Söyleşi: Ali Dayı (Bölüm 2)

Antalyaspor’un önemli isimlerinden Ali Çınardere ile gerçekleştirilen söyleşimizin ikinci ve son bölümü yayında …

Söyleşi: Ali Dayı (Bölüm 2)
18 Ocak 2019 14:30

Antalyaspor tribünlerinde bulunan Antalyalı, Yenikapılı Ali Çınardere, namıdiğer Ali Dayı ile yaptığımız söyleşimizin ilk bölümünü henüz okumadıysanız, bu linkten okuyabilirsiniz. 


Yenikapılı Şarampol’e, Şarampollü Yenikapı’ya Giremezdi

O zamanlar amatör maçlar vardı. Yenikapı Su Spor, İlk Işık Spor ve Ferrokromspor birleşti, Değerli Büyüğümüz Atilla Konuk’un başkanlığında Antalyaspor kuruldu. Antalyaspor kurulmadan önce Yenikapılı Şarampol’e, Şarampollü Yenikapı’ya giremezdi. Antalyaspor kuruldu, tüm taraftarlar Antalyaspor için kenetlendi ve bu problem de ortadan kalktı.

Duman Halen Tütmeye Devam Ediyor

07 Gençlik grubunun kurulmasında en başta bir Fatih kardeşimiz vardı, rahmetli. Tam bir Antalyaspor sevdalısıydı. Onun haricinde Beymen Rıza, Süleyman Turhan vardı. Erkmen Metin vardı. Simitçi Mustafa vardı. Almanya’da olan yeğenim Karabiber Metin ve daha aklıma gelmeyen çok isim… O 15 kişi, 07 Gençlik’in oluşumunda emek sahibidirler. Onların kurduğu 07 Gençlik’in dumanı ise bugün halen tütmeye devam ediyor.

Oyunculara Çeşitli Jestlerimiz Olurdu

Bizler, geçtiğimiz dönemlerde parası olmayanlar için otobüsler organize ederdik. Belli caddelerden kartonlara yazı yazıp, taraftarları maça davet ederdik. Belediyeden anonslar yapılırdı. Sokak duvarlarına deplasman otobüsü afişleri asılırdı. Parası olmayanları maça götürür, kendi aramızda para toplardık ve onların da Antalyaspor sevgisinden mahrum kalmamasını sağlardık.

Ayrıca taraftarlar yapılan antrenmanları da izlemeye giderdi. 200-300 kişi gelirdi bir antrenmanı izlemeye. Bizler de bazı arkadaşlarla Toptancı Hali’ne gider, oradan portakallar muzlar alırdık. Oyunculara o şekilde jestlerimiz olurdu.

Geçmiş zamanda ben DSİ’de çalışıyordum. Kırtasiyeden yazar kasaya takılan rulolardan çuvalla alırdım, DSİ’de kestirip kırpıntı haline getirirdim. Maç günleri bunu seyirciye dağıtırdık. Takım sahaya çıktığında her tribünde çok güzel bir görüntü oluyordu. Sis bombaları vardı, meşaleler yakılır, torpiller patlatılırdı.

Futbolculara devamlı marşlarımızı söylerdik, hatta onun en meşhurlarından birisi de şudur:

Kalemizde Mehmet Ali var
  Geri dörtlü çelikten duvar
  Orta saha hepsi canavar
  İleride Oral Orhan var.

Ayrıca o zaman şimdiki gibi bir galibiyete iki milyon para vermiyorlar ki! Antalyaspor’a gelir getirmesi için kulüp, eşya piyangosu düzenlerdi. Para karşılığı çekilişler yapılırdı. Atatürk Stadyumu’nda bir zaman araba çekilişi yapılmıştı. Böyle böyle gelirler elde ediliyordu.

Güzel Anılar Kaldı

Bizler için deplasmanlarda da, iç sahalarda da güzel anılar kaldı. Güzel anılar biriktirdik.

Mesela, Isparta ile burada Atatürk Stadyumunda oynanan bir maç vardı. Isparta’nın kabağı, Antalya’nın salatalığı meşhur. Biz kabağı aldık, güzelce açtık. Açık Tribün’e geldik. Ispartalılar’da o durumu görünce küfürün bini bin para… Onlar buraya geldiğinde biz, biz onlara gittiğimizde onlar neler yaparlardı. Böyle güzel anılar kaldı.

Tire’de oynadığımız bir maç vardı. Maç oynanmadan önce at arabasına eşeği bağlamışlar, sahanın etrafında gezdiriyorlar, bizim yarısaha zeminini suluyorlar.

