Sevdamızda Yaşayacaklar

Nereden başlasam, nerede bitirsem bilemiyorum. Ne Antalyaspor’u konuşmak geliyor içimden ne de yazmak. Bursaspor maçından önce içime doğdu maç içinde yaşayacaklarımız. Öyle ki, maçı seyretmemeyi bile düşündüm ama dayanamayıp yine geçtim ekran karşısına.

Başta da dediğim gibi, hangi birini yazalım bilemiyorum.

Göztepe maçında göz göre göre iki sarı kart görüp mağlubiyetin baş sorumlusu olan Sandro’nun yine 11’de başlayıp yine çok gereksiz bir hareketle takımı eksik bırakmasını mı konuşalım? Geldiği günden bu yana Instagram hikayelerinden başka bir numarasını göremediğimiz, sahada adeta yürüyen, Antalyaspor’u babasının çiftliği rahatlığıyla kullanan Menez’i mi yazalım? Hücuma katkı anlamında 1 tane olumlu pas kullanamayan Celutska’yı mı? Instagram kabadayımız Sakıb’ın gün geçtikçe düşen performansı mı? Eskişehirspor günlerini mumla aratan Boffin’i mi? Kasımpaşa naçının en iyisi Deniz Kadah’ı yedek başlatan Leonardo’yu mu yazsam yoksa?

Bence bunların hiçbiri olumsuz kelamları dahi hak etmiyor. O yüzden yazmayalım. Konuşmayalım. Yalnız, yönetim kurulunun takım üzerindeki hakimiyetini görmek istiyorum artık. Oynamayanı, oynamak istemeyeni ibretlik kararlarla cezalandırmalılar. Şüphesiz her türlü cezanın taraftar da arkasında duracaktır. Hangi kadroyla sahaya çıkılsa, daha kötü bir sonuçla karşılaşacağımızı sanmıyorum. Şu saate kadar bir ceza işareti görmedik. Bizdeki beklenti işte…

Yazılacak güzel bir gelişme olarak, şu durumda olan takımın peşinden giden 25 otobüs dolusu Antalyasporlu’nun varlığıdır. Gençliğini Antalyaspor’un peşinden şehir şehir gezerek geçiren, yakalandığı amansız hastalığa yenik düşerek geçtiğimiz hafta yaşamını yitiren Mevlüt Toklu kardeşimin nezdinde hepsine tek tek teşekkürlerimi iletmek isterim. Yine Mevlüt Toklu nezdinde, yaşamını yitiren Antalyaspor emekçilerine Allahtan rahmet, yakınlarına ve biz sevenlerine baş sağlığı diliyorum.

Sevdamızda yaşayacaklar.