Söyleyin Napalım Biz

Ne yazsak, ne desek boş… Üzülmemek elde değil… Uzun bir aradan sonra ilk defa maçı izlerken ümitlenmiştim. İstekliydik ama her zamanki gibi beceriksizliğimizden gitti maç.

İyi oynuyoruz, yeniliyoruz. Kötü oynuyoruz yine yeniliyoruz. Başkaları olsa çoktan kıyameti koparmıştı, bizler ise sabrede sabrede sabrımız kalmadı. Takımımızın arkasında duruyoruz ama “hak eden bizdik” diye diye gieceğiz bir şeyler değişmezse. Artık müdahale etmenin zamanı geldi de geçti bile.

Tepkimizi koymamız lazım yoksa sonumuz kötü olacaktır. Milyonluk eşekler bizleri milletin diline düşürdü, bizler bunu hak etmiyoruz. Antalyaspor bunu hak etmiyor. Futbolcular ellerini kalplerine koysun, kendilerini bizlerin yerine koysun ve düşünsünler. Sinirden ve üzüntüden gece yatamayanlardan biriyim bende. Cumartesi çıkın, yüreğinizi ortaya koyun, savaşın, mücadele edip üç puanı alın, canımızı yiyin.  Hoca tutup dua mı ettirelim? Kilometrelerce yol kat edip deplasmanlara gelen, üç kuruşluk maaşlarını bu takım için harcayan taraftarın siz futbolculardan istediği tek bir şey var, bizleri tıpkı geçen sezon yaptığınız gibi gururlandırmanızdır.

Sakatlanan bir daha geri gelmiyor. 1-2 ay yok denilen Zei Yıldırım sezonun yarısını kapattı. Sürekli sakatlanan Nasri ve Menez’in amacı nedir Danilo kayıp. Sakatlar hakkında bir açıklama yok, nası lbir duruma geldik biz? Üstümüzdeki şanssızlık bir türlü gitmek bilmiyor arkadaş!

Yönetim de akıllı olmalı ve artık Leonardo’nun biletini keserek şu an boşta olan, ligi bilen bir yerli teknik direktör ile anlaşmalıdır. Artık öyle bir duruma geldik ki, Yılmaz Vural’a bile razıyım. Takımın başına disiplinli, yumruğunu masaya vuran, ruhsuz futbolcuları tekrar diriltecek bir hoca lazım. Yol yakınken gönderin Leonardo’yu Başkanım, siz de biliyorsunuz ki Leonardo kararı çok yanlıştı. Leonardo’yu sportif direktör yapın, yerine yerli adamakıllı bir hoca getirin, öyle devam edelim.