Sil Baştan
Ahmet Çolak yazdı…
Yine, yeniden, yeni baştan, başa döndük. Alınan başarısız sonuçlardan sonra camianın ve taraftarın da baskısı ile hoca değişikliğine gidildi. Bu değişikliği başkan ve yönetimin %100 irade ile aldıklarına inanmıyorum çünkü onların Bülent Korkmaz ile devam etmek niyetinde oldukları çok net görülüyordu. Kamuoyunun baskısı ve her geçen gün artan eleştiriler ile bu kararı aldılar.
Aslında her şey iyi giderken ne olduysa Malatya maçından sonra oldu. Teknik heyet ve futbolcu grubu 3-0’lık net galibiyet sonrası, akıl almaz bir şekilde galibiyeti taraftarı ile kutlamak yerine kaçarcasına sahayı terk etmeleri iplerin kopmasına sebep oldu. O günden sonra özellikle başta Bülent Korkmaz ve bazı futbolcular taraftarın gözünde yerlerde sürünmeye başlamışlardır. Siz kim olursanız olun o armanın olduğu kırmızı beyaz formayı giyiyor ve taşıyorsanız, başta taraftar, seyirci ve camiaya saygı duymak zorundasınız.
15 Kasım 2019 tarihiyle birlikte 2.5 sezonluk anlaşma yapılan yeni hocamız Stjepan Tomas dönemi başlamıştır. Türkiye’de hatırı sayılır sosyal medya kullanımında ilk beşe rahat girecek olan taraftarımız ikiye bölündü; bir kısmı başarılı olabileceği, diğer bir kısmı da başarısız olacağı yönünde fikir beyan ediyorlar.
Yönetim tercihi bu yönde olduğu için saygı duyup beklemek zorundayız. Bülent Korkmaz bu takımda yeni bir çığır açmıştır. Kulüpçü hoca olarak ve altyapıdan oyuncu kazandırma adına epey yol almıştır. Mutlaka başkanın bu yönde bir hoca ile çalışma isteği doğrultusunda Stjepan Tomas doğru tercih olarak görünüyor olabilir. Çünkü maliyet ve transfer isteği fazla olan hoca tercihi şu an kulübümüz için sağlıklı bir karar değildir. Türkiye Liglerinde 5 şampiyon olmuş takımdan sonra en çok borcu olan ekip maalesef Antalyaspor’dur.
Yaklaşık olarak 18 yıldır Türkiye’de hem futbolcu hem de teknik adam olarak görev yapan Tomas’ı yabancı olarak göremeyiz. Ülke futbolunu çok iyi tanıyan bir spor adamı olarak görebiliriz. Şu an ülkede başarı ve gelişim gösteren genç teknik adamlarda ilk 3’te olan Okan Buruk ile 5 farklı takımda çalışmış ve her gittikleri takımda ofansif futbol anlamında başarılı olmuştur. Yardımcı teknik adam görevini üstlenmiş bir isim olmasının yanında 4 veya 5 farklı yabancı dil bildiği, gittiği her takımda transfere direkt katkı yaptığı ve izlediği futbolcu portföyünün de çok geniş olduğu söyleniyor.
Yıllardır takım takım gezen tabir-i caizse adeta kaşarlaşmış ve sadece ceplerini düşünen veya yaptığı transferlerle menajerler ile adeta ortak çalışan hocalardan beklediği sonuçları alamayacağını düşünen başkanın bu tür bir tercih yaptığı aşikar, yalnız riskli bir yapılanma ile takımın bu durumda yardımcı bir teknik adama takımı teslim etmekle de büyük bir kumar oynamış oluyor. Bunun sonucuna her türlü katlanmak zorundadırlar.
Bizler de camia olarak yeni hocamızın arkasında olup koşulsuz destek vermek zorundayız.