Yine Karşıyaka ile çekişiyoruz. İzmir Atatürk Stadyumu’na binlerce kişi gittik, otobüslerle içeri girdik ben de grubu bağırtıyorum. Miloş da ayrı bir yerde. İki tane beyefendi geldi, “Amirim seni çağırıyor” dedi. “Tamam geliyorum.” dedim.  daha ben yanaşmadan “Gel lan buraya, ne bağırttırıyorsun taraftarı” dedi amir. “Amirim kötü tezahürat yaptırmadık, taraftarı birbirine düşürmedik.” demeye kalmadan “Konuşma lan, götürün bunu” dedi benim için. Maç başlamadan önce aldılar bizi, stadın arkasındaki Çınarlı Karakolu’na gittik. Görseniz bir, düğün evi gibi… Şarapçısı, hapçısı, ayığı… Ne ararsanız orada. Bizi bahçede bekletiyorlar, o ara maç da oynanıyor bize stadyumdan taraftarın sesi geliyor. Bir de bir diğer karakol daha vardı, ona da Antalyalı bir inzibat astsubay bakıyor. O da oraya Karşıyakalıları doldurmuş. Böyle bir anı oldu bizim için. Golleri göremedik, tezahüratları duyuyorduk ama önemli olan golü görmek değildi. O sene şampiyon olduk ya, bize yeter.

Bir de Denizli maçı vardı. Bir tabut yaptım yeşil-siyah. Ben hoca kıyafetine büründüm, o ara Emin diye bir kardeşimiz vardı,”Hareket Emin” bir süre amigoluk yaptı. Tabutu hazırladık, arkamızda 10-15 kişi ile stada gidiyoruz. Yolda gören cenaze var diye kenara çekiliyordu, dua ediyordu. Bir de yine denizli maçında Topal Salih vardı. Bir horoz bulmuş, horozu aldı, sahanın ortasında kafasını kopardı, Allah rahmet eylesin. Öyle şeyler de oldu. Karşıyaka’ya giderken tabutlar yaptık, Balıkesir’de büyük olaylar yaşadık.

Tribünün Oyunculara Sevgisi Çok Başkaydı

Antalyaspor’da tribünün oyunculara olan sevgisi bambaşkaydı. P*ç Adnan, Rahmetli Kelebek Levent, Dabovic, miloş, Kaleci Yüksel, Mehmet Uğurlu, kona, Fazlı, Kaleci Adnan, İzzet, Hüseyin, Malzemeci Çingne Sülo, Yiğit lakabıyla anılır Öküz Metin, Metin Ağabey, Oral…Serikspor’dan Salih kardeşimiz… Salih Kardeşimiz bundan kırk sene önce ben tel örgüde amigoluk yaparken o defansta oynuyordu. forması için ölümüne kadar diğer kardeşlerimiz gibi gidiyordu. Arkadaşını koruyordu, ben bunlara çok saygı duyuyorum.

Yine Rahmetli Mehmet Ali… Mekanı cennet olsun. Balıkesir maçına giden taraftarlar da çok iyi biliyor. Uzatmaların son saniyesinde kornerden gelen topu inanılma zor bir şekilde engelledi. O sezon da şampiyon olduk. Nur içinde yatsın, mekanı cennet olsun.

O Fotoğrafı Halen Saklarım

Benim için en hüzünlü maç, Gençlerbirliği’nin hiçbir iddiası yokkken, Atatürk Stadyumu’ndaki maçta mağlup olmup küme düşmüştük. Seyirciler üzüntüden tribünleri terk etti fakat ben Açık Tribün’de yanımda davulla oturttu, en sona kalmıştım. Basındaki arkadşalar benim o şekilde fotoğrafımı çekmişler. O resmi halen anı olarak saklarım.

Yine burada UEFA Kupası maçında Werder Bremen ile karşılaşmış ve 2-0 galip gelmiştik. Almanya’da oynadığımız maçı ise farklı kaybederek “elveda” dedik. Bu anıları unutamıyorum. Çok üzüntü verici.

Ankara’daki Finali Unutamam

O kadar şampiyonluk gördüm ama içlerinden 1993-1994 sezonunda 1. Lig’e yükselmek için Ankara 19 Mayıs Stadyumu’nda İstanbulspor ile oynadığımız playoff finalini unutamam. Maçın bitimine 3-4 dakika kala Adnan Gülek frikikten bir gol attı ve o maçı aldık.

Şahsım Adına Teşekkür Ediyorum

Atatürk Stadyumu’nu bize kazandıran Hasan Subaşı Başkanımıza da şahsım adına teşekkür ediyorum. Şimdiki yeni stadımızda ve tesisimizde emeği olan başta Sayın Menderes Türel ve katkıları olan Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ve kimlerin emeği geçtiyse çok teşekkür ediyorum. Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç’e de öyle bir yer tahsis edildiği ve yeni tesislerin yapılmasında katkıda bulunduğu için şahsım adına teşekkür ediyorum.

Miloş Yalnız Kalıyor

Amigoluk hususunda da şunu söylemek isterim. Miloş yalnız kalıyor. Antalyaspor için canım feda olsun ama gençlere çok iş düşüyor. Maraton Tribünü’nde de Rixos’ta da en az üç kişi olmalı. Televizyonlarda, gittiğimiz deplasmanlarda görüyoruz. Diğer takımlarda tribünlere bakıyorsun, ön tarafta en az 3-4 kişi tribünü yönlendiriyor. 1-2 kişi yetersiz kalıyor. Biz nereye kadar yapalım, belli bir yaşa gelmişiz. Ben maçlardan kopamam. Gözümü statta kapatacağım belki ama gene de olduğum yerden desteğimi sağlıyorum. Bu konuda gençlere gerçekten çok büyük iş düşüyor.

Hiçbir Şey Yapmasan Bile Boynuna Kırmızı-Beyaz Bir Atkı Tak

Maç günleri beni tamamen kırmızı-beyaza bürünmüş olarak görürsünüz. Taraftarlarımıza bu konuda çok üzülüyorum. Antalyaspor’un maçına geliyor ama sanki okey oynamaya gidiyor, düğüne gidiyor. Televizyonlarda görüyorum Anadolu takımlarında, Göztepe’de sarı-kırmızı, Eskişehir’de kırmızı-siyah, Kocaeli ona keza yeşil-siyah… Biz neden yapmıyoruz ki? Maça mı gidiyorsun, düğüne mi gidiyorsun anlamıyorum. Hiçbir şey yapmasan bile boynuna bir atkı tak kırmızı-beyaz. Ben bunu bekliyorum. İzleyenler de desin ki “Antalyaspor tribünleri ne güzel, kırmızı-beyaza bürünmüş.” Avrupa’da bile bunun örnekleri var. Bir tarafa bakıyorsun, boydan boya bembeyaz. Biz neden yapmıyoruz?

Ayrıca taraftarlara da sesleniyorum. Korsan ürünler almayın. Atkıları, formaları gidip storedan alın. Beş liraya atkı alacağınıza 15 lira verin. Buradan kazanılan gelirler direkt olarak Antalyaspor’a gidiyor.

Yeni nesil taraftarlara da buradan sesleniyorum. Antalyaspor’u hiçbir menfaat beklemeden, karşılıksız olarak sevmelisiniz ve desteklemelisiniz.

Deplasman Yasaklarına Üzülüyorum

Deplasman yasaklarına gerçekten üzülüyorum. Her kulübün hataları oluyor evet ama misafir seyirci geldiğinde atmosfer daha ateşli oluyor. Taraftar kendi takımını destekliyor, gelen taraftar kendi takımına tezahürat yapıyor. Örneğin ligin ikinci yarısında Konyaspor deplasmanı var. Olaylar olduğu için karşılıklı olarak anlaşılıyor, deplasman seyircisi alınmıyor. Bunlar ortadan kalkmalı. Gerçi Konya’daki Türkiye kupası maçını unutamam. Bizi ilk yarının bitmesine 2-3 dakika kala stada sokmuşlardı. İçeri girmek için öyle bir izdiham yaşandı ki, ikinci yarı maça anca girebildik. Taraftara böyle davranılınca ister istemez bir nefret oluyor. Kulüpler ve Federasyon bunların önüne geçmeli. Haklı olarak da ceza veriliyor, verilmese resmen Üçüncü Dünya Savaşı oluyor.

Ayrıca deplasmana gidildiğinde şuna da kızıyorum. Adam otobüse biniyor, Kepez’e çıkmadan nargile çekmeye başlıyor horluyor, hop uyuyor. Cenaze evine mi gidiyoruz! Öyle bir şey olması lazım ki, otobüsün içinde herkes hoplamalı, zıplamalı. Sesini fazla harcamamak kaydıyla, maça saklamak kaydıyla tezahüratlarda bulunmalı. Eskiden bizde otobüste uyuyanların suratına sim dökülürdü. Ceza olarak bunu uyguluyorduk. Bunlara dikkat etmek, uyanık olmak lazım.

Antalyaspor’a Yeterli Destek Verilmiyor

STK’lardan Antalyaspor’a yeterli destek verilmiyor. Önceden de belediyeler sponsor buluyordu. Bu durumun en büyük acısını çeken Halim Horasan oldu.  Antalyaspor uğruna iflas etti. Önceden kapı kapı dolaşıp para toplanırdı, şimdi ise galibiyete çılgın para veriyorlar. Otellerimiz yazın full durumda. Yatak başına 1 Euro verseler Antalyaspor ihya olur. Tabi bu denetimin de emin ellere teslim edilmesi gerek. Sağlıklı ve akıllı transferler yapılmalı. Antalyaspor bugün de dimdik ayakta ama bunların artık yapılması gerek.

Taraftarı Kıramıyorum

Taraftarlar meşhur “Ateş Dansı” için istekte bulunuyorlar. Ben de çoğu kez onları geri çevirmeyerek bunu yapıyorum. Antalyasporumuz galip gelmiş, bundan daha güzel ödül mü olur! Taraftarlar “Hadi Ali Dayı” diye kibriti çakıyorlar, ben de kendimi tutamıyorum. Bu benim için en güzel galibiyet ödülü oluyor.

[su_youtube url=”https://www.youtube.com/watch?v=AnrDCw-J8b0″ width=”640″ height=”500″ autoplay=”yes”]


SadeceAntalyaspor olarak bu keyifli söyleşi için Ali Çınardere’ye çok teşekkür ederiz.

RÖPORTAJ: Deniz Aydın
FOTOĞRAF: Çağan KALKAN
DÜZENLEME: Eda GENÇ AYDIN
* Bu söyleşi, 12 Ocak 2019 tarihinde yapılmıştır