11/11 Ok 11/10 Yok
Engin Erdem yazdı…
6-0’dan sonra zihinsel olarak müthiş toparlanmış bir Antalyaspor izledik Galatasaray karşısında. Öncelikle belirtmek gerekirse, bu en büyük artı olarak haneye yazılması gerek.
Savunma yapmak, hücum yapmaya göre nispeten daha kolaydır. Hem öğretimi hem uygulaması daha çabuk sahaya yansır. Antalyaspor, kırmızı karta kadar olan sürede geçen hafta ardı sıra goller yiyen bir takıma göre harika savundu kalesini.
Rakibi ikinci bölgede karşılayan 1-4-1-4-1 dizilimini benimseyerek, orta alanda çoğunluk sağlayıp Galatasaray’ın hücum yönünü kanatlara çevirdi. Bloklar arası kapatıldı. Rakip, birinci bölgeye yani ceza sahasına yaklaştığı durumlarda ise 1-6-3-1 ile hem Galatasaray’ın beşli hücumuna karşı fazlalık sağlandı hem de topun olduğu yerde fazlalık sağlandı. Hal böyle olunca, oyun sıkıştı. Göze hoş gelmeyen bir oyun olsa da Antalyaspor, Hatayspor karşısında da böyle oynamalıydı.
Galatasaray 10 kişi kalana kadar Antalyaspor’u çok beğendim. Pozisyon verse de niyet çok önemliydi. Rakip on kişi kaldıktan sonra ise Antalyaspor risk almadı. Bir puan bana yeter görüntüsü de beni mutlu etmedi.
Podolski’nin paylaşımı her ne kadar hoş olmasa da, oyunun içine bakarsak eldeki tek hücum oyuncusu 60. dakikalarda on kişi kalmış rakip önünde kullanılmalıydı. Oyun görüşü ve bitiricilik ile faydalı olabilirdi. Biraz risk almak, on kişi kalmış rakip önünde çok şey kazandırabilirdi.
Sonuçta 6-0’lık mağlubiyetin ardından savunma prensiplerine uyan ve disiplinli bir takım izlemek beni mutlu etti. Önce takım savunmasını düzeltip bu şekilde devam etmek, en doğru seçim olacaktır Antalyaspor için.