Tek Devre Yetti
M. Okan Okuş yazdı…
Geçen haftaki yazımda artık kolayca gole giden, bol gollü galibiyetler alacağımız haftaların geldiğini söylemiştim. Daha ilk maçtan itibaren her maç parça parça da olsa sahaya iyi bir şeyler yansıtmaya çalışan takım, geçen haftaki Fenerbahçe maçı ile beraber kadronun tamamlanması ve transfer hareketliliğinin de bitmesi ile beraber sergilediği oyunu adeta ete kemiğe bürünmüştü.
Antalyaspor’un geçen haftaki ön alan presini gözlemleyen rakip, geride beklemenin kendisine sıkıntı olacağını düşünüp ilk dakikalardan itibaren oyunu rakip sahaya yıkmaya çalıştı. Maçın 7. dakikasında kaçırdıkları gol maçın geride kalan kısmı için adeta farklı bir senaryo yazılmasının önüne geçti. Bu dakikadan itibaren oyun kontrolü de bizim oldu.
Orta alandaki Dario Saric dinamizmi, kanatlarda sağlı sollu Bünyamin, Jehezkel, Güray, Larsson bindirmeleri golün çok geçmeden geleceğinin işaretleri idi. Eğer futbolda takımınızı yönlendiren oyuncu zeki ise saha içerisinde rakibin 2-3 adım önüne geçiyorsunuz. Cepheden kendine yapılan faulde Dario Saric hemen kalkıp oyunu başlattı, rakip daha saha içi oyuncu paylaşımını yapamadan golü bulduk. Saric’in oyun içinde bu kadar iyi olmasında yanında oynayan Erdal’ın da ona çok iyi yardımcı olmasının etkisi var. Geçen sene Fernando Martins’in yanına iyi bir süpürücü olması gerektiğini düşünüyordum. Ama bazen Erdal bazen Ufuk tam olarak katkı veremedi. Bunda Fernando’nun Saric kadar seri olamamasının da etkisi vardı.
Bu sene Antalyaspor yeni transferlerinden her maç farklı bir isimden katkı almaya başladı. Sagiv Jehezkel, sağ kanatta Bünyamin’in önünde hem ona yardımcı olması hem hızı ve bitirici vuruşları ile geceye damgasını vuran isim oldu. Yalnız Jehezkel’in gördüğünü yorumlamaktan aciz hakemlerin yönettiği bir ligde forma giyecek olduğunu bilmesi lazım. Biraz daha kontrollü olmazsa sahada maçı bitiremediği günler olabilir.
Maçın ikinci yarısı ile beraber tempoyu düşürdük. Samsunspor ise çıkmadık candan umut kesilmez diyerek saman alevi gibi ataklarla tehlike yaratmaya çalıştı. Nuri Hoca ikinci yarının tamamında maalesef çok kötü bir kenar yönetimi sergiledi. Belki bilinç altında skoru koruma isteği ve 2-0’dan maçı verme korkusu da etkili oldu. Bytyqi’yi 70. dakika gibi oyuna alsa, uzun toplarla zaten ağır olan ve kademe almakta zorlanan rakibi bulacağımız golle erkenden teslim alabilirdik.
Bu maçta beni rahatsız eden konu, kaleci Helton’un rakibi çok fazla üstüne çekerek topla oynaması ve pozisyonu bozulan Veysel’in de hataya düşecek olması oldu. Önde basan takımlara karşı bu ısrar başımıza çok iş açar.
Güray Vural geçen sene olduğu gibi cansiperane oyunu ile maçın kazanılmasındaki kahramanlardandı. Bize geldiğinden beri kaçıncı muhteşem oyunu, artık sayısını unuttum. Sosyal medyada sebepsizce eleştirilen Ömer Toprak ise gecenin iyilerindendi.
Maçın hakemi maçın başından beri garip bir oyun planı kurmuş kafasında. Rakip takımı oyundan düşürmemek için elinden geleni yaptı. Orta alanda kontraya çıktığımız iki pozisyonda oyunu kesip faul yapan oyunculara da sarı kart vermemesi kafasında neler döndüğünün işaretiydi.
Bu gece takımın yönetimi hocası ve taraftarı ile bir bütün olması için önemliydi. Kazasız atlattık. Önümüzdeki hafta İstanbulspor’u rahatça yenip ligde hak ettiğimiz yerlere doğru çıkacağımıza eminim.