Röportaj: Maicon “Bolt” Marques

SadeceAntalyaspor Ailesi olarak, Antalyaspor’un Brezilyalısı Maicon “Bolt” Marques ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik …

Röportaj: Maicon “Bolt” Marques
19 Ekim 2017 16:00

SadeceAntalyaspor Ailesi olarak, Antalyaspor’un Brezilyalısı Maicon “Bolt” Marques ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

SadeceAntalyaspor.com Ailesi olarak bu keyifli röportaj için futbolcumuz Maicon Marques ve tercümanımız Canberk Teber’e teşekkür ederiz.

 


Öncelikle seni tanıyalım. Maicon Marques kimdir? Futbol ve yeşil sahalar ile tanışması nasıl oldu?

Çok eğlenceli, çok mutlu, sürekli eğlenmeyi seven birisiyim. Çok klasik aslında, Brezilya’da sokaklarda oynayarak başladım futbola. 11 yaşında Fluminense seçmelerine gittim ve kabul edildim. Yaklaşık sekiz yıl orada top koşturdum.

Transfer döneminde birçok takımdan teklif almana rağmen seni Antalyaspor’a getiren ne oldu?

Dediğiniz gibi çok fazla teklif aldım fakat bu teklifler genellikle Brezilya’dan geliyordu. Benim düşüncem ise Brezilya’ya dönmek değildi. Yedi yıllık bir Rusya geçmişim vardı Avrupa’da, Antalyaspor da bana üç yıllık sözleşme öneriyordu. Bu benim için on yıllık bir Avrupa macerası anlamına geliyordu. Zaten 20 yaşında Brezilya’dan çıkarken hedefim Avrupa’da kalıcı bir kariyerdi. Antalyaspor’a gelince buradaki yapıyı da gördüm. Bütün projelerin benim düşüncelerimle paralel olduğunu hissetim ve Antalyaspor’a geldim.

Brezilya’da başlayan bir kariyer, yedi yıllık bir Rusya geçmişi ve ardından Antalyaspor’a transferi… Geriye dönüp baktığında bu süreci nasıl değerlendirirsin?

Geçmişten bugüne baktığınız zaman herhangi bir pişmanlığım yok diyebilirim. Aksine her zaman Tanrı’ya şükrediyorum. Bugün itibariyle evimde buzdolabımı açıp istediğimi yiyebiliyorsam bu O’nun sayesinde oldu. Daha önce çocukluğumda bu şartlarda yaşamıyordum, o yüzden sadece şu an içinde bulunduğum durum için Tanrı’ya şükrediyorum.

Daha önce takımı ile Türkiye’ye kampa geldiğini, ayrıca Charles ile aynı takımda bir süre oynadığını belirtmişti. Antalya’ya geldiğinde adaptasyon konusunda bir problem yaşandı mı? Bu süreci nasıl atlattı?

Şunu içtenlikle söyleyebilirim, ben yedi yıl Rusya’da yaşadım. Bundan sonra dünyanın her yerinde yaşayabilir, oraya kolaylıkla ayak uydurabilirim. Rusya hem dil bakımından hem de iklim şartları bakımından zor bir ülke. Orada yaşadıktan sonra burada yaşamak çok daha kolay. Antalya çok harika bir şehir. Zaten takımda benimle birlikte altı Brezilyalı var, Türkler de beni çok iyi şekilde karşıladılar açıkçası Lokomotiv Moskova’da hiç böyle karşılanmamıştım. O yüzden burada çok mutluyum ve hiçbir problem yaşamadım. Ayrıca öncelikle İngilizcemi geliştirmek ardından da Türkçeyi öğrenmek istiyorum.

 

Lakabın olan “Bolt” un hikâyesi nedir? Bu lakap kim tarafından ve ne zaman verildi?

Lakabım Jamaikalı Atlet Usain Bolt’tan geliyor. 2009 yılında Fluminense forması giyerken Palmeiras ile oynana bir maçta 30-40 metre kadar çok hızlı bir koşu yapmıştım. O günden sonra Fluminenseli taraftarlar bana bu lakabı taktılar.

Antalyaspor başarısız bir sezon geçirse de kendisi için takımın en iyi oyuncularından birisi diyebiliriz.  Kendisine göre bu başarısızlıktaki problem nedir?

Aslında biz çok iyi çalışıyor, maçlara çok iyi hazırlanıyoruz ama futbol böyledir. Bazen çalışırsınız ama karşılığını alamazsınız. Ama bu şekilde çalışmaya devam ettiğimiz sürece başarının gelmemesi için hiçbir neden yok, en kısa zamanda başarının geleceğine inanıyorum.

Daha önce Brezilya gibi teknik bir ligin yanı sıra Rusya gibi biraz daha mücadeleye dayanan bir ligde forma giydin. Süper Lig’i değerlendirmesi gerekirse nasıl yorumlarsın?

Brezilya Ligi teknik bir lig, Rusya Ligi ise mücadeleden ziyade İtalya Ligi gibi savunmaya dayalı bir lig. Süper Lig ise daha hızlı ve mücadeleci bir lig yapısında. Doksanıncı dakikada dahi iki gol atılabiliyor, maçlar çok hızlı oynanıyor. Sürekli defans ile hücum arasında gidip geliyorsunuz. Burası daha önce oynadığım liglere göre çok farklı ama bu benim için çok güzel bir şey. Çünkü yeni şeyler öğrenmeyi, yeni ligler tanımayı seviyorum.

Takıma katıldığında takımın başında Rıza Çalımbay vardı. Şimdi ise Leonardo. İki teknik adam ile ilişkin nasıldı?  İki ismi çalışma tarzları olsun, diğer yönler olsun nasıl değerlendirirsin?

İkisi de beni çok fazla tanımıyor ama bana göre Leonardo da Rıza Çalımbay da çok iyi insanlar. Rıza Hoca biraz daha mücadeleyi seven yapıda diyebilirim. Takımı o şekilde oynatmayı, o şekilde bir yapı oluşturmayı seviyor. Leonardo ise mücadelenin yanı sıra topla daha çok oynamaya dayalı bir oyun oynatmayı seviyor. Aralarındaki fark bu diyebilirim.

 

Oynadığın kulüplerde genellikle tercih edilen bir isim oldun.  Yine bu sezon takımımızda gerek mücadeleci yapınla gerekse istikrarlı oyununla taraftarlar tarafından da en beğenilen isimlerden birisisin.  Bu performansının arkasındaki sır nedir?

Her futbolcu oynadığı takımda ilk 11 oynamak, ülkesinin milli takımında oynamak ister. Benim için de böyle, çok çalışıyorum. Bu benim yapımda var. Ülkemin milli takımında oynamak da istiyorum. Bu doğrultuda hem antrenmanlarda hem de maçlarda çok çalışıp elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum.

Futbolunda zayıf gördüğün yönler nelerdir? Bu yönlerini geliştirmek için ne gibi çalışmalar yapıyorsun?

Kimse mükemmel değildir, her zaman eksik bir noktamız vardır. Bende kendimde son pasları ve orta yapmayı eksik olarak görüyorum. Fakat bunları geliştirmek için sürekli olarak çalışmalar yapıyorum.

Hayalini süsleyen bir lig ya da oynamak istediğin bir takım var mı?

Hayır, ben buraya geldiğimde Antalya’ya âşık oldum. Ailem de buraya kısa sürede adapte oldu. Daha önce takımla kampa geldiğimde Belek’te bulunmuştum, bana yabancı bir şehir değil. Antalya’yı çok seviyorum. Burası harika bir şehir ve şu an tüm motivasyonum burada başarılı olmak üzerine kurulu. Kim bilir, belki üç sene sonra kontratım bittiğinde yine kontratımı yenileriz ve burada kalırım. Antalyaspor dışında hiçbir takıma ya da lige gitmeyi düşünmüyorum.

En beğendiğin ve kendine oyun tarzı olarak en yakın bulduğun oyuncular kimlerdir? İdol olarak aldığın bir oyuncu var mı?

Cristiano Ronaldo’yu çok beğeniyorum. Muhteşem ve aynı zamanda çok çalışkan bir oyuncu. Son 10-11 yıla baktığımız zaman onun için dünyanın en iyisi diyebilirim. Messi de çok iyi bir oyuncu fakat Cristiano Ronaldo’nun çalışma tarzı benim daha hoşuma gidiyor, bana daha yakın geliyor.

 

Antalyaspor’da Eto’o, Nasri ve Menez ile aran nasıl? Bu isimleri nasıl yorumlarsın?

Hepsi çok büyük oyuncular ve dünyaca ünlü oyuncular… Eto’o ile aynı takımda oynamak bana gurur veriyor. Geçmişte kendisini PlayStation oynarken seçerdim, şimdi ise onunla aynı takımda oynuyorum. Benim için bu çok büyük bir şey. Kendisiyle ilişkimiz de çok iyi diyebilirim.

Nasri ve Menez’e gelince onlar da büyük oyuncular ama biraz daha sessiz ve sakin yapıları var. Ama onlarla olan ilişkim de çok iyi. İnanıyorum ki, onlar da Antalyaspor’un iyi yerlere gelmesi konusunda çok yardımcı olacaklardır.

Biraz da saha dışındaki Maicon’u tanıyalım. Maç ve antrenman dışındaki vakitlerini nasıl değerlendirirsin?

Çok sakin bir yaşantım var diyebilirim. Boş zamanlarımı ailemle geçirmeyi seviyorum. Zaman kaldıkça kızımı, eşimi alıp bu harika şehri keşfetmek için geziler yapıyoruz.

Antalyaspor taraftarlarının takıma olan ilgisini nasıl yorumlarsın?

Antalyaspor taraftarları bana Brezilya’yı hatırlatıyor. Tam Brezilyalı taraftarlar gibiler. Çok tutkulular öncelikle. Bir şut çekiyorsunuz; herkes bağırıyor, ayağa kalkıyor. Bir çalım atıyorsunuz yine aynı şekilde… Çok tutkulu ve sıcaklar. Bizleri destekledikleri için kendilerine çok teşekkür ederiz.

SadeceAntalyaspor.com ailesi olarak bu keyifli röportaj için teşekkür ederiz. Son olarak bizler aracılığı ile Antalyaspor taraftarlarına iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

[su_youtube url=”https://www.youtube.com/watch?v=xKxubZ3IKgU” height=”500″]

 

RÖPORTAJ: Ulaş Kalkan
FOTOĞRAF: Mehmet Ali TAŞ
DÜZENLEME: Eda GENÇ AYDIN

Bu röportaj 18 Ekim 2017 tarihinde yapılmıştır.