Sıkıntılı Gidiş Mutlu Dönüş
Ahmet Çolak yazdı…
Deplasmana çıkan bir takımın başına gelebilecek aksilikler, maalesef 48 saat içinde takımımızın başına gelmiştir. Covid-19 testleri önce neredeyse bütün teknik ekip, oyuncu ve personellerde pozitif vakaya rastlanmış, daha sonra negatif çıkanlar pozitif, pozitif olanlar negatife dönmüştür.
Siz şimdi kendinizi teknik ekip ve futbolcular yerine koyunuz. Testiniz pozitif açıklandığı anda hemen aklınıza aileniz ve sevdikleriniz gelmez mi? “Acaba” dersiniz, telaş yapar, sıkıntı duyar ve psikolojiniz alt üst olur. Bu durumda 28 veya 30 saat sonra müsabakaya çıkacak oyuncu grubunu düşünün bir de… Neyse ki İl Sağlık Müdürlüğü ve Süleyman Demirel Üniversitesi’nin yaptığı çapraz eşleşmeli testlerde hiçbir sorun olmadığı ortaya çıktı. Yine de bu yolculuğun kolay geçtiği anlamına gelmesin, saat 24:00 sularında anca İstanbul’a uçabilen ekibimiz, havalimanı, yolcu transferi ve otele yerleşme derken sabaha karşı 03:00 sularında veya daha geç aktif dinlenmeye geçmiştir. Buna mukabil sabah kalkış saati, kahvaltı saati hatta ne yiyeceklerinin belirlenmesi dahi alt üst olmuştur. Düşünün bu şekilde maça çıkacak bir oyuncu grubunun durumu, ruh halini ve fizik kapasitesinin maça nasıl yansıyacağını!
Gelelim maça… Tamer Hoca yine her zamanki gibi taktik ve topu rakibine bırakıp, hızlı çıkıp araya atılan toplarla gol veya goller bulup rakipten puan veya puanlar almak derdindeydi ve bunda yine başarılı oldu. Oynanan son üç Beşiktaş maçında da İnönü Stadyumu’ndan 2 galibiyet ve 1 beraberlik ile, mağlup olmadan ayrılmasını bildi.
Tamer Hocam, senin ellerindeki forvet ve forvet arkası hattı Süper Lig’de çoğu takımda yok. Çok kaliteli, teknik, hızlı bir oyuncu grubu ve golcülerin ile bu ligde yenemeyeceğimiz takım da yok. B ve hatta C planları uygulamalısınız. Yani bir filmi sondan başa doğru sararsak, oyunun son 30 dakikasında yaptığınızı, ilk yarım saatte yapsak nasıl olur? Bence güzel olur. Demek istediğim şu; rakibe ön alanda baskı yapıp, daha ne olduğunu anlamadan oyun üstünlüğü ile birlikte araya 2 gol sıkıştırırsak, daha sonra rakip oyunda dengeyi sağlamak ve gol bulmak adına yüklendiği dakikalarda hızlı oyuncularımız ile bulacağımız boş alanlarda 3, 4 hatta 5 gollü maçları izlemek hiç de hayal değil. Çok alternatifli hızlı ve kaliteli hücum hattındaki oyuncu grubu ile bu sistemi düşünebilirsiniz.
Her ne kadar ilk 45 dakikada yapamadıklarımız olsa da bunları ikinci yarının başından itibaren oyuncu değişiklikleri ile lehimize çevirdik. Rakibin orta saha yükünü çeken 38’lik Atiba’nın oyundan düştüğünü gören kenar yönetimi, Podolski ve Orgill değişikliği ile ön alanda baskıyı arttırdı. Hemen 10 dakika sonra Ufuk ve Gökdeniz değişikliği topun bizde kalmasını ve rakibin düşen gardından sonra pozisyonlar ardında golü bulmamız da bize 1 puanı getirdi. Getirilen 5 oyuncu değişikliği kuralının bu sezon en çok bize yarayacağı aşikar görünüyor. Kaybetmemeyi ve mücadele anlamında sahada diri kalmayı, oyun planından taviz vermeden disiplini alışkanlık haline getiren ekibimiz gerçekten mücadele gücü yüksek müsabakalar izletmeye devam ediyor.
Bu ligde alınan her puan değerlidir. Bunların semeresini sezon sonunda göreceğiz. Kadro yapılanmasında bu sezon 2. ve 3. bölgede çok iyi işler yapıldı. Maalesef 1. bölge için aynı şeyleri söylemek zor. Uzun lig maratonu, kupa, sakat ve cezalı oyuncuları düşünürsek en az iki takviye daha elzem görünmektedir. Oyunun her iki oyununu oynayabilen bir stoper ve sağ bek transferleri acilen yapılmalıdır. Beşiktaş maçı esame listesinde sadece defans oyuncusu olarak Ersan Adem Gülüm vardı. Bu örnek, 1. bölgenin ne kadar yetersiz olduğunun en net göstergesiydi.
İki sezon önce Almanya 3. Ligi’nden gelip çok büyük aşama kaydeden, milli takımlarda forma giyen ve en nihayetinde şampiyonluk yaşamış Süper Lig ekibine transfer olan Nazım’a teşekkür eder, bundan sonraki futbol yaşantısında başarılar dilerim.