Yaşananlara Dair
Daha birkaç ay önce küme düşmenin üzüntüsünü yaşıyorduk. Kulübün yeni Kocaelispor ya da Sakaryaspor vakası olabileceği konuşuluyordu. Yönetim sahipsiz kalmıştı. Sahipsiz kalmıştı diyorum çünkü koskoca Antalya şehrinden Antalyaspor kulübünü yönetmeye aday bir tek kişi çıkamadı ve tekrar Gencer’e mecbur edildik. Acil nakit lazım olduğundan bahsediliyordu. Batan gemiyi ilk terk eden para sever sürüsü futbolcu topluluğu takıma ihtarlar yollamaktaydı. Elden kaçanlar izlenirken gelenlerin geçmişi ve yaşları endişe uyandırmaktaydı. Korukır’ın ismini daha önce duymamamız acabalar yaratmaktaydı.
Şimdi ise PTT 1.Ligin ilk dört haftasında aldığımız on puanla şampiyonluk sohbetleri başladı bile. Buna ne sebep oldu? Ligler farklı olsa da geçen sene 34 haftada sadece altı galibiyet varken, bu sene daha ilk dört haftadan üç galibiyet gelmesi olabilir mi? Ya da takımda geçen sezon boyu olmayıp düşmemize sebep olan ruh yoksunluğundan sıyrılıp takımın ruhunu kazanmış olması mı? Takımı 90. dakikada 3-0 önde ve rakibi on kişi olmasına rağmen kenardan takımına en ateşli şekilde taktiklerini vermeye devam eden hoca mı? Saha içinde yansıtılan takım olma görüntüsü ve isteği mi? Umarım bunlar tekrar kazanmaya başladığımız Antalyaspor ruhunun ayak sesleridir. Umarım bunlar geçen sezon olduğu gibi her maça prim düzeniyle çıkıp iki gün sonra musluk kapanmak zorunda kalınca düşen performanslar olarak geri dönmeyecektir. Paraya ve prime dayalı değil, ruha ve armaya dayalı bir takım yaratmak ve bunun uygulamasını sahaya yansıtabilmek birinci görev olmalıdır. İşte o zaman istenen başarılar kendiliğinden gelecektir.
Antalyaspor yönetiminden küçük bir istek: Antalyaspor kulüp binasının çatısında yer alan solmuş Antalyaspor logosunun ve Antalyaspor vakıf binasının girişinde bulunan kırılmış Antalyaspor armalı aydınlatmanın en kısa zamanda onarılmış hallerini görebilmek, Antalyaspor ismine ve yönetimine yakışan bir hareket olacaktır.
Doğancan Ataş