Tam Yerine Rast Geldi Manzara Koyduk
Levent Sağlam yazdı…
Cumartesi gecesi, Antalyaspor-Trabzonspor maçının Antalyaspor adına özeti “defans, defans, defans” idi. Yani takım halinde geriye yaslanıp, rakibe topu teslim edip, kendi yarı alanında takım halinde savunma yapmaktı. Bu tip maçları izlemek veya sahada oynamak çok sıkıcı olsa gerek. Türkiye’nin sayılı hücum futbolu oynatan hocalarından olan Ersun Yanal adına da çok sıkıcı olduğunu düşünüyorum. Fakat bu takımın kadro yapısını da düşünürsek, Ersun Hocanın elinin kolunun bağlı olduğunu da görürüz. Zira hoca takıma geldiği zaman tabiri caizse kısa metrajlı bir film çevirdi yani farklı bir oyun şablonu oturtmaya çalıştı. Ama olmadı. Bunu da Hatayspor maçında aldığımız farklı mağlubiyetle gördük.
En azından 5 Ocak tarihinde açılan transfer sezonuna kadar bekleyelim, sabredelim, eksiklerimiz hocanın önerileri doğrultusunda tamamlanır derken kulüp basın sözcüsünün transfer konusundaki yaptığı açıklamayla umutlarımız sona erdi. Bir de son birkaç gündür ortalıkta dolaşan, harcama limitlerinden dolayı transfer tahtasının kapalı olduğu söylemleri de işin tuzu biberi oldu.
Süper Lig’de ve Türkiye Kupası’nda da yoluna devam eden Antalyaspor’un her iki kulvarda birden sıkıştırılmış fikstürde işinin zor olduğu gün gibi aşikar iken bu takıma transfer şart diye düşünüyorum. Bir sol bek alınıp Kudriashov’u stoperde daha verimli şekilde değerlendirebiliriz. Zira dün gece bunun sıkıntısını yaşadık. Stoperler Veysel ve Bahadır’ın sakat olmalarından ötürü kadroda olmaması, henüz oyunun 33. dakikasında Ersan’ın oyundan atılması, sol bekten sol stopere geçen Kudriashov’un da oyun içinde sakatlık yaşaması, kafalarda ister istemez bu bölgeyle ilgili soru işareti oluşturuyor. Kudriashov oyuna devam edemeseydi stoperde kimi oynatacaktık? Biz cumartesi günü takım halinde defans yapmadık mı? Haydi bu bölgeyi biraz daha irdeleyeyim. Hafta içini BAY geçecek olan Antalyaspor, hafta sonu Konyaspor deplasmanına gidecek. Bahadır’ın dönmesi mucize. Ersan kart cezalısı… Ya Veysel de dönmezse… Tamam, Naldo ile Kudriashov oynar. Sol bekte de Eren’den ne kadar yararlanabilirsiniz? Oyun içinde stoperlerde bir sıkıntı yaşarsanız, ne yaparsınız?
Takımın orta sahasına oyunun hem savunma hem de hücum yönünü oynayabilecek iki oyuncuya ihtiyaç var. Haydi ikiden vazgeçtik, bir oyuncu transferi mutlaka gerekli. Şu an bu bölgede Fredy hariç diğerlerinin yaş ortalaması ve performansı yeterli değil. Bu bölgede Doğukan’ı ancak önde kullanarak verim alabilirsiniz. Yine Jahovic’in yanına Doukara niteliğinde bir santrfor gerekiyor. Dışa çıkan, şut atan, içeri kat eden, fizik gücü iyi bir santrafor bu bölgenin eksiği olarak göze çarpıyor. Bu saydıklarımız yetersiz ama kulübün şu anki mali yapısını da göz önüne alırsak her iki kulvarda da gideriz mantığı var ise bunu da çözersiniz diye düşünüyorum. Her şeyin bir yolu ve yöntemi vardır. Çözerseniz, çözersiniz.
Nur topu gibi bir Türkiye Futbol Federasyonu bir de Merkez Hakem Komitemiz var. MHK, maça saatler kala maçın hakemini gecenin bir saatinde nedendir bilinmez bir şekilde değiştirdi. Antalyaspor’un Rizespor maçını da yöneten Erkan Özdamar, Trabzonspor maçının hakemiydi. MHK, Erkan Özdamar’ın yerine Ali Palabıyık’ı atadı. Gecenin bir yarısı yapılan bu değişiklik kafaları karıştırmaya da yetti.
TFF’nin ligin ikinci yarısında yabancı sayısını on altıya çıkartması açıklaması da enteresandı. Özümüze dönüp altyapıdan oyuncu yetiştirsek daha iyi değil mi? Hem kulüplerin batık olduğunu söyleyeceğiz hem de yabancı sayısını artırıp dövizin yurt dışına gitmesine göz yumacağız. Nereden bakarsanız bakın, tutarsızlık.
Maçın özeline dönersek eğer Ersun Hocalı Antalyaspor, takım halinde defansa kapanıp savunma yaptı. İlk geldiği dönemdeki önde rakibe basma gibi bir oyun şablonundan vazgeçen Ersun Yanal, son haftalardaki uyguladığı geriye yaslanmayı bu maçta da uyguladı.
On birinci dakikada Trabzonspor’un kullandığı penaltıyı gecenin adamlarından birisi olan Boffin kurtardı. Penaltı pozisyonunun oluşumuna neden olan Ersan’ın bu pozisyonda ellerinin açık olarak pozisyona dahil olması ise gözden kaçmadı.
Attığımız golde Bünyamin ile Fredy paslaşması ve Fredy’nin arka direğe kestiği topa iyi yükselen Amilton, dakika yirmi beşte Antalyaspor’u bir farkla öne geçirdi. Oyun içinde Fredy-Amilton işbirliği dikkatlerden kaçmadı.
Dakikalar otuz üçü gösterirken, Trabzonspor ceza sahası içinde pozisyonu zorlayan Gökdeniz’in verdiği topu Orgill deyim yerindeyse resmen ezdi. Bu dakikada hücuma bu kadar kalabalık çıkan Antalyaspor, bu pozisyonda dengesiz yakalandı. Trabzonspor’a karşı böyle gidersen öndeki oyuncuları Abdülkadir Ömür ve Abdülkadir Parmak gibi hızlı oyuncuları cezayı sana keser. Nitekim Orgill topu kaptırınca, Abdülkadir Ömür bir anda orta sahayı geçip önce Nuri’nin hafif temasına sonra Ersan’ın sert temasına maruz kaldı. Sarı kartı olan Ersan ikinci sarı karttan oyundan atıldı. Bu pozisyonun içinde dört futbolcu var. Bunların en hatasızı, pozisyona emek veren Gökdeniz. Sırasıyla topu kaptıran Orgill, arkasında aynı koridorda olan stoperinin sarı kartı olduğunu bilmesine rağmen hafif temasta bulunan Nuri ve arkasında iki takım arkadaşı olmasına, sarı kartı olmasına, ceza sahasına daha mesafe olmasına rağmen gereksiz müdahalesiyle Ersan bu pozisyonun hatalılarıydı.
Bu dakikadan sonra on kişi kalan Antalyaspor, kanatlarını da dörtlü defans bloğuna sokarak ceza sahası içinde altı kişilik bir savunma hattına dönüştü. Nuri, Hakan ve Fredy ise hemen defans bloğu önüne yerleşip defanstan gelen topları iyi kullanmak adına zorunlu bir oyun şablonuna dönüldü.
Gecenin en ilginci, bana göre sahanın en iyi olanlarından Fredy ve Amilton’un oyundan çıkmasıydı. Bu oyuncu değişiklikleri eğer ekstra bir şey yoksa tamamen Ersun Hocanın yanlışıdır.
Yediğimiz gole gelirsek, gol öncesi pozisyonda oyunun bitmesine az bir süre varken Gökdeniz’in orta sahadan topu kaleye vurması hatadan çok tecrübesizlikti. Zira dönen top, Antalyaspor kalesinde gol oldu. Aslında kenar yönetimi Gökdeniz’i uyarsa, Gökdeniz de topla korner çizgisine kadar gitse bugün Antalyaspor’un üç puanını konuşuyor olacaktık. Ben, Gökdeniz’in bu pozisyonunu hata olarak değil de tecrübesizlik olarak görüyorum.
Sonuç olarak Antalyaspor her ne kadar bir puan alsa da oyunun uzatma dakikalarında yediği golle iki puanı heba etti. Bu kadar atraksiyonun, malzemenin çokluğunun ardından üstat Levent Kırca’yı da anmamak olmaz.
“Niyetimiz kimseyi kırmak değildir. Şurdakini buraya koymak değildir. Arada bir zülf-i yare dokunduk, tam yerine rast geldi manzara koyduk.“