Zorbay Böyle İstedi
Ahmet Çolak yazdı…
“Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli olur.” Bu söz, Anadolu’da söylenen atasözleri içerisinde en güzellerinden biridir.
İki hafta öncesinden bu yana uyarılarımızı yaptık fakat anlatamadık. Antalyaspor yönetimi bu maçta sınıfta kalmıştır. Senede bir kez stadyuma gelenler için gerçek taraftarınızı 6222 denilen sisteme kurban ediyorsunuz. Sezon boyunca iç saha maçlarının neredeyse tamamına gelen, imkanları doğrultusunda deplasmana giden taraftarımıza bu yaptığınız reva mıdır? Ne zamana kadar böyle devam edeceksiniz? Önünüzde örnekleri dururken ısrarla devam etmenin sebebi nedir? Maç izlemek tabi ki herkesin hakkı ama gönül verdiği takımı gidecek Kadıköy’de, Seyrantepe veya Dolmabahçe’de seyredecekler. Onlar hayatlarında gönül verdikleri takımlarının stadyumunun önünden dahi geçmemişlerdir! Bunu da ayrı bir mesele olarak düşünebilirsiniz.
Maça gelecek olursak, Antalyaspor ilk 45 dakikada sahada bütün istediklerini ve ne yaptığını bilen takım olarak göz önüne çıktı. Özellikle defans hattı ve ikinci bölgede kompakt bir görüntü verdi. Saha içerisinde alan daraltarak rakibe çok fazla imkan tanımadı. Fakat kronik duran top ve korner gollerinden birini daha kalemizde gördük. Maçı çevirmek adına yeterince fırsat bulmuş olsak da bu kez karşımıza hakem triosu çıktı ve maçı bir taraftan alıp diğer tarafa verdi.
Müsabaka esnasında orta hakem Zorbay Küçük’ün verdiği veya vermediği kararları herkes gördü. Burada tek tek pozisyon olarak yazmaya gerek yok, futbol oynayanlar bu tür zihniyette olan hakemlerin niyetlerini çok net bilirler. Küçük Zorbay 60 dakika kadar idare etti. Baktı maç çıkmaza girecek dakikalara geliyor, sazı eline almak istedi. Kazanması gereken takımın üzerine oynamaya başladı ki Icardi’nin Veysel’in üzerine devrilmesine anlamsız bir düdükle faul çaldı ve akabinde duran top organizasyonunda rakip takım üstünlüğü sağlamış oldu. Faulleri öyle güzel yerlerde ayarlayarak çaldı ki sonuca etki edecek ve katkı sağlayacak yerler hep rakip takım içindi. Ev sahibi takıma da orta saha civarı ve kenarlarında lutufen fauller verdi ki sonuca etki etmesin. Gerçekten çok ince çalıştı, tebrik etmek lazım. Bu genç hakem arkadaş eski eyyamcı amca ve abisi olan hakemleri çok izlemiş olacak ki, onların izinden gidiyor. Bak canım kardeşim Zorbay, sen cin olmadan adam çarpma moduna girmeye başlamışsın. Yapma, yol yakınken vazgeç, adil yönetimi kendine prensip edin. Sonra bu renklerinden korktuğun takımlar için bir hata yaparsın o düdüğü astırırlar sana. Yine de sen bilirsin.
Takım olarak iyi mücadele ettiğimiz müsabakada mağlup olduk. Çok da takılı kalmamak lazım. TFF’nin belirlediği harcama limitlerinde en yüksek takım ile en düşük ikinci takımı müsabakasında çıkan sonuç bu oldu. Makasın bu kadar açıldığı bir ortamda sahada mücadele eden oyuncuları tebrik ediyorum. Son haftalarda Streek’in form düşüklüğünü gözlemliyoruz. Gerekli katkıyı bir türlü sağlayamıyor. Buna karşılık uyum sorununu atlatmış Ramzi Safuri’nin de katkı koyduğunu görmek, takım adına olumlu gelişmelerdendi. Oyuncunun bilekleri ince ve futbol aklı Anadolu takımı için yeterli düzeyde. İnşallah üstüne koyarak devam eder.
Bu maçta Larsson’un olmaması, Saric – Larsson – Buksa üçgenin eksik kalmasına sebep oldu. Bytyqi ne kadar iyi niyetli mücadele etse de Larsson kadar katkı koyamadı. Bu sebeplerden ötürü Adam Buksa stoperlerin arasında daha çok mücadele etmek zorunda kaldı. Gerekli boş alan yaratamayınca da skor yapacak pozisyonları kısıtlı bulmuş olduk.
Milli maç arasından sonra taşların biraz daha yerine oturacağı ve sonuçların lehimize olacağı haftaları izleyeceğimiz görüntüsünü takımımız bizlere göstermiş oldu.