Teşekkürler Takım

Yaklaşık bir ay aradan sonra takımımız evine döndü. Haftanın son günü ve iftar saatine rağmen takımını yalnız bırakmak istemeyen hatırı sayılır derecede taraftar desteğini alarak maça başladık.

Bizim takımın başında olduğu süreçte oynattığı futbol anlayışına hiçbir yenilik getirmeyen Ersun Yanal yeni takımında da aynı anlayışta oyuna başladı. İlk 15 dakikada Larsson doğru yerde olsa skoru 2-0 yapabilirdik.

Geçen hafta Konyaspor maçında olduğu gibi ilk golü yiyen takım olsak da geç olmadan reaksiyon vermeyi başardık. Tekrar sahalara dönen Doğukan ve takımda oynadığı sürece hep elinden gelen yapan Ndao’nun jeneriklik golleri, moral ve skor avantajını bize çevirdi. İkinci yarı oyun kontrolünü elimizde tutup gereksiz yere geri çekilmeden, topu da rakibe vermeden oynadık.

Karşılaşmanın hakemi saha içinde provokatif bir şekilde dolandı. İlk yarıda oyuncularımıza yönelik açık arama derdindeydi. Maçın ikinci yarısında rakibin en az beş sarı kartlık sert darbesini görmezden geldi. Hakemin bu tavrından cesaret alan rakip sertliğin ucunu kaçırdı. Bertuğ’un bu maçta ayak bileği kırılmadıysa tam olarak şansınaydı.

Kalecisinden ileri hattına kadar çok iyi oynayarak takım halinde çok az hata ile maçı tamamladık. Hepsinin ayağına sağlık. Sahada güzel futbol ve farklı galibiyet olunca herkes mutlu şekilde stattan ayrıldı.

Kayserispor maçında net on iki, bu maçta da net dokuz gol pozisyonumuz vardı. Sahasında oyuna tamamen hükmedip rakibe kazanma umudu vermeden oynuyoruz. Geçen sezonun ikinci yarısında yakaladığımız bol gollü, güzel oyunlu galibiyetleri gene yaşamaya başladık. Ne yazık ki sahamızda sadece üç maçımız kaldı.

Antalyamız son yıllarda Rusya ve Ukrayna’dan hatırı sayılır göç aldı. Ailecek ve Antalyaspor ürünleri ile tribünde olduklarını gözlemliyorum. Yönetimimiz daha çok sayıda tribüne gelmelerini sağlayacak etkinliklerle sayılarını artıracak organizasyonlar yapabilir.