söylemek istiyor. Teknik, taktik konuşmayı, futbolu konuşmayı, varı yoğu bırakmayı, “futbol, futbol, futbol” diye haykırmayı istiyor hoca.
Basının istediği ise başka… Hakem konuşulsun, VAR konuşulsun, penaltı konuşulsun, transfer konuşulsun istiyorlar. Futbolu ileri taşıyacak, Türk futbolunu çok daha büyütecek hiçbir şeyin konuşulmaması istiyor gibi basın.
Hafta içi Sivasspor’un da Avrupa’dan elenmesiyle 2022-2023 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne direkt takım gönderemeyecek ülkemiz. Şöyle ki, basın futbolun önemli bir unsuruysa, aynı zamanda bu kötü durumun en büyük sorumlularındandır.
Her transfer sezonunda yapılan haberlerden, sosyal medyada yapılan algılardan, takım içerisindeki kaoslardan ve çeşitli futbol dışı konular harici başka haber göremiyoruz. Oyunu, sahanın içini değil sürekli hakemi, penaltıları, ofsaytı, çizilen çizgileri okuyoruz. Türk futbolunu geliştirmeye hiçbir faydası yok maalesef basının.
Kazanan takım ne oynadı, nasıl oynadı, ne yaptı da kazandı; sormalılar. Kaybedene de keza aynı şekilde… Bunu okuyucuya, taraftara taşımalılar. Sıkıcı olsa da, futbol okumalı taraftar. Alışmalı ki, sorgulamalı. Değişik işlerle meşgul olmak, günü kurtarmak, bir pozisyonu ya da bir oyuncuyu haftalarca tartışmak, bu zamana kadar bir şey kazandırmadı ve kazandırmayacak